HEM YILDIZ HEM GÜNEÅž HEM AY!

 

Üstelik bunları insanlara sunup yaşatırken ekstradan bir şey de yapmıyor.

 

Şaşırtıcı olan da bu ya.

 

Olduğu gibi, en doğal haliyle…

 

Fırlama, flörtöz, muzip, serseri, aynı zamanda duygusal, seksi…

 

Tahrik eden, kışkırtan, baştan çıkaran…

 

Karşınızda böyle biri olursa n’olur?

 

Siz de baştan çıkarsınız tabii.

 

Veeee…

 

Geriye tek bir şey kalır.

 

O da aÅŸk!

 

Öyle bir hissettiriyor, öyle bir yaşatıyor ki…

 

Aşkı da, hayatı da…

 

Her şeyi ama her şeyi…

 

Göz göze gelip flört de ediyorsunuz.

 

Bakışlarında ve şarkılarında kendinizden de geçiyorsunuz.

 

Ruhunuzun ona ulaştığını bile düşünüyorsunuz, onun ruhu söylediği sözlerle sizin ruhunuzun her bir hücresinde gezinirken.

 

Hatta bir umut sesinizi duyar diye ona sesleniyorsunuz bile.

 

Hani olur ya!

 

Ruhunuza sızması bir yana iliklerinize, hücrelerinize girip, her bir hücrenizdeki atomları parçalayıp, molekülleri ayrıştırarak, kendimizi bildiğimiz o ağır, sakin bizden başka birini içimizden çekip ortaya çıkarıyor.

 

Yerinde duramayan, oturamayan, kıpır kıpır yapan…Â

 

Coşan, ona sevgi sözleri haykıran…

 

Hatta çığlıklar atan…

 

Bütün bunları yapan siz olamazsınız.

 

Ãœstelik sarhoÅŸ filan da deÄŸilsiniz.

 

Ama tüm bunları yapıyorsunuz işte.

 

Hatta kendi deyimiyle siz onu sarhoÅŸ ediyorsunuz.

 

Kimin bizi bu hale getirdiğini tahmin ettiniz sanırım.

 

Tarkan.

 

Yani aşkın diğer adı.

 

Senede bir gün ama tüm yoğunluğuyla yaşanan…

 

Müzik, sahne ve insan sevgisini o kadar iyi özümsemiş ki, bize de geçiyor bu aşk.

 

Şarkılarına eşlik ettiğimiz bu dahi adam, bir bakıyorsunuz, sahnenin bir ucundan diğer ucuna koşuyor.

 

Bir bakıyorsunuz, hoparlörlerin önünde kendine dokunarak insanları iyice baştan çıkarıyor.

 

Sonrasında da olanlar oluyor.

 

Fırtınalar kopuyor.

 

Sürüklüyor herkesi.

 

Binlerce insan coştukça coşuyor.

 

İçinizdeki çocuk yürümüyor, koşuyor.

 

Dedim ya bunları size yaşatmak için özel ve ekstradan bir çaba harcamıyor.

 

Şarkılarıyla bütünleşiyor.

 

Kendi oluyor.

 

Bizi de kendiyle bütünleştiriyor.

 

Veee…

 

Sonuç ortada!

 

Onun için deliren, onu yaşayan insanlar…

 

En sakin insanı bile baştan çıkarıyor bu adam.

 

O gece onu izlemeye gelen, ağır duruşuyla tanınan Kıvanç Tatlıtuğ’u bile...

 

Tarkan, Kıvanç’a ‘Oturmaya mı geldin, kalk hadi’ diyerek…

 

Kıvanç da durur mu?

 

Coşan sadece Kıvanç değil tabii ki.

 

Kıvanç Tatlıtuğ, Azra Akın, Yılmaz Erdoğan, Belçim Bilgin Erdoğan, Gökçe Bahadır başta olmak üzere Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduran binlerce insan da…

 

***

 

Bilinen Tarkan hitlerinin yanı sıra Sezen Aksu’dan Hadi Bakalım’ı, Orhan Gencebay’dan Hatasız Kul Olmaz’ı, Aşık Veysel’den Kara Toprak’ı konser yelpazesinin diÄŸer renkleri olarak kalbimize nakÅŸediyor.Â

 

Şarkı seçimleriyle onikiden vuruşu bir yana şarkılara göre değişen görseller ve ışık efektleri…

 

Şarkılara eşlik ederken ikibuçuk saatlik zaman nasıl geçiyor, anlayabilene aşk olsun.

 

Onu sevmek, bAÅžKa bir aÅŸk zaten.

 

Tarkan, ‘Hep mutlu olun, üç günlük hayatta takmayın kafanıza hiçbir şeyi!’ diyerek konseri bitiriyor.

 

Bitirdiğini sanıyor.

 

Öyle kolay bırakır mıyız?

 

Tezahüratlarla tekrar sahneye çıkıyor, iki şarkı daha söylüyor.

 

Vedalaşıyor.

 

Ama yok, gecenin bir yarısı da olsa kimsenin gitmeye niyeti yok.

 

Beş dakika sonra…

 

Sahneyi kapatan kırmızı perdeden başını uzatıyor, serseri. :)

 

‘Gitmiyor musunuz’ diyor.

 

Binlerce ağızdan tek cevap ‘Hayır’

 

‘Yorulmadınız mı?’

 

Binlerce ağızdan tek cevap ‘Hayır’

 

Tarkan’dan gelen cevap ne olabilir?

 

Muzip bir gülümsemeyle, ‘Ben de yorulmadım’

 

Ve ekstradan bir şarkıyla konseri sonlandırırken, gülümsemesini, samimiyetini ve kendi yıldızını kalplerimize yaka çiçeği yapıyor.

 

Şarkısında da dediği gibi, ‘Asla vazgeçemiyoruz ondan aslaaaaaaaaa!’

 

‘Gitmiyor musunuz’ diye soruyor ya bize.

 

Gitmiyoruz Tarkan.

 

Ne olursa olsun, senin bizden gitmediÄŸin gibi!