Her hâkim adalet için mücadele etmeli

YARGITAY Tetkik Hakimi Celal Çelik (40), HSYK uygulamalarına tepki göstererek istifa etti. Yarsav’da yaptığı basın toplantısında çok ağır şeyler söyledi Çelik... Bu konuda çok az gazetede haber yer aldı.

Haberin Devamı

İki kızının olduğunu, buna rağmen istifayı göze aldığını bildiren Çelik şöyle diyor:
“Midemin kaldıramayacağı kadar sorunlarla karşı karşıya kaldığımızı düşünüyorum. Türk yargısı çok derin sıkıntılar yaşıyor. Buna göre, Türk yargısı bitmiş bile diyebiliriz.”
Evet sayın hâkimi hukuk savaşından dolayı kutlarım. Adalet için mücadele edilmeli. Bilmeyenler bir yere yaranmak için konuşmasın... Yarın adalet herkese lazım olacak. Yerine iyisi gelir diyenler bu konuda ne kadar bilgisiz olduğunu göstermiş olur. Çizmeden yukarı çıkılmamalı. Ben biraz da adalet sistemi bozulduğu için avukatlığı bıraktım.
HSYK üyelerine tanınan ayrıcalık diğer hâkimlere neden tanınmadı?
Genel bütçe düzenlenirken yapılan zamları makul karşılarım.
Hâkim ve savcılar, iktidar tarafından böyle bir duruma düşürülmemeli. Keşke böyle istifalar çoğalsa.
Dinçer ÖNAL

Haberin Devamı

GÜNÜN SÖZÜ

“RUM kesimi lideri Hristofyas, (petrol arama için) ağır hakaretle, “Türkler merak etmesin, petrol çıkarsa onlara da pay veririz” dedi, bizden kimse alınmadı. Onur, neredesin?
(Mümtaz SOYSAL)

‘Hora’ kültürel mirasımız oldu!

“PİRİ Reis’in akıbeti Hora mı olur?” sorusunu yöneltiyor gazeteci-yazar, TV programcısı İdris Akyüz... 1970’li yıllara giderek ilginç bir anısını anlatıyor:
“Hora 1976’nın 30 Temmuz’unda sismik araştırmalar yapmak üzere Ege’ye açılmıştı...
Hora’nın Ege’ye açılış stratejisinin ardındaki temel gerçek, Yunanistan’ın Ege’deki karasularını 6 milden 12 mile çıkarmasına fiili bir durum yaratarak tepki göstermekti.
O tarihlerde, MC hükümeti iş başındaydı ve zamanın Başbakanı Süleyman Demirel’di... Ben de çiçeği burnunda gencecik bir gazeteci; THA’da çalışıyorum. 30 Temmuz 1976 arifesiydi... Zamanın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, “yaz dönemi çalışmalarını” sürdürmek üzere Florya Deniz Köşkü’nde kalıyordu... Başbakan her hafta cumhurbaşkanını ziyaret eder, çıkışında da gazetecilere konuşur ve soruları yanıtlardı...
İşte böyle bir olağan görüşmeden sonra, sormuştum Sayın Demirel’e, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’in, “Hora” değerlendirmesini... Zira Ecevit; Hora için “Balıkçı teknesi” benzetmesi yapmıştı... Demirel’e; Efendim, Sayın Ecevit, Hora için balıkçı teknesi demiş, ne söyleyeceksiniz?
Demirel’in hâlâ kayıtlı bulunan yanıtı şöyle oldu:
“Ne demiş, ne demiş, Hora balıkçı teknesi miymiş, yani biz Ege’ye balık tutmaya mı gidiyoruz?” Ardından bir yıl geçmemişti ki... 1977’de Hora 400 kuruşluk pul olarak basıldı ve kültürel mirasımızda yerini aldı...
Bugün de benzer bir kriz yaşanıyor... Bir yanda Kıbrıs Rum Kesimi bir yanda İsrail’in emrivakilerine tepki göstermek adına yine stratejik bir tepki olarak, Piri Reis gemisini, sismik araştırma yapmak üzere; Akdeniz’e gönderiyoruz.
Merak ediyorum acaba bugünkü anamuhalefet lideri Piri Reis için harita gemisi der mi, derse Başbakan’ın yanıtı... Akdeniz’e yeni bir harita çizmek için mi gidiyoruz, gibisinden Demirel’in söylemine benzer bir söz eder mi?

Haberin Devamı

F klavye

F klavye yazısı çok güzeldi. İhsan Yener Bey’i kutlamak isterim. Demek ki, benim F klavyeyi öğrenmemde onun emeği varmış. Ben F klavye ile on parmak yazmayı, 33 yaşında öğrendim. Bugün 67 yaşımdayım ve bilgisayarımı da F klavye ile on parmak yazıyorum.
F klavye dediğime bakmayın; fabrikasından Q klavye olarak çıkartılmış. Ben onu, sanal olarak F yaptım. Ama eşime ait olan bilgisayar F’ye dönüştürülemiyor.
Benim aklımın almadığı, devlet adamlarının niçin F dışı klavyenin ülkemize girmesini önlemedikleri... Hadi onlar önlemiyor, işadamları niçin önlemiyor?
Ali Alp METİN

Caddebostan (2)

CADDEBOSTAN’da oturan iki kadın okurumuz “Ah Caddebostan ne keyifliydi” diyor ve devam ediyor: “Ama artık öyle değil. Güzelim İskele Caddesi (Barlar Sokağı) apartman altlarına açılan canlı müzikli meyhaneler, birahaneler, sıralanan taksicilerle tahammül edilmez bir yer halini aldı. Kontrolsüz büyümeyle değişen müşteri profili trafik kazalarını, kavgaları ve nihayet cinayetleri getirdi. Bitmez gürültülerle geçirilen uykusuz gecelerin, huzursuzluğun yanısıra bir de korku, endişe içindeyiz. Altyapısı, otoparkı olmayan bir eğlence mekanını bu cadde taşımıyor. Çöp araçları, otomobil ve taksi nerede duracak? Ambulans ve itfaiyeyi saymıyoruz bile.
Korna sesinden bunalan zavallı mahalle halkı nasıl başa çıkacak bunlarla. Araçlarını parketmek için apartman bahçelerindeki ağaçları mı kessinler; yazık günah... Onun için çok kişi evlerini satıp kiraya geçiyorlar.
‘Caddebostan’da artık korkuyoruz’ (21.09.2011) yazısında bir polise dayandırılan “mahalle olarak burada alkol istemiyoruz, alkollü yer istemiyoruz diye yazın, işlem yaptıralım” sözüne; aslında polis bize sahip çıkıyor. Aslında polis ne yapsın bu yoğunlukta. Zaten emniyet önlemini artırıyor; ya belediye nerede?”

Haberin Devamı

Adalet Sarayı AVM’mi

ÇAĞLAYAN’daki İstanbul Adalet Sarayı büfe ihalesini (534 m2) Adil Demirhan 10 milyon 643 bin TL’ye almıştı. “Günde 60 bin lira kazanırım” diyen Demirhan, vadettiği fiyatları uygulamıyor. Çorbayı 2.5 liraya satacağım demişti, 5 liraya satıyor; 75 kuruşa satacağını söylediği poğaça ve suyu 1 liraya veriyor. Belediye Kanununa göre, fiyat listesi görünür bir yerde değil. Kasanın önünde A4’e yazılmış bir liste var ama görebilirsen gör! Geçenlerde ne oldu biliyor musunuz, hakim ve savcıların odalarındaki su ısıtıcıları hafta sonu polis denetiminde toplatıldı. Adalet Sarayı, AVM midir? Güray DAĞ

Yazarın Tüm Yazıları