İzmir’de polisin giremediği sokak yok

İZMİR Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, Türkiye’nin birçok yerinde önemli görevlerde bulunmuş bir İzmirli. Kendi şehrine hizmet etmekten onur duyan Yılmaz’la sohbetimizi yazarken en çok kullandığı kelimelerin “çocuk”,“sevgi” ve “birlikte” olduğunu farkettim.

Haberin Devamı

Aydınlık, güzel ve hoşgörülü şehrimizi bu kadar güzel yansıtan bir emniyet müdürümüz olmasından çok mutlu ayrıldım yanından. Sanıyorum kendisinin yarattığı bu olumlu havanın etkilerini yakında tüm polislerde göreceğiz. Bu arada, bana habire park cezası yazan trafik polisleri de dahil tüm polislerimizin Polis Haftası’nı kutluyorum.

»Çocukluk yıllarınızdaki İzmir deyince aklınıza neler geliyor?
»O yıllarda bana Fevzipaşa Bulvarı, yollar, kaldırımlar o kadar büyük geliyordu ki. İlkokulum Şehit FazılBey’in bahçesi, evimin sokakları aslında o kadar büyük değilmiş. Ama o zaman bana her yer devasa geliyordu. - Polis olmaya nasıl karar verdiniz? Ailenizde polis var mı?
»Yok. Annem Askeri Hava Lisesi’ne girmemi istiyordu. Babam da ‘Polis Koleji’ diyordu. İkisinin sınavını da kazandım. Ama Hava Lisesi göz problemi nedeniyle olmadı. Ben de Polis Koleji’ne girdim. Yani babamın isteği oldu. Çok da memnunum.

Haberin Devamı

Kendi şehrime emniyet müdürü olarak gelmekten onur duyuyorum

»Mesleğe İzmir’de başladınız değil mi?
»32 yıl önce Polis Akademisi’ni bitirip İzmir’e komiser yardımcısı olarak geldim. 5 sene sonra tayinim Diyarbakır’a çıktı. 5,5 yıl sonra İstanbul’a gittim ve 12 sene İstanbul’da Kriminal Polis Laboratuvarı, Terörle Mücadele, Havaalanı Şube Müdürlüğü, Bakırköy, Beşiktaş, Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlükleri, Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı gibi birçok görevde bulundum. 2000’de Bayburt Emniyet Müdürü, 2002’de de Ankara Emniyet Müdürü oldum. 2009’da ise İzmir Emniyet Müdürü oldum.
»26 yıl aradan sonra kentinize gelmek neler hissettirdi?
»Tabii çok güzel. Bir başka konu ise 5,5 ay önce kaybettiğim babamın son aylarında yanında olmamdı. Malum, yıllarca ailem İzmir’de, ben farklı yerlerdeydim, yılda 2-3 kere görüşebiliyorduk. En azından son günlerini beraber geçirebildiğim için çok mutluyum. Ayrıca insanın doğup büyüdüğü kente hizmet vermesi ayrı bir gurur ve onur.
»Avantajları var mı kendi yerinizde görev yapmanın?
»Çevreyi, insan faktörünü tanımak gibi bir süreye ihtiyacım var. İzmir’i, İzmirli’yi, İzmir’deki yaşamı biliyorum. Evimdeyim. Arkadaşlarımızla ekip ruhu içersindeyiz. Hepimiz çalışmak ve dürüstlük ilkesini, insan sevgisini amaç olarak belirledik.

Haberin Devamı

ÇOCUK SEVGİYLE BÜYÜSE, ŞİDDETE DAYALI SUÇLAR AZALIR

»Bir polis olarak sizi en çok zorlayan suçlar hangileri?
»Polis olarak güvenlik önlemleri alıp, sanıkları yargıya teslim etmemiz bir zincirdir. Biz esas olarak güvenliği artırarak ve sosyal sorumluluk projeleri yaparak suçun çıkış noktalarını yoketmeyi amaçlıyoruz. Ama insanların içindeki öfkeyle başedemiyoruz. Bir evde, karı-koca arasındaki öfke şiddete ve saldırıya dönüştüğünde biri ölebiliyor. Kadınlara kötü muamele yapanların, trafikte birbirine bağırıp kavgaya tutuşanların öfkesini engelleyebilsek toplumdaki birçok suçu engellemiş olacağız. Ama bunu ancak toplum olarak gerçekleştirebiliriz.
»Bu öfkenin nedenini neye bağlıyorsunuz?
»Toplumumuzda ilköğretimden itibaren sevgi yüklemesi yapılmıyor. Eskiden anne-babalar büyüklerinin yanında çocuklarını sevemezdi. Artık bu değişiyor ve değişmeli. Çocuklar daha fazla sevgi görmeli. Milli Eğitim programında da “Sevgi” ögesi olmalı. Bu, her türlü canlıdan vatan, millet sevgisine kadar sevginin tüm şekillerini kapsamalı. Sevgiyi içine alan, kendisini sevmeyi öğrenen insan, karşısındakini de sever, ona göre davranmaya başlar. İşte bu, cana karşı yapılan, şiddet içeren suçları en az yüzde 50 azaltır.
»‘Öfke Kontrolü Seferberliği’ yapmak istediğinizi biliyorum.
»İnsanımız en ufak şeyde şiddete başvurmasın. Geçenlerde genç bir kızı ayrılmak istediği sevgilisi bıçaklayarak öldürdü, kendi de öldü. Şimdi sevgi bunun neresinde? Kontrol edilemeyen öfke ve şiddet iki gencimizi mezara götürdü. Ya da bir başkası sevgilisi ayrıldı diye intihar ediyor. Bunlar emniyet müdürü olarak beni rahatsız ediyor. Sevgi şiddete dönüşmesin. Başka bir şeye yönelsin. İşte bu konuda polisin yapabilecekleri çok az. Çünkü kimse kimsenin içindeki öfkeyi kontrol edemez ancak kendi edebilir. Biz hırsızlığı, kapkaçı azaltırız ama insanların beynine girip öfkesini kontrol edemeyiz.

Haberin Devamı

Ailelerine iş bularak, sokak çocuklarını okula döndürüyoruz

»Türkiye’nin kanayan yarası kayıp çocuklar hakkında ne düşünüyorsunuz?
»4 milyonluk şehrimizde çok fazla vaka yaşanmamış. Ama bir kayıp çocuk bile bizim için çok önemli. Biz polis olarak siz gazeteci olarak hepimiz elimizden geleni yapmalıyız.
»Sokak çocukları da önemli sorundu. Bu konuda ne yapıyorsunuz?
»Çocuklarını sokakta çalıştırmayacağına söz veren 50 insan Polisevi’nde, 100’ünü bir organize sanayimizde işe alındı. Onlar çocuklarını çektiler. Artık eskisi kadar mendil, satan pencere silen çocuk yok. Olanlardan da kesinlikle kimse birşey almasın. Zaten çocuğunu çalıştıran başka anne-babaları da adliyeye sevkettik. Biz anne-babalarına iş bulmaya, çocuğu da okula döndürmeye çalışıyoruz.

Haberin Devamı

Sosyal sorumluluk projeleriyle suçu önlemeye çalışıyoruz

»Kardeş okul projenize de kendi okulunuzdan başladınız değil mi?
»Okulum benim için çok önemli. Çünkü okuma-yazmayı orada öğrendim. İlk defa öğretmen, okul müdürü gördüm. Hatta vali, belediye başkanı gelmişti, çok meraklanmıştım. Yani benim İzmir’le, sosyal çevreyle, dünyayla ilk tanışmam o okulda oldu. Kendimi borçlu hissediyorum.
»Kardeş okul kampanyanızla neyi hedefliyorsunuz?
»Kardeş okullardaki çocuklarımızla ilgileniyoruz. Sevgiyle, anlayışlı daha iyi şartlarda büyümeleri için imkanlar sağlamaya çalışıyoruz. Bir de ilimizdeki ilkokulların 1.ve 2. sınıf çocuklarına trafik eğitimi verip, onlara “Ailemin ve Ülkemin Trafik Polisiyim” kartlarını vereceğiz.

Haberin Devamı

Gaffar Okkan’ın bende çok özel bir yeri var

»Vefaya çok önem veriyorsunuz. Rahmetli Gaffar Okkan’a da vefa gösterirdiniz. Nasıl bir bağ vardı aranızda?
»Polis Akademisi’ndeyken Gaffar Abi, 2.sınıftaydı. İzmir’de birlikte görev yapmıştık. Ben Diyarbakır’dayken, o Urfa’ya atanmıştı. Amerika’daki kriz yönetimi kursunu birlikte almıştık. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni de beraber bitirdik.
»Sizde nasıl bir etki bıraktı?
»Bir yönetici nasıl olur, topluma nasıl fayda sağlar, sevgi ön planda olmak koşuluyla hizmet verme konularında yöneticilik dersi verebilecek bir insandı. Bende çok özel bir yeri vardır. Onu çok anıyorum, özlüyorum. Başka yapabileceğim bir şey yok.

Her dönemde suç şekilleri farklılık gösteriyor

»İzmir’de 26 yıl içerisinde suç dağılımında ne farklar gördünüz?
»Tabii, bunun için dönemleri ve ortamları da değerlendirmeliyiz. İlk göreve 1980 öncesi başladık. İnsanımızın insanımızı ‘neden farklı düşünüyorsun’ diye öldürdüğü bir dönemdi. O dönemde İzmir’e büyük bir göç vardı. Bu nedenle geçici işsizlik sorunu vardı ama sonra bu çözülmüştü. 90-94 arası yine tırmanan terör, sonra durulmuştu. Bombaların patladığı yerde kimse hırsızlıktan bahsetmez. O nedenle, suç şekilleri çok farklı.
»Büyükşehirlerde hep “bazı sokaklara polis bile giremiyor” diye bir şehir efsanesi vardır. İzmir’de böyle bir şey var mı?
»İzmir’de polisimizin giremediği, girmediği sokak yok. Böyle efsane şehrimizde yoktur. Herkes, her sokakta özgürce dolaşabilir, rahatsızlık duyan bizi arasın, her türlü destek veririz.

»Sözlerinizden ‘polis her şeyi izlemeli’ gibi sonuç çıkıyor..
»Bence polislik bir sanat. Varolan sorunu doğru, hızlı, hukuka uygun ve en az zararla çözmektir. Bunu yaparken bilim ve teknolojiyi kullanacak, sağlıklı planlama yapacaksınız. Projeler üretip, takım ruhuyla uygulayacaksınız.

Altı aylık dönemde suç karşılaştırması

» İzmir’deki 7 aylık görev sürenizi değerlendirebilir misiniz?
»2009’un son 3 ayıyla 2010’un ilk 3 ayı arasına oto hırsızlığında yüzde 23.8, otoban hırsızlığında yüzde 8.9, işyeri hırsızlığında yüzde 11.3, kapkaçta yüzde 5.6, yankesicilikte yüzde 53.4, dolandırıcılıkta yüzde 10.3, gaspta yüzde 37.1, cinayette yüzde 27.3 azalma var. Ama bu tablo bize yetmiyor. Bu oranları daha da aşağı çekmeyi istiyoruz. Uyuşturucuyla mücadele için 66 sokak timi ekledik. Sokak içleri, okul önlerinde artık anne-babalar rahat olsun, o çocuklar bizim de çocuklarımız. Terör ve uyuşturucu konusunda okul müdürleri ve rehber öğretmenleri bilgilendirdik. Davet edildiğimiz yerlerde bu konularda seminerler veriyoruz.
»Park yeri İzmir’in en önemli problemlerinden biri. Siz ne düşünüyorsunuz?
»Bakın sadece İzmir’de 956 bin kayıtlı araca karşılık 20 bin civarı park yeri var. 936 bin araç açıkta. Çözüm üretilmeli, yeni park alanları yaratılmalı. Bir de toplu taşıma araçlarını daha çok kullanmalıyız. İstasyona ya da iskeleye araçla gelip metro, vapurla yola devam edilmeli. Her yere özel araçla gidilmemeli. Sağlıklı toplu taşımayla sorun azalacaktır diye düşünüyorum.
»MOBESE merakla bekleniyor. İzmir’e ne zaman gelecek?
»Çalışmamız hızla devam ediyor, yakında başlayacak.

Yazarın Tüm Yazıları