İzler

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Bayazıt ‘hayır’ dedi Uğur Bayar kararsız

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ateşten gömlek, kimin giyeceğini merak ediyoruz demiştik. Henüz merakımızı giderecek gelişme olmadı. Bir ‘‘hayır’’ yanıtının dışında.

Geçen hafta sürpriz bir isimden ,Tayfun Bayazıt'tan söz ettim sizlere. Çukurova Grubu'ndan bu genç bankacıya, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) teklif edildiğini yazdım. Başbakan Mesut Yılmaz geçen hafta Tayfun Bayazıt'la görüştü. Yazı çıktığı gün Bayazıt'ın yanıtı belli değildi. İsviçre'de görevli olan Tayfun Bayazıt, ailevi gerekçelerle Yılmaz'ın teklifini kabul etmedi, görevden affını istedi.

ÖİB için kulislerde çok kişinin adı geçti. Üç partinin koalisyon hükümetinde bu kadar önemli ekonomik birime atamada kolay anlaşma sağlanamıyor. Partiler arası çekişmeyi bırakın, aynı partinin bakanları da isimde anlaşamıyor.

O yüzden Özelleştirme Başkanlığı'na çok uygun isimlere teklif yapılması siyasi sakıncaya da kurban gidiyor. Eski-yeni bürokratların isimlerini yıpratmamak için bu hafta sadece son resmi teklifi alan Uğur Bayar'dan söz edeceğim.

Başbakan Mesut Yılmaz, önceki gün Uğur Bayar'la görüştü. 33 yaşındaki Bayar, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in sempatiyle baktığı, DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un da ısrarla ÖİB'na atanmasını istediği bir kişi. ANAP içinde bir grup, Bayar için kulis yapıyor. Mesut Yılmaz'ın yakın çevresi diyebileceğim bir başka grup da Bayar'a karşı çıkıyor.

AP'li eski Sanayi Bakanlarından merhum Nuri Bayar'ın oğlu Uğur Bayar, Özelleştirme İdaresi'nde daha önce 3 yıl çalıştı. Bayar, Üstün Sanver'in Başkanlığı döneminde Başkan Yardımcısı olarak atandı. Can Yeşilada ve Tezcan Yaramancı'nın Başkanlığı zamanında aynı görevdeydi. Şaibeli Tofaş ihalesinde, dönemin Başbakan'ı Tansu Çiller'in ihale zarfını Konut'ta açması olayını tutanaklara geçirten de Uğur Bayar'dan başkası değildi. Anayol iktidarında 4 ay vekaleten Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yaptı.

Refahyol zamanında ise Çiller'in talimatıyla, Bakan Ufuk Söylemez tarafından görevden alındı. Halen özel sektörde çalışan Uğur Bayar, Yılmaz'ın teklifini düşünüyor.

Cimbom'u ekelim

Cimbom'u kesinlikle ekmeliyiz!

Fanatik Galatasaray taraftarları, hemen celallenmeyin...

Bu Cimbom başka Cimbom.

Bu Cimbom ekilir... Şifa için, damaklara tat için, erozyona köklü çözüm için, fiziki güzelliğinize güzellik katmak için, döviz için, Türkiye'nin yeşil bir deniz olması için, orman yangınlarını azaltmak için....

İçinler o kadar çoğaltılabilir ki. Çünkü katkıları saymakla bitmez.

Bu bir bitki...

Her yörede farklı adlarla tanınıyor. Örneğin kapari, kedi tırnağı, Hint hıyarı, yılan kabağı, cimbom, it kavunu, gevil, bugo, kepekçiçek, bubu, devedikeni, kepere, gebre, gebere vs.

Ama özellikleri fazla bilinmediği için pek kaale alınmıyor sanırım...

Bu kadar çok yararı olduğunu ben de bilmiyordum. Ta ki Orman Bakanlığı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü'nün Kapari adlı kitapçığını okuyana kadar.

Düne kadar Genel Müdür olan İsmail Özkahraman (yeni Orman Bakanı Ersin Taranoğlu, işinin ehli bu bürokratı ne hikmetse görevinden aldı), toprak kanseri erozyonla savaşım için bu bitkinin yaygın olarak yetiştirilmesi için çok uğraş verdi. Sadace erozyona karşı değil ihracat yoluyla ülkeye döviz kazandırmak, on parmağında on marifet olan bu bitkiden azami ölçüde yararlanmak açısından canla başla çalıştı.

Gıda, tıp, kozmetik başta olmak üzere, tomurcuğundan, yaprağına, meyvesinden köküne kadar bir çok sektörde kullanılıyor kapari. Batı'da sanayisi var. Bizden de ithal ediyor, çeşitli alanlar için mamül hale getiriyor, ihraç ediyorlar. Bizim şimdilik ihracatımız yılda 12 milyon dolar civarında. Ege'de 3 bin aile kapari yetiştiriciliği yapıyor. Ama bu yeterli değil. Türkiye'nin her yöresinde dikimi yapılabilecek bir bitki.

Girişimcilere, orman köylüsüne, tarımla uğraşanlara, ülkesini sevenlere sesleniyorum. Devlet her türlü yardıma hazır. Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğü'ne veya en yakın Orman Fidanlık Müdürlükleri'ne bir uğrayın. Gerekli bilgileri alın. Yılda 1 milyon adet cimbom fidanı sizi bekliyor. Ya tohumunu alın ekin, ya fidesini alıp dikin. Hem siz, hem insanlık hem Türkiye kazansın...

Fas'ta Türk Günleri

Faslı işadamları, ticaretlerinin büyük bir kısmını Avrupa ülkeleri, özellikle de Fransa, İspanya, İtalya ve Amerika ile gerçekleştiriyor. Fas'ın ithal kalemlerinde birçok mal talebini Türkiye karşılayabilecek durumdayken, ürünlerimizin bilinmemesi, ticari ilişkilerin zayıflığı, Türkiye açısından bu pazarda ciddi kayıplara neden oluyor.

Son zamanlarda İslam ülkelerinin birbirleriyle olan ticaretlerini geliştirme eğilimi, Fas-Türkiye ilişkilerine de yansıdı. Geçtiğimiz nisan ayında, o dönemin Devlet Bakanı Ahmet Demircan'ın beraberinde işadamları heyetiyle Fas'a yaptığı resmi ziyaretle, ilişkiler ivme kazanmıştı. Karşılıklı yatırımların teşviki ve desteklenmesine ilişkin anlaşma imzalanmış, çifte vergilendirmeyi önleyici serbest ticaret anlaşması taslağında da mutabık kalınmıştı.

Şimdi Türk ihracatçıları ve yatırcılar için güzel bir gelişme var. Fas'ta ilk kez Türk İhraç Ürünleri Fuarı açılacak. 11-14 Eylül tarihleri arasında Casablanca'da gerçekleşecek olan bu fuarda, Faslı işadamları Türk ürünlerini yakından tanıma fırsatı bulacaklar. Fas tarafının sergilenmesini istediği ürünlere ilişkin sektörler arasında, otomotiv ve yan sanayii, ziraat teknolojisi, dayanıklı tüketim malları, elektrik elektronik, inşaat malzemeleri, ofis mobilyaları, tüketim malları ve gıda var.

Liberal ekonomiye geçişin altyapısını kurmaya başlayan Fas, hem Türk işadamları için çalışma rahatlığı sunabilir, hem de ortak yatırımlarla üretilen mal ve hizmetler Fas yoluyla Kuzey ve Kara Afrika'ya, Türkiye yoluyla da Türk Cumhuriyetleri'ne ulaşabilir. Üç kıtanın Akdeniz üzerinden birbirine bağlanması sağlanabilir.

Ladin Fuar ve Kongre Organizasyon Şirketi'nin organize ettiği bu fuar, Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın izni, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, Türk-Fas İş Konseyi, Fas Ticaret ve Sanayii Odaları Federasyonu, Fas Endüstri Geliştirme Merkezi'nin destekleriyle gerçekleşiyor.

Yazarın Tüm Yazıları