Istanbul takimlari

Tugrul SAVKAY
Haberin Devamı

Ben iflah olmaz bir Galatasarayliyim.

Cunku hayatimin en guzel on yilini Galatasaray Lisesi’nin catisi altinda gecirdim.

Galatasaray’in icice gecmis G ve S harflerini kah ceketimin ust cebine yapisik olarak gogsumun ustunde, kah rozet olarak yakamda, ama her zaman dogrudan kalbimin icinde tasidim.

Ortaokulun son veya lisenin ilk yilinda Galatasaray Spor Kulubu’nde atletizmle ugrastim. Kisa, ama cok zevkli gunlerdi.

Sonra lisenin son sinifina gelmeden bir yil once, lise ucuncu siniftayken, cok yakin bir sure once aramizdan ayrilan sosyoloji ogretmenimiz, daha onemlisi Galatasarayli agabeyimiz Vefa Hocamiz bizi elimizden tutup Galatasaray Spor Kulubu’ne uye yazdirdi. Bugune kadar da Galatasarayli olmakla hep gurur duydum.

O yuzden pazar gecesi gec vakitlere kadar televizyonun basindan ayrilamadim.

Galatasaray-Fenerbahce macinin heyecani dinmek bilmedi.

Bu defa hem macin sahada centilmence gecmesi, hem de mac sonrasi atmosferin alisilageldik gerginlikten uzak olmasi cok hostu. Ali Kirca’nin birkac gun onceki 'Siyaset Meydani'nda endiseyle sozedilen doner bicaklari falan ortalikta hic gorulmedi. Iyi oldu.

Durduk yerde mac yazisi yazmaya kalkismamin nedeni var. Galatasaray, Fenerbahce, Besiktas, Istanbulspor ve AEK Istanbul takimlari. Istanbul’un elbette baska spor kulupleri, baska futbol takimlari da var ama kalburun ustunde kalanlar bugun icin adi sayilanlar.

Simdi bu takimlarin Istanbul gibi binlerce yillik bir tarihi olan iki imparatorluga baskentlik yapmis bir buyuk kente yakisir duzeyde olmasi gerektigini dusunurum. Bunun anlami sportmen olmak, centilmen olmak, 'fair-play'den yana olmak, zarif olmak gibi nitelikleri forma gibi sirtinda tasimak. Bunlari yapamazsaniz bu kentin takimi olma onurunu tasima hakkina sahip degilsiniz demektir.

Mac oncesinde basinda cok guzel seyler yazildi. Ali Kirca’nin 'Siyaset Meydani'nda her iki kulubun yoneticileri ve eski sporculari, Galatasaray Spor Kulubunun temel tasi olan Galatasaray Lisesi’nden kardeslerim, Fenerbahce’nin kendi adina kurdugu okulun sevgili ogrencileri hep guzel duygulari dile getirdiler. Ali Sen’in 'ego mena' mantikli 'ben, ben, ben' diyen ve tahrike canak tutan konusmalari disinda herkesin agzindan adeta bal akti.

Fatih Terim’in mac sirasindaki tutumunu Hurriyet spor servisi bazi satirbaslariyla vermis. Galatasarayli defans oyuncusu Fatih’in Fenerbahceli Balic’i dusurmesi uzerine Terim kulubeden firlayarak yaninda oturan Galatasaray’in doktor ve masorune 'Ne duruyorsunuz. Balic kotu dustu. Ilk mudaheleyi yapin' demesi; Tayfun ile Hasan’in birbirine girmesi uzerine Hasan’a donup 'Ozur dile' diye bagirmasina ve Hasan’in da Tayfun’u alnindan opup 'Kusura bakma. Hataliydim' demesi bence cok onemliydi. Hatta butun bunlar macin sonucundan bile onemliydi.

Buyuk bir kentin takimina, takimlarina boyle davranislar yakisirdi. Oyle de oldu.

Cok mutluyum. Bir Istanbullu olarak her iki takimla ve her iki spor camiasiyla da gurur duydum.

Propaganda

Sinan Cetin'in son filmi ''Propaganda'' sinemalarda gosterime girdi.

Cetin, filmleri begenilsin begenilmesin, uzerinde cok konusulan bir isim. Tipki Orhan Pamuk gibi. Seveni de var, sevmeyeni de. Ama her filmi, en azindan isin basinda, mutlaka ses getiriyor.

Bunda ustaca duzenlenmis bir oncalismanin rolu buyuk. Ayrica Cetin, isin halkla iliskiler kismini da bayagi ciddiye almakta.

Bay E'de olup biteni herkes bildigi icin tekrarlamayacagim.

Propaganda'da da oyuncular yeterince dikkat cekici. Metin Akpinar icin soylenecek fazla bir sey yok. Ama seyircinin kafasinda neredeyse kaliplasmis bir Kemal Sunal var ve bu filmde Sunal cok farkli bir rolle seyircinin karsisina cikiyor. Ustelik oglu da ayni filmde rol alinca isin bu yani basli basina bir haber degeri tasiyor.

Meltem Cumbul ile Rafet el Roman da, seyirci acisindan hic suphesiz ilgi cekici isimler.

Butun bunlar filmin iyi gise yapmasi icin basli basina yeterli mi?

Bu sorunun cevabi kesin olmasa bile, yapilanlarin en azindan zarari yok, aksine yarari var.

Ben propaganda da asil filmin mesajina takildim. Sinirlarin insanlar arasinda yarattigi yapay ayrimlar uzerinde cok dusunulmesi gereken bir konu.

Sinan Cetin'i fazla takdir etmeyenler bile, eger insaf sahibiyseler, bu filmde dogru bir cikis noktasi oldugunu kabul edeceklerdir.

Geriye filmin sinema degeri kaliyor ki, ona da birakalim herkes kendisi karar versin.

Yazarın Tüm Yazıları