İnternet'e nur yağıyor

TÜRKİYE'de koleksiyoncular dışında alım satımına izin verilmeyen arkeolojik eserler, İnternet’te herkesin gözü önünde rahatlıkla satılıyor. Ne soran var, ne de yasak diyen...

İsteyene Sümer tableti, isteyene Bizans parfüm şişesi. Bence Hitit dönemine ait silindir mühür ya da yağ kandili de kaçmaz. Yok yok, şu Milattan Önce 300 yılına ait Romalı büstüyle bronz Herakles broşunu da gözden kaçırmamak gerekiyor.

Hemen hemen İnternet’teki tüm uluslararası müzayede sitelerinde, bu tür Anadolu kökenli arkeolojik eserlere rastlamak mümkün. Hem de bu eserleri almak için öyle binlerce doları gözden çıkartmak da gerekmiyor. En kabası 500 doları geçmiyor. Bu Anadolu kökenli tarihi eserlerden 40-50 dolara da bulmak mümkün. Gönderim bedelleriyse 15 ile 35 dolar arasında değişiyor.

İnternet'te, Milattan Sonra 100 yılına ait parfüm şişesinin hemen al fiyatı 430 dolar. Milattan önce 300 yılına ait yağ kandili 170 dolar. Bronz Bizans bileziğinin başlangıç fiyatı ise sadece 70 dolar. Kıbrıs kökenli Yunan heykel başı 35 dolar açılış fiyatıyla satışa çıkarılırken, Büyük Alexander'ın bronz heykelciğine ise 130 dolar isteniyor.

Koleksİyonculara serbest

Şimdi gelelim asıl konuya. İster İnternet’ten olsun, isterse uluslararası müzayede kuruluşlarından olsun, Anadolu'dan kaçırılan tarihi eserlerin kimden yada nerden alındığına bakılmaksızın yeniden Türkiye'ye getirilmesinde herhangi bir sorun bulunmuyor. Aksine, getirenlere vergi avantajı sağlanarak teşvik bile ediliyor. Ancak, bunun için taşınır kültür ve tabiat varlıkları koleksiyoncusu olmak gerekiyor. Koleksiyoncu olmak için de nüfus cüzdanı örneği, ikametgah senedi, resim gibi belgelerle en yakın müze müdürlüğüne yazılı olarak başvuruda bulunmak yeterli oluyor. Sadece eski eser kaçakçılığı, kaçak kazı yada gizli define arayıcılığı gibi suçlardan hüküm giymemiş olmak gerekiyor.

Başvurudan sonra, müze müdürlüğünün ihtisas elemanları, koleksiyonun bulunduğu veya bulundurulacağı yerde inceleme yaparak, ev yada işyerinin eserleri sağlıklı bir şekilde muhafaza etmeye uygun olup olmadığına ve güvenlik önlemlerinin alınıp alınmadığına bakıyor. Herhangi bir sorun yoksa, müze müdürlüğü izin belgesini veriyor. İzin belgesini alan koleksiyoncu da, kimden ya da nerden aldığına bakılmaksızın her türlü arkeolojik eseri toplama imkanına kavuşuyor. Ancak, topladığı eserleri tek tek fotoğraflarıyla envanterini tutup, müzeye bildirme ve korumasını sağlama zorunluluğu bulunuyor.

Vergİ avantajI

Koleksiyoncu belgesi olanların ister İnternet’ten, isterse yurtdışındaki müzayede kuruluşlarından satın aldıkları eserler gümrüğe geldiğinde, Kültür Varlıklarını Koruma ve Müzeler Genel Müdürlüğü elemanları tarafından incelenerek, gümrükten muaf olarak koleksiyona dahil edilmesi sağlanıyor. Koleksiyoncu, koleksiyonundaki eserleri sadece sayıları bin civarında olan diğer koleksiyonculara ya da müzelere satabiliyor. Bunların dışında satılmasına ya da yurt dışına çıkarılmasına kesinlikle izin verilmiyor. Koleksiyoncu, hayat boyu bu eserlerin sorumluluğunu üstlenmiş oluyor.

Koleksiyoncular, arkeolojik eserlerin tanınmış müzayede salonları dışında İnternet’ten alınmasına çok sıcak bakmıyor. Bunun da nedenini sahte ve taklitçiliğin oldukça yaygın olmasını gösteriyorlar. Kısaca, "Ava giderken avlanmayın" uyarısında bulunuyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları