IMF treni kaçmış olabilir

İŞ ALEMİ tek bir ses halinde, geç kalmış IMF anlaşmasının hemen yapılmasını istiyor. Buna karşılık AKP Hükümeti, bu konuda geçtiğimiz Mart ayından buyana sürdürdüğü "oyalama" taktiğini hala devam ettiriyor. Son olarak da Başbakan Erdoğan, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in Washington dönüşünde anlaşmaya karar verileceğini söyledi.

Referans Gazetesi’nden Begüm Gürsoy, Bakan Şimşek’in katıldığı, Washington’da JP Morgan’ın düzenlediği yatırımcılar toplantısına girmiş ve Şimşek’i dinlemiş. Şimşek bu toplantıda Türkiye’nin 2001’de yaşadığı mali krizi anlatarak, bu dönemde özellikle bankacılık sektöründe ciddi bir mali kriz yaşandığını ancak "IMF ile anlaşma olmasına rağmen bunun krizi engellemediğini " belirtmiş. Ardından da IMF ile yeni anlaşma yapılsa da yapılmasa da mali disiplinin sağlanması ve reformlara devam edilmesi gerekeceğini belirterek, bu nedenle 2009 bütçesini güçlendireceklerini kaydetmiş.

Şimşek’in 2001’de neden krize girildiği konusunda demek ki önemli bir fikri yok ama bunu bir kenara bırakalım... Bu konuşma bence "IMF’le yeni bir anlaşma konusunda trenin kaçmış olduğuna işaret edebilecek" bir konuşma,. Yani Bakan, yatırımcılara "Biz IMF’le anlaşma yapmayabiliriz ama mali olarak sıkı duracağız" mesajı vermeye çalışıyor.

Bir süredir IMF’le anlaşma konusunda Hükümetin piyasaları oyaladığını tahmin ettiğimi yazıyordum. Bence Şimşek’in basına kapalı olan bu toplantıda söyledikleri, hükümetin IMF ile yeni bir anlaşma konusunda hala mutabakata varamadığını söylüyor.

Ya da IMF’in anlaşma için ileri sürdüğü şartlar bayağı ağırlaştı ki; Şimşek, Hükümetin daha doğrusu Başbakanın bu şartları kabul edemeyeceğini görüp şimdiden yolunu yapıyor.

Bu yıl Mart ayında anlaşmanın biteceği belliydi, Türkiye’nin hala çıpalara ihtiyacı olduğunu küresel krizin geldiğini, bu nedenle AB ve IMF çıpalarınıkorumaya devam edip, Türkiye’ yi sakin sularda yüzdürmek gerektiğini, fırtınadan ancak böyle korunabileceğimizi söyledik.

KRİZ ETKİSİ HÜKÜMETİN SUÇU OLACAK

Ancak Hükümet "IMF’siz götürürüm, 2009 Mart yerel seçimlerine IMF kısıtlarıyla girmeyip harcamaları artırmalıyım" yaklaşımındaydı. Bu nedenle geçen Mart’ta beri harcama artırdılar, yatırımlar ödenekleri iki kat aştı, işsizlik fonuna bile el attılar, kalem oyunları bile yaptılar.

Daha küresel kriz bu kadar ağırlaşmamışken, 2-3 ay öncesinde IMF’in, özellikle işsizlik fonu gibi popülist kararlar geri alınıp, GAP dışındaki yatırımlara aşırı harcama kesilirse, yeni bir anlaşmanın yapılabileceğini ekonomi yönetimine iletti ama Hükümet bunu kabul etmedi.

Şimdi gelinen aşamada bence IMF’in Türkiye ile, eski şartlarla bile, bir anlaşma yapması çok zorlaştı. Küresel kriz bu boyutlara ulaşmışken, IMF ileriye dönük görevleri konusunda bile bir belirsizlik içinde bulunuyor.Şimdi daha ağır şartlar ileri sürüyorsa, benim için sürpriz olmaz.

Özetle Hükümet geç kaldı, Mart’ta ya da 2 ay öncesine kadar bile IMF’le anlaşma yapmış olsaydı, şimdi küresel krizin etkilerinden bu kadar korkmuyor olacaktık.

Zaten ülkeyi yönetmek ekonomiyi yönetmek demek, olabilecekleri erkenden görüp kendi ülkenizi ona göre hazırlamanız demek değil mi? Yaklaşan tehlikeleri iyi yönetip, halkınıza daha fazla zarar gelmesini engellemek değil mi, yöneticinin, Hükümetin görevi?

Bu ülke hem siyasi, hem ekonomik açıdan kötü yönetiliyor, artık bu açık...

Türkiye’nin bu krizden etkilenmesi kaçınılmaz. Her ne kadar hep bir ağızdan "ağır şekilde etkilenmeyiz" dense de, konuştuğumuz yabancılar hiç de böyle düşünmüyor. Mutlaka etkileneceğimizi, hem de bu etkinin ağır olabileceğini belirtiyorlar, "Türkiye bu krize önceden IMF’le anlaşma yapıp girseydi, etkisini çok aza indirebilirdi" diyorlar.

Tekrar söylüyoruz; olacaklardan tümüyle Hükümet sorumludur. "Bizim dışımızda, ağır şekilde etkilensek bile Hükümetin suçu değil" diyerek kimse işin içinden çıkamaz.

Göstere göstere, alarm zilleri çalarak gelen krizi göremediler, seçimde fazla harcama yapıp, oyumuzu artıracağız diye ülkenin kaderiyle oynadılar. Kriz yoksullaşma demek, gelir dağılımının daha da bozulması demek. Artık "kömür vererek" de bu işi çözemezler.
Yazarın Tüm Yazıları