Hani Hisar kapanmıştı...

Kültür Bakanlığı’nın 2 Nisan 2009 tarihinde yaptığı yazılı bir açıklama var elimde; “Bakanlığımız 3. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nün kararı gereğince anılan mekan (Rumeli Hisarı) etkinliklere kapatılmıştır” yazıyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl bu açıklamayı bu köşede yazmıştım, “Artık Rumeli Hisarı etkinliklere kapalı” diye...

2-23 Temmuz arasında bu yıl ilk kez gerçekleşecek 1. Uluslararası İstanbul Opera Festivali’nin yapılacağı yerlerden biri neresi peki?
Rumeli Hisarı...

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu...

Kültür Bakanlığı geçen yıl etkinliklere kapattığını duyurduğu Rumeli Hisarı’nı bu yıl kendi aldığı kararı çiğneyerek etkinliğe açıyor.
Rumeli Hisarı’nda neden opera festivali yapılıyor diyecek değilim... Tam aksine çok yerinde bir karar.

Demek ki Rumeli Hisarı’nın etkinliklere kapanması için bir neden yokmuş. Operaya açıldığı gibi tiyatro festivaline de, konser etkinliklerine de pekala açılabilir Rumeli Hisarı...

Not: 2010 Kültür Başkenti çerçevesinde ‘Opera şehre iniyor’ sloganıyla düzenlenen festivalin afişlerine bayıldım.

Sevil Berberi Beyazıt Öztürk, Zaide kılığında kağıt helva yiyen Burcu Esmersoy, Konstanse Sedef Avcı, Fatih Sultan Mehmet kılığında Tophane’de nargile içen Yetkin Dikinciler hepsi çok hoştu. Operaya bu kadar iyi dikkat çekilebilirdi, düşünenleri kutluyorum.

Haberin Devamı

Kupa notları

*Futbolcular bacaklarını ağdayla mı alıyor, jiletle mi? Kendileri mi alıyor, masörler mi?.. Yoksa lazerle kökünden mi çözdüler olayı... Spor servislerinden rica etsek de bu konuda bizim futbolcular arasında bir araştırma yapsalar...

*İki beraberlik alan Capello’yla İngiliz basını o kadar güzel kafa buluyor ki... Bizi Dünya Kupası’na götüremeyen Fatih Terim’e laf söylenmiyordu.

*Henry’nin elle attığı golle İrlanda yerine Dünya Kupası’na katılan Fransa inşallah gruptaki son maçında Güney Afrika’ya da yenilip 1 puanla evine dönecek... Tüm futbolseverlerin dileği bu.

*Hafta sonu duyduğum en güzel haber; TRT kupa sonrasında da D Smart’taki HD yayınlarına devam edecekmiş. Ağustos ayında Türkiye’de yapılacak Dünya Basketbol Şampiyonası’nı da HD yayınlayacakmış TRT...

Kuryenize sahip çıkın

Yaz geldi, gazetelerde yine iki günde bir ölümlü motosiklet kazaları haberlerini okumaya başladık.

Medyaya yansımayan ağır yaralı ya da kırık çıkıklı atlatılan motosiklet kazalarının sayısını siz düşünün artık.

Çünkü ne motosiklet ne de otomobil sürücülerinde bir motor kullanma kültürü yok.

Son 10 yılda trafikteki motosiklet sayısı hızla arttı, ancak sürücülerin motosiklet görgüsü, bilgisi aynı oranda artmadı.
Motosiklet sürücüsü zikzaklar çizerek gider, küçük araç ya ters yola girmenin kendisine yasak olmadığını düşünür.
Otomobil sürücüsü de trafikte motosikletliye karşı nasıl davranacağını bilmez, üzerine kırar, yol vermez...

Sonuç?

Onlarca ölümlü motosiklet kazası.

Yıllardır kendime bir motosiklet almak istiyorum, A2 sınıfı ehliyetim de var, yurtdışına çıktığımda motosiklet de kiralıyorum.

Ama hiçbiri İstanbul’da motosiklet kullanmak kadar zor değil.

Önceki gece haberlerde ölümcül bir motor kazası izleyince bu yaz da askıya aldım motor planlarımı...

Bir de şu kararı aldım;

Bu şehirde trafikte cirit atan, kuralları yok sayan çeşitli şirketlere ait motor kuryeler var.

Kimi pizza yetiştiriyor, kimi zarf...

Ama çoğunluğu berbat motosiklet kullanıyor.

Şirketlerin adını vererek burada deşifre edeceğim onları, her şirket kendine doğru kuryeyi bulmak zorunda.

Haberin Devamı

Caz deyince Erol Pekcan

Emrah’a, daha önce genç cazcı Jülide Özçelik’in türküleri caz formatında okuduğunu hatırlatmıştım ya...

Rahmetli Erol Pekcan’ın kızı Sebla Pekcan’dan bir mesaj aldım.

Erol Pekcan’ı nasıl unutursunuz diye sitem ediyor...

Ben sadece yakın tarihli bir albüm yaptı diye Jülide Özçelik örneğini vermiştim.

Yoksa genç kardeşimize gelene kadar elbette Türkiye’de onlarca unutulmaz caz sanatçısı var.

Erol Pekcan da bunların başında gelir.

Erol Pekcan’ın Kudret Öztoprak ve Tuna Ötenel’le hazırladığı Jazz Semai bile yeter.

“Allı Turnam”, “Ali’yi Gördüm Ali”yi unutulur mu?..

Bakın Emrah vesile oldu, türkü-caz derken Erol Pekcan’ı da andık.

Nur içinde yatsın...

    

 

Yazarın Tüm Yazıları