Her işi ciddiye alanlar

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Üç günlük gezi bitti. ‘Girilmez’ yazılı levhaların olduğu askeri garnizonlara ve bölgelere girdik. Rambo filmlerinde irkilerek, hayranlıkla izlediğimiz sahnelerin aslını çıplak gözle seyrettik. İftihar ettik.

Şunu kabul edelim; askerler yapılacak her şeyi ciddiye alıyorlar. Kurum olarak da böyle, birey olarak da. ‘Bu basit iş’ demenin neye mal olacağını çok iyi biliyorlar. O yüzden bıkıp usanmadan eğitim yapıyor, yaptırıyorlar ve başarıyorlar. Üç günlük gözlemlerim film şeridi gibi gözlerimin önünde.

KONUŞMAYI KES!

Gezi EDOK'ta başladı. Eğitim Yöneticisi ve Öğretmen Yetiştirme Okulu'nda uygulanan eğitim bir başka yerde yok! ‘‘Zamınınız var mı?’’ sorusu önemli, şaşırmayın. Zamanın tek bir davranışı olduğu da vurgulanıyor: ‘‘Zaman durmadan akar.’’ Ne olursa olsun zaman geçiyor ve aslında geçen bizim hayatımız oluyor: ‘‘Eşit ölçüde bir zaman birimini herkes farklı uzunlukta yaşar.’’ Başarıya ulaşan pencerenin ‘Grup Çalışması’ olduğu da öğreniliyor:

‘‘Konuşmayı kes! Konuşurken dinleyemezsin. Konuşanı rahatlat! Konuşurken özgür olduğunu karşıdakine hissettir. Dinlemek istediğini göster! Karşındaki konuşurken onunla ilgilen; cevap vermek yerine anlamak için dinle. İlgini dağıtma. Önündeki kâğıda karalama, resim çizme, dur ve dinle. Sabırlı ol! Konuşma sizce belki çok uzadı ama konuşmacının söyleyecekleri hâlâ olabilir. Sinirlerine hâkim ol! Sinirli biri kelimeleri yanlış anlar. Soru sor! Soru karşındakini cesaretlendirir. Konuşmayı kes! Bu ilke son kuraldır. Çünkü diğer tüm kurallar buna bağlıdır.’’

Burada liderler için sağlıklı yaşam da, istihkam bilgi ağı ve kimyasal harp maddesinin uzaktan tespiti de öğreniliyor. Üç kilo kuru ıspanak ile 48 kilo yaş ıspanaktan aynı kalorinin sağlandığı kanıtlanıyor. Hepsi bir arada.

Zırhlı Birlikler Okulu'nda tümüyle Türk projesi Tank 2000 müjdesi ile karşılaşıyoruz. Daha az personel ile daha fazla hareketlilik, daha alçak profil, daha yüksek ateş gücü için büyük atılım. Okul komutanı Tümgeneral Erdal Ceylanoğlu'nu tanımanızı isterim. Zıpkın gibi bir kurmay. Sportmen, kendine güveni olan, emrindekileri kucaklayan, babacan bir komutan. Tank olayını Türkiye'ye getiren de Mustafa Kemal Atatürk. Tank Okulu'nda her kavşakta ‘Atatürk İlkeleri’ hatırlatılıyor. Bu vazgeçilmez altı ilkeye bağlılık, sanıyorum şeriatın üstüne giden paletlerin sesini yansıtıyor.

Harbiye'de okurken, idealim topçu subayı olmaktı. İsmet Paşa'nın topçu zabiti olması beni etkilemiş olabilir. Nedenini tam bilemiyorum. Özlemim buydu. Polatlı'da Topçu Okulu'na girince anladım. Topçu subayının havası tılsımlıydı. Okul Komutanı Tümgeneral Eşref Çallı'yı gözlerken, bu tılsımın canlı örneği ile yan yana oturduk. Tümgeneral Erol Özkasnak, gezi boyunca Topçu sınıfının mana ve ehemmiyetini, Eğirdir Komando Tatbikatı'na kadar taşıdı. Şaka yollu bir gururla!

Topçu ve Füze Okulu'nu gezdikten sonra, hakiki mermilerin kullanıldığı bir tatbikat izledik. Sivrihisar'a giderken soldaki atış alanını görürdüm. Acıkır denilen yerde, her Türk insanına gurur verecek bir tatbikat yapıldı.

F-16'LARIN SELAMI

Önce top atışları ile hedefler yerle bir edildi. Helikopterlerin tam üstümüzden geçerek yaptıkları atışlar heyecan vericiydi. Tek mermi sekmedi. F-16 savaş uçakları devreye girdi. Tüm hedefler paramparça oldu. Önce helikopterler, ardından F-16'lar alçak uçuşla bizi selamladı. Topçu Albay Bülent Ünsal, ‘‘Pilotların göz renklerini bile görebilirsiniz’’ diyordu.

Komandoları pazartesi günü yazacağım. Orası ayrı bir onur dünyası.













Yazarın Tüm Yazıları