İmralı’daki Öcalan değil mi?

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

1995 Nisan ayının 19'uncu gününde Oklahama City'de bir devlet binası yüksek güçlü infilak maddesi taşıyan bir kamyonla havaya uçuruldu. İnfilakta bir çocuk yuvasında ailelerinin bıraktığı bebekler ile resmi dairelerde çalışan 168 kişi can verdiler.

Oklahoma polis teşkilatı FBİ, CİA ile tüm emniyet örgütlerinin mola vermeden araştırmaları sonucunda Timothy McVane adlı yeni terhis olmuş bir asker ele geçirildi. Yerli terorist McVane binayı havaya uçurduğunu inkar etmesine rağmen delil yoğunluğu yüzünden yaşamboyu cezaevine gönderildi.

1975 yılında petrol zirvesinde 11 bakanı, 1976'da bir Air France uçağını kaçırmaktan suçlanan ‘‘Çakal Carlos’’ lakaplı İlich Ramirez Sanchez 1994'de yıllardır sahte kimlikle gizlendiği Sudan'da Fransız ajanları tarafından kaçırılıp Paris'e getirildi. Eylemleri roman ve filmlere konu olan uluslararası terorist iki Fransız istihbarat ajanı ile Lübnan'lı bir muhbiri öldürdüğü geçen Aralık ayında müebbed hapse mahkum oldu.

New York'ta 1993'de Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanmasına karışan altı kişi, bombalamaya azmettiren Mısır'lı kör bir imam kısa süren duruşmalar sonunda bir daha çıkmamak üzere demirparmaklık ardına gönderildi.

Almanya'nın başına yıllardır dert olan Baader-Meinhof terör örgütü liderleri 1972 yılında baskınla yakalandı. Dört yıl hapiste kalan terör örgütünün kadın elebaşı Ulrike Meinhof duruşmaya çıkacağı günün arefesinde hücresinde ölü bulundu. Bir yıl erkek çetebaşı Andreas Baader ile üç teröristin de Ulrike gibi hücrelerinde kendilerini asarak öldükleri bildirildi. Alman makamları azılı teröristlerin intihar ettiklerini açıkladı. Almanların korkulu rüyası Baader-Meinhof terörizmi cezaevindeki topluca intihar (!) ile ebediyen ortadan kalktı.

Diktatör Kaddafi'nin çeşitli Avrupa ülkelerinde özel ajanlarıyla gerçekleştirdiği terör eylemlerine Amerika F-16 filoları gönderip Libya'da Kaddafi'nin sarayı ile diğer hedefleri bombalayarak yanıt verdi.

Geçen Ağustos ayında Afrika'da iki Amerikan büyükelçiliğine bomba saldırıları düzenleyen teröristleri yöneten Suudi kökenli Usema bin Ladin'i cezalandırmak üzere Amerikan uçakları Sudan ve Afganistan'ı bomba yağmuruna tuttu.

Yeryüzünde terör, anarşi, şiddet, bölücü örgüt eylemlerinden zarar görmemiş ülke yok denecek kadar az. Kör İmam'dan Kaddafi'ye, Timothy McVane'den Çakal Carlos'a terör, şiddet eylemlerine karışanların hiçbirine insan hakları, af örgütleri sahip çıkmadılar. Amerika'nın Bin Ladin'in karargahı diye okyanusaşırı iki ülkeyi bombalamasına fazlaca itiraz olmadı. Batı ülkelerin liberal, sosyal demokrat kanatlarının McVane'nin, Çakal Carlos'un, Kör İmam'ın duruşmalarına 'avukat-gözlemci' göndermek istediğini duymadık. Stuttgart cezaevinde altı teröristin topluca intiharını da şüpheli bulup kınayan da çıkmadı. Ama konu Türkiye olunca işler değişiyor.

Abdullah Öcalan konusunda çifte standartlı batı şimdi insan hakları savunucusu kesildi. ABD, Almanya ve diğer bazı ülkelerin gözünde PKK bir terör örgütü. Öcalan'da çetebaşısı. Batı gene de ‘‘adil yargı’’ diye akıl hocalığı yapıyor. Çetebaşının emriyle eşikte-beşikte gözetmeksizin katledinler, okulda hoca camide hacı ayrımı yapmadan öldürülen insanlarımızın sayısı 40 bine yakın. Türkiye'de yargının özgür olduğu bilinen bir husus. Anayasada bölücülü eylemlere verilen ceza da açık ve kesin. Bu durumda Batı'nın papağan gibi tekrarladığı ‘‘adil yargı‘‘dan neyin kastedildiğini anlamak güç. İmralı'da Abdullah Öcalan diye yanlış kimlikli biri mi yatıyor acaba ? Türkiye'ye 15 yıldır kan kusturan, bunca hayat kaybına, milyarlarca dolar askeri harcamaya neden olan bölücü terör örgütün eylemlerine bir Avrupa ülkesi hedef olsa ve ‘‘Avukat, gözlemci göndereceğiz, yagılamanın adil olmasını istiyoruz’’diyenler çıksa ne cevap alırlardı dersiniz? Yanıtı gerçekten merak ettiğinizi sanmıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları