İşçiler...

Böyle düzene ayak uyduran, böyle iktidarın eteğine yapışmış, böyle kıvıran sendikacıları olan işçiye çok bile...

*

Oysa işçiler herkesten güçlüdür...

Gördüğünüz tüm bu dünya düzeninin yaratıcısı ve ayakta tutanıdır işçi...

İşçiyi içinden alıp çıkarttığınız zaman yaşam çöker başımıza.

(.......)

Ne var ki kapitalizm, işçiye hak ettiği onuru, saygınlığı, gücü, avantajı, etkinliği, söz hakkını vermez.

Böylece onları eze eze sömürme olanağına kavuşur.

Sermaye ve iktidarlar, en kolayı bunu sendikalar ve kimliksiz sendikacılar aracılığı ile yaparlar.

Bir bakarsınız ki işçinin emeğini satıvermişler...

İşte böyle olur:

Yılın ilk altı ayında yüzde 3, ikinci altı ayında yüzde 5.5 zam yaparlar ülkenin en büyük işçi örgütünün üyelerine... Bu bir lokantada oturup adam gibi yemek yemenin dahi karşılığı-bedeli değildir.

Kendileri zenginleşirler...

Çalışmayan çocukları dahi zenginleşir...

Ama işçi?..

Siz hiç çalışarak değil zenginleşen, insan gibi yaşayan işçi gördünüz mü?..

*

Dahası işçiler rejimin teminatıdır.

Demokrasinin, hukukun, çağdaşlığın...

Cumhuriyetin...

Devrimlerin...

İyi ama; Türkiye’nin başına çorap örülürken... Dinciler devrimleri söküp söküp atarken... 90 yıllık kazanımlar yok edilirken... Bu güzel ülke Arabistan’a dönerken... Yobaz toplumu ortaçağa sürüklerken... Kendi hakkını bile alamayan işçinin ne yararı olabilir ülkesine...

(........)

Sonuçta kıvıran sendikacılar önde...

İşçiler arkalarında...

Zam?..

Yüzde 3 mü?..

3.5 mu?..

Müstahaktır...