Hepsi vatandaşın cebinden çıkıyor

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Erbakan'ın Kanal 7 için söylediklerini, belediyelerden, bankalardan bu TV kanalına aktarılan paraları, herhalde, ibretle izliyorsunuz.

Biz olaya biraz daha geniş bakmak istiyoruz.

Ziraat Bankası'ndan bedelsiz ithalat için yaptırılan ödemeler kamuoyunda ‘‘Ziraat'i de hortumlamışlar’’ olarak yorumlandı. Halbuki bu para bedelsiz ithalat hesaplarını borç olarak alan Hazine'nin ödemesi gereken paradır. Yani Ziraat bu harcamaları yapmış, faturayı Hazine'ye kesmiş bile...

Kısacası; giden para Ziraat'in değil, Hazine'nin parası. Yani direkt vatandaşın cebinden çıkan para.

Ziraat'in cebinden çıksa sanki başka bir şey olacakmış imajı da yanlış. Ziraat'in cebinden çıksa bile, dolaylı olur ama yine halkın cebinden çıkar.

Sadece Kanal 7'ye verilen paralar değil, haksız yere diğer kanallara verilen paralar da, tüm kamu bankalarının batık olduğunu bile bile verdiği krediler de yine halkın cebinden çıkıyor.

Sadece bunlar değil, amacına ulaşmayan çiftçi kredileri de, mercedes ve pavyon harcamalarına giden esnaf kredileri de, sahte faturalarla ödenen gübre sübvansiyonları da halkın cebinden gidiyor.

İşte haksız yere yapılan ödemeler, devletin almadığı, alamadığı vergiler hepsi üstüste geldiği zaman da bütçe açık veriyor. Açık verdikçe yüksek faizle borçlanma yapmak zorunda kalınıyor, kaynaklar rantiyeye akıyor. Ek borçlanma yapılıyor, faiz daha da yükseliyor, açık daha da büyüyor...

Bütün bunlar enflasyonun yüzde 80-90'larda dolaşmasına neden oluyor.

Satacak malı olan, üstüne ekleyip malını satıyor, karını katlıyor.

Olan; halkın çoğunluğunu oluşturan dar ve sabit gelirliye oluyor.

Haksız kazanç büyüyor, bu kazancı paylaşmak için çeteler oluşuyor

Gelir dağılımı bozulup Refah geliyor, sistem için tehdit oluşturuyor.

Nasıl bir kısır döngü gördünüz mü? Başka deyişle saadet zinciri...

NEDEN İSTENMİYOR?

Görüldüğü gibi; sürekli birbirini besleyen bir süreç.

Bu zincirin bir yerden kırılması artık şart.

İşte bürokratların zorlamasıyla son dönemde hazırlanan enflasyonla mücadele programı, bu zincirin kırılması için iyi bir fırsat.

Ama bu zincirin kırılmasını istemeyen bir ‘‘hakim kesim’’ var.

İstemedikleri için, bu programa destek verdiğini gördükleri Başbakanın etrafını sardılar, yeniden popülizm batağına çekmeye çalışıyorlar.

Sanki oraya buraya verilmiş gibi gözüken ek bir-kaç kuruş, çok daha fazlasıyla enflasyonla geri alınmayacakmış gibi...

Başbakanı yeniden popülizm batağına çekmek isteyen şimdiki iktidar yanlıları da, sonuçta tek dertleri ceplerini doldurmak olan ‘‘ahiret satıcısı’’ bir önceki iktidar yanlıları da, beslendikleri eski sistemi, daha doğrusu sistemsizliği ve keyfiliği sürdürmeye çabalıyorlar.

Yani muhalefetiyle, iktidarıyla bu bozuk yapı korunmaya çalışılıyor.

İktidarıyla, muhalefetiyle hiç önceliği olmayan yatırım projeleri yaratılıp, bunlara milyarlarca dolar aktarılacağı, kamuoyuna açıklanıyor.

İstikrar ve enflasyonla mücadeleye ne oldu diyorsunuz, ‘‘Bütçe dışından yaparız, enflasyonla mücadeleye zarar vermez’’ diye insanları kandırıyorlar.

Yani, günü kurtarmaya çalışıyor, ileriyi hiç mi hiç göremiyorlar.

Korumaya çalıştıkları bu kötü gidişatın sonuçta kendi düzenlerine tehdit oluşturduğunu bile göremiyorlar.

Sonuçta hepsi birleşip şu tabloyu ortaya çıkarıyor:

Türk halkı Cumhuriyetin 74. kuruluş yıldönümüyle, çetelerin tescillendiği Susurluk Olayı'nın 1. yıldönümünü aynı günlerde kutluyor.

Yazarın Tüm Yazıları