Hem işverenler hem de bakanlık sorumludurlar

ANKARA’da OSTİM ve İVEDİK organize sanayi bölgelerinde meydana gelen iş kazaları, ülkemizde iş güvenliği konusunun sanayi işletmelerinde geri planda düşünüldüğünü, işverenlerin iş güvenliğine yatırım yapmadıklarının önemli kanıtıdır.

İki OSB’de meydana gelen patlamaların 17 işçinin ölmesi, iş yerlerinin kullanılamayacak kadar hasara uğraması hem maddi hem de manevi zararların oluşması, tabi işverenin sadece üretim olsun gerisi önemli değil gibi işletmecilik anlayışından kaynaklanmıştır. Demir-çelik fabrikalarında 20 yıl iş güvenliği çalışması yapan bir kişi olarak, kamu işletmelerinde bile iş güvenliği alanında yeterli yatırımların ve çalışmaların yapılmadığını yaşadım.
Kamu kuruluşlarının %80’i özelleştirilmiştir. Özelleşen işletmelerde ve üretime yeni başlayan sanayi işletmelerinde, az elemanla, az yatırımla yüksek üretim yapma hırsı ile çalışılmaktadır. Yasaya göre sanayi işletmeleri işçi sağlığı ve iş güvenliği birimi oluşturmak zorundadır. Bu birimi oluşturmadığı takdirde, işvereni işyerinde yetkili olan sendikanın işverenle yaptığı toplu iş sözleşme akdine bağlayarak işçilerin işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önlem almasını sağlaması gerekir. İşyerinde işçiler sendikalı değillerse, veya bir sendikaya üye olsalar bile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı işçi sağlığı ve iş güvenliği birimlerinin işyerlerini denetlemesi zorunludur. 1980 yılında sendikalara üye işçi sayısı 2.5 milyon, 2011 yılında sendikalara üye işçi sayısı 650 bine indiğine göre sendikaya üye işçi çalıştıran sanayi işletmelerinin sayısınn ne kadar az olduğu tahmin edilebilir. İki sanayide olan iş kazasında iş verenin çok önemli kusuru vardır. Ama, iş yerlerinde etkili denetim yapmayan çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının ilgili biriminin de kusuru vardır. İşyerlrinde işçi sağlığı alanında yapılan çalışmalar, çalışanları meslek hastalığına yakalanmasını önlemeye yöneliktir. Kot taşlama işi yapan işçilerin yakalandığı hastalık meslek hastalığıdır. İş güvenliği alanında yapılan çalışmalar, iş kazalarını ve işyeri hasarlarını önleme çalışmalarıdır.

İŞVEREN TAZMİNAT ÖDEMEK ZORUNDA

Başkentde yaşanan kazalarda 17 işçi ölmüş, onlarca işçi yaralanmıştır ve iş yerleri üretim yapamaz duruma gelmiştir. İşveren bu kaza sonunda ölen işçilerin ailelerine ve yaralanan işçilere tazminat ödemek zorundadır, kaza sebiyle iş yerinde üretim durmuş, işverenin yeniden üretm yapabilmesi için hasarı onarmak için maddi kaynak harcaması lazım, kaza nedeniyle üretim yapamaz hale gelmesiyle uğradığı zarar çok büyüktür. Halbuki uğradığı zararların %1’i kadar işçi sağlığı ve iş güvenliğine yatırım yapsaydı kazalar önlenmiş olurdu. Ayrıca bu kazalardan diğer sanayi işletmelerinde çalışan işçilerde moral bozukluğu yaşanacak,üretim düşecektir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda önlem almanın önemli şartı işçilerin sendikalara üye olmasının önündeki engellerin kaldırılmasıdır. İşçilerin sendikalara üye olması sadece ücret artışına endekslenmemeli. Üretimin kesintiye uğramadan devam etmesi bakımından da önemli olduğu hesap edilmelidir.
Tacettin KORKUT- İş güvenliği uzmanı
Yazarın Tüm Yazıları