İçi boş vaatler

Seçimler yaklaştıkça, siyasi partilerin ekonomik sorunların çözümüne nasıl yaklaşacakları daha belirginleşiyor.

Bir cümle ile özetlenirse, aslında, çözüm sunan bir paket yok., sorunların çözüleceğini vaat eden bir yaklaşım var.

Seçime giren belli başlı partilerin önemli bir ortak yanı var: Tümü finans piyasalarının geri dönülemez bir biçimde küreselleştiğini kabul ediyorlar. Dolayısıyla, hepsi küresel sermaye ile dost olacaklarını beyan ediyorlar.

Bu yaklaşım "düşük kur-yüksek faiz" dengesinin bir politika olduğunu düşünenler için kötü bir haber. Küresel sermayenin makro ekonomik dengelerin en önemli belirleyicilerinden biri olduğunu kabul etmek "yüksek kur-düşük faiz" özlemini uygulanabilir olmaktan çıkarıyor.

KULAĞA HOŞ GELMEK

Ekonomik sorunların ne olduklarını herkes biliyor
. Siyasi partilerin halka anlatmaları gereken, iktidara geldiklerinde ya da iktidara ortak olduklarında, bilinen sorunlara nasıl çözüm bulacakları. Bu konuda somut çözümler ortaya koyan bir siyasi parti bulmak kolay değil. Hepsi sorunları çözeceklerinden söz ediyor.

IMF programına alternatif getirileceği söyleniyor. Nasıl bir alternatif? IMF ile uygulamadaki programı kesip "vur patlasın, çal oynasın" ortamı mı oluşturulmak isteniyor? Böyle değilse, zaten yapılması gerekenler IMF tarafından da vurgulanıyor. Unutmayalım ki, şimdiki iktidar da seçimlerde IMF’den kurtulmayı vaat etmişti. Ama, IMF ile hiç sorunsuz yaşamayı çok çabuk öğrendi.

Ekonomik büyümenin nimetlerinin daha geniş halk kitlelerine yaygınlaştırılacağından söz ediliyor. Herhalde, ekonomik büyümenin daha fazla istihdam yaratmasının sağlanacağı ima ediliyor. Nasıl? Teşvikler verilecekse, kaynak nereden bulunacak? Konunun bu yanına değinilmiyor.

Aynı yaklaşım asgari ücretin vergi dışı bırakılmasında da görülüyor. Yıllardır her siyasi parti asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını seçim beyannamelerine koymuşlardır. İktidara gelip Maliye Bakanlığı uzmanları ile tanıştıktan sonra bu konu unutulmuştur. Vergi gelirinden feragat etmek kolaydır. Ama, feragat edilen vergi geliri yerine yeni vergiler koymak zordur. Aynı şekilde, azalan gelirlerle uyumlu bir şekilde, harcamaları kısmak da zordur.

İstihdam üzerindeki vergi ve benzeri yükleri hafifletmek tüm partilerin ortak yaklaşımlarındandır. Ama, bunun nasıl yapılacağını anlatan yoktur. Aynı asgari ücretin vergi dışı bırakılması gibi, istihdam üzerindeki yüklerin azaltılması da kulağa hoş gelenin öne çıkarılması, işin zor tarafının gözden uzak tutulmasıdır. Bu çeşit yaklaşımların uygulamaya geçmemesinin en önemli nedeni de zaten işin zor tarafıdır.

FARK YOK

Bu söylevleri hazırlayanlar cahil ya da aptal değillerdir
. Aksine, çok değerli iktisatçılar parti programlarının hazırlanmasına katkı yapmaktadırlar. Sorun, siyasi parti mekanizması içinde kendi ayakları üzerinde duran önerilerin kırpılarak kulağa hoş gelenlerin öne çıkarılıp maliyetlerden söz edilmemesidir. Doğal olarak, maliyetlerin göz ardı edildiği projelerde kulağa hoş gelen yaklaşımların da uygulama şansı olmamaktadır.

Kısacası, siyasi partiler iktisadi konularda içi boş vaatlerle halktan oy istemektedirler. Oy istedikleri seçmeni bilgilendirmekten ve vaatlerin olası maliyetlerini ortaya koymaktan kaçınmaktadırlar. Hatta, seçmenleri aldatmaya çalışmaktadırlar. Bu anlamda, hiçbirinin birbirinden farkı yoktur.

Hangi parti ya da partiler iktidar olursa olsunlar, oynama alanının dar olduğunu zaten göreceklerdir.
Yazarın Tüm Yazıları