İstanbul yaklaşımı mı Kudüs yaklaşımı mı?

TÜRKİYE bir yandan dilenirken, bir yandan sadaka veriyor.

Üstelik de gereksiz sadakalar.

Hem de kendini batırma pahasına.

Ulusal güvenliği tehlikeye sokma pahasına.

İşte Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın tank modernizasyon ihalesi.

İşte bir ülkenin kendi savunma sanayiini yok etme hikáyesi.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı 2000 yılının 2 Haziran günü aldığı bir kararla, Türk ordusunun elinde bulunan M 60 tankların modernizasyonunu başlattı.

Ordunun elindeki 900 adet M 60'ın ilk 170 tanesinin modernizasyon işi ihale falan yapılmadan IMI (Israel Military Industries) isimli İsrail firmasına verildi.

Tank başına 3.5 milyon dolardan yaklaşık 595 milyon dolarlık bir iş.

İşi alan IMI İsrail'in batık bir firması.

İsrail basınında bile bu firmanın batık olduğu yolunda pek çok haber var.

Ancak Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın verdiği bu iş ile firma batmaktan kurtuldu.

İşin garibi, İsrail firmasının elinde modernizasyonu yapılmış bir M 60 tankı olmadığı gibi, bana ulaşan bilgilere göre IMI'nın bu konuda bir projesi bile yok.

IMI ilk tankı 60 ay içinde modernize edilmiş olarak Türkiye'ye vereceğini taahhüt ediyor, hepsi bu.

Oysa aynı tankları daha önce modernize etmiş firmalar var.

Üstelik bu firmaların taahhüt ettikleri teslim süresi daha kısa, fiyatları ise aynı.

Ama bizim konumuz bu değil.

Benim takıldığım nokta bu işte yerli savunma sanayii firmalarının dikkate alınmamış olması.

Çünkü iş büyük.

Bu iş yerli firmalara verilebilirdi.

Hatta bu iş için bir firmaya destek olunabilirdi.

Neden mi?

Basit. Türkiye'nin 900 tankı modernize edilecek.

Tanesi 3.5 milyon dolardan eder mi, 3 milyar 150 milyon dolar.

Suudi Arabistan'ın elinde 600 tane var, Suudiler bunu İsraillilere modernize ettirmeyeceğine göre 2 milyar 100 milyon dolar da oradan.

Etti mi, 5 milyar 250 milyon dolar.

Mısır'ın 2000 adet M 60'ını da hesaba katın.

7 milyar dolar da o.

Etti mi, 13 milyar dolar.

Sırf bu iş için Türkiye'de büyük bir yatırım yapılabilecek veya bir Türk savunma sanayii firması kullanılabilecekken, iş İsrail'in batık firmasında.

Üstelik de bu modernizasyonda İsrail firmasının Türkiye'de üretimi yapılan malzemeleri kullanması gibi bir zorunluluk dahi düşünülmemiş.

Memleketin milyar dolarları yine sokakta.

Sonra da yerli üreticiyi kurtarmak için IMF'den gelecek parayı nasıl dağıtırız diye hesap yapıyorlar.

Bırakın IMF'yi bu ülkenin parasını bu ülkenin sanayicisine verin, onlar kendilerini kurtarırlar.

Bazıları pahalı sever


BAZI meslektaşlarımı anlayamıyorum. Şişli Belediyesi'nin başlattığı indirim kampanyalarının yayılmasından rahatsızlık duyduğunu dile getirenler var.

Çeşitli eleştiriler yapıyorlar.

‘‘Şimdi mi akılları başlarına geldi’’den başlayıp, ‘‘Demek ki, önceden bizi kazıklıyorlarmış’’a kadar giden bir sürü saçmalık.

Ben bu indirim kampanyası karşıtlarına ‘‘çağdışı’’ kalmış kişiler olarak bakıyorum.

Dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde, tüketici haklarının çok çok iyi korunduğu ülkelerde bu kampanyalardan her gün yüzlercesi yapılır.

Tüketici cenneti ABD'de böyle günlük değil, saatlik indirimler vardır. Belirli bir ürün için günün belirli bir saatinde şok indirimler yapılır.

Hiçbir Amerikalı yazar da, ‘‘Dün alanlara kazık mı attınız?’’ diye sormaz.

Bazıları da, ‘‘Herkes alışveriş yapmadı ki, sadece birkaç milyon kişi bu işten faydalandı’’ diyor. Bunu diyenler de ekonomi yazarı. Maksat çarkın dönmeye başlamasını sağlamaktı, bir kampanyayla bir günde ülkeyi kurtarmak değil.

Çok saygın bazıları da, ‘‘Bundan saygın markalar zarar görür’’ diyor.

Yanılıyor.

Dünyanın en saygın markaları bile akıl almaz indirimler yapıyorlar.

Markaları falan da zarar görmüyor. Bu indirimin bunları neden bu kadar rahatsız ettiğini anlamadım doğrusu. Acaba ‘‘Bazı rahatsız olanlar’’ adına mı konuşuyorlar diye de doğrusu merak ettim.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


En aşağılık fikrin bile az da olsa taraftar toplayabileceğini unutmadığımız zaman.
Yazarın Tüm Yazıları