İyi geceler

SENEDE bir gün.

Şarkısı değil, ama temposu uyuyor Ankara’ya.

Haberin Devamı

Başkent geceyarısını, sadece senede bir gün deniyor.

Yılbaşında.

Ama artık bir çok kentlinin, eskiden mutlaka sabaha eren bu geceyi denediğini bile düşünmüyorum.

Sadece tattığını...

Kadehten bir yudum alan, fakat dibini hiçbir zaman (asla) görmediği için, şarabı bir an ve sadece dilinin ucunda hisseden günübirlik tat turistleri gibi.

Tadın, damakta bile kalmadığı bir "deneme" sözünü ettiğim.

Günübirlik. (Gecebirlik değil, haşa)

* * *

Yılbaşı, yani senede bir gün bile olsa, gece, yine geceyle geçinemeyenlerin sırtını yere getirecek.

Ve forması yine pijama olacak, gece milli takımının.

Oysa gece güzel, gece farklı, gece sadece sizin.

Uykuyu yaşanan/yaşanılası saatlere "düşman" görenler bilir, ömrü hayata bölen bu denklemi.

Ömür hayata bölünürse, bilir ki, çıkan tam sayı değil elde var kısmı kıymetlidir.

* * *

Gece, zamanın iştahının azaldığı, bir demdir.

Saatlerin insanın emrine girdiği, gönül karargahıdır.

Saklı bahçesi, hatta serasıdır insanın.

Çünkü gece her mevsim tazedir.

Gece, kışın yenilen çilektir.

Yazın, çok eski, geceleri kendi kendine zangırdayan bir buzdolabının, kar tutmuş "deepfreez"inden alınan kara gömülen bir kadeh rakıdır.

Ezber bozar, gece.

* * *

Yılbaşında gecenin erken ya da -sizce- geç bir saatinde yatacaksınız.

Sonra sabah olacak yine.

Gece size yenilen zaman, büyük bir iştahla sıyrılacak kınından.

Sabah, yanında iş-güç telaşı/mesai, okul, trafik vs.. çetesiyle saracak etrafınızı.

Yine, yaşamlarından çalacağı biz kentlileri arayacak.

Mutlu ve günüyle, gecesiyle uzun yıllar.

Yazarın Tüm Yazıları