Hayatın senin elinde

Sağlıklı ve keyifli bir hayat sürmenin yolu her şeyden önce sizin kendinize nasıl baktığınız, nasıl muamele ettiğiniz, ne ölçüde özen gösterdiğiniz, beden ve ruhunuza ne oranda saygılı kaldığınız ile doğrudan ilişkilidir.

Haberin Devamı

İki binli yıllara girerken Hürriyet gazetesinde rahmetli Yener Süsoy ile bir röportajım yayınlandı. O röportajda “ömrünün yetmişli yıllarını yaşayanların da artık orta yaşlılar grubunda kabul edilmesi gerektiğini” düşündüğümden “YETMİŞ YAŞ ORTA YAŞTIR” diye bir ifadem vardı.
Bu görüşe pek çok itiraz geldi. İtirazlardan bazıları ise oldukça sertti! Onlara göre ben cumhurbaşkanlığı süresinin uzatılması gündemde olan -meşhur 5+5 hikâyesi- 9. Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel’e gönderme yapıyor, onun o tarihlerde yetmiş beşlerde olan yaşının genç sayılabileceğini ima ediyordum!
İtiraz edenler dün de bugün de haksızlar. Yaşı yetmiş değil seksenleri geçmesine rağmen hatta doksanlara varmasına rağmen kitap yazan, orkestra yöneten, beste üreten, film yöneten yüzlerce, binlerce insan o yıllarda da vardı, şimdi de var. Sadece bir örneği hatırlamamız yeter!
Ünlü İngiliz politikacı ve devlet adamı Sir Winston Churchill 30 Kasım 1874 doğumludur, 24 Ocak 1965’te hayata veda etmiştir. Churchill fani dünyaya veda ettiğinde 91 yaşındaydı. Başarılı siyasi kariyere sahip önemli bir politikacıydı. Birinci ve ikinci dünya savaşlarında çok önemli görevler üstlendi. 1955’e kadar aktif siyaset (İngiltere Başbakanı) yaptı, siyasette en başarılı olduğu yıllarda seksenli yaşlarındaydı.

UZUN ÖMÜR?

“İyi, keyifli, mutlu, huzurlu, bir ömür sürüp bu dünyadan gitmekte öyle pek de acele etmemek” açıkça ifade etmesek de hepimizin aklının bir yerlerinde hep vardır. Her ne kadar bazılarımız arada bir ipin ucunu kaçırıp “hızlı yaşa, genç öl!” veya “ben istediklerimi yiyip içim yeter, uzun yaşamak filan istemiyorum, keyfime karışmayın!” şeklinde özetlenebilecek sert çıkışlar yapsak da ölene dek “sağlıklı/sıhhatli” biri olmayı ve üç beş yıl daha yaşamayı kesinlikle isteriz.
Ayrıca canınızın istediğini yiyip içerek ve bir de üstüne üstlük yan gelip yatarak ellili, altmışlı yaşlara kadar da olsa “kısa ama sağlıklı bir ömür sürmek” öyle zannedildiği kadar kolay yakalanabilecek bir şans da değildir.
Her gün paketlerce sigara içen, alkollü içecekleri bardak bardak deviren, her öğlen bir kebapçıyı, her akşam bir meyhaneyi ziyaret eden birinin -istisnalar dışında- kısa bir ömür sürse de sağlıklı kalabilmesi pek kolay olmasa gerek.
Emin olunuz ki kimi fazla kilosundan, tansiyonundan, şekerinden, kimi uyku problemleri, nefes darlığı, göğüs ağrısından, kimi uykusuzluk, çarpıntı, eklem ağrılarından yakınacaktır.

HER ŞEY SİZİN ELİNİZDE DEĞİL AMA…

Söylemek istediğim şey şu: Sağlıklı ve keyifli bir hayat sürmenin yolu her şeyden önce sizin kendinize nasıl baktığınız, nasıl muamele ettiğiniz, ne ölçüde özen gösterdiğiniz, beden ve ruhunuza ne oranda saygılı kaldığınız ile doğrudan ilişkilidir.
Allah ne süre ömür verdiyse, ne takdir ettiyse iyi ve güzel bir hayat sürmenin ve Allah’ın sizin için takdir ettiği ömrü kısaltmamanın da hakkıyla, keyfiyle, huzuruyla yaşamanın da öncelikle sizin elinizde olduğunu unutmamanız gerekiyor.
Bu öneri tabiî ki attığınız her adımı saymanız, yuttuğunuz her lokmayı tartmanız, aklınızdan geçen her düşünceyi “acaba?” diye filtrelemeniz, kısacası hayatınızı matematiksel ya da geometrik ölçülerle çerçevelemeniz anlamına da gelmiyor.
İyi bir hayat sürmek tabiî ki biraz “şans”, tabiî ki biraz sağlam “genetik miras”, tabiî ki biraz iyi bir “eğitim”, temiz bir “çevre”, kabul edilebilir “hijyenik” koşullar, “huzur ve umut” da gerektiriyor ama bir o kadar da “dikkat ve hedef” gerektirdiği kesindir.

Haberin Devamı

BANA GÖRE

Haberin Devamı

Probiyotikler gaz sorununu çözer mi?

Probiyotik bakterilerle zenginleştirilmiş besinler (örneğin probiyotikli yoğurtlar) bağırsak içi biyolojik dengeyi mükemmelleştiriyor. Bu durum bağışıklığın güçlenmesi, iltihabi bağırsak hastalıklarına karşı iç dengenin sağlanması, kolesterol kontrolünün desteklenmesi ve daha da önemlisi kabızlık sorununa karşı bir takviye anlamına geliyor. Eğer imkânınız varsa probiyotiklerle güçlendirilmiş süt ve süt ürünlerinden faydalanmanızı öneriyorum.

Yazarın Tüm Yazıları