Halkevleri

HALKEVLERİ, Türk kültür ve sanatı konusunda gençleri yetiştirmek, bu konularda araştırmalar ve çalışmalar yapmak amacıyla kurulan örgütlerdir.

Halkevleri, 19 Şubat 1932’de açıldı. Birinci aşamada 14 il merkezinde; ikinci aşamada (Haziran 1932) 20 il merkezinde faaliyet göstermeye başladı. 1933 yılında, çeşitli il ve ilçelerde 21 halkevi daha açıldı. 1939’da sayıları 373’ü bulmuştu. 1950’ye gelindiğinde 478 halkevi ve 4332 halkodası vardı. 1952 yılında, CHP’nin propaganda araçları oldukları gerekçesiyle Demokrat Parti iktidarı tarafından kapatıldı. Bu, Cumhuriyet tarihinin en büyük kültür ve eğitim barbarlığıdır.

ÖZGÜN BİR YAPI

Genç Cumhuriyet’in kültür atılımları, laikleşme ve çağdaşlaşma politikaları içinde halkevleri özgün yapılarıyla önemli bir yer tutar. 1930’larda Cumhuriyet’in 10. yılına yaklaşırken siyasal, hukuki, toplumsal alanlarda birçok devrim gerçekleşmişti. Ancak toplum yaşamına kazandırılmak istenen yeniliklerin, yeni değerlerin, toplum katmanlarına yayılması ve yaşanılır kılınması gerekirdi. Bunun için de, her cins ve yaştan kimsenin yararlanabileceği, herkese ulaşabilecek yapıda okul dışı, "resmi" kokusu olmayan sivil kuruluşlara gereksinim vardı. Halkın yeni yaşam tarzını ve değerleri benimsemesi ve kavraması, ancak onlardan yararlanması ve katılımıyla sağlanabilirdi. (Murat Katoğlu, Cumhuriyet Türkiyesinde Eğitim, Kültür, Sanat. "Türkiye Tarihi 4" içinde, Cem Yayınevi)

KÜLTÜR MERKEZLERİ

Halkevleri, Cumhuriyet yönetiminin dünya görüşünü aydınlar ve yerel önderler aracılığıyla halka götürme, yaygınlaştırma, tanıtma ve toplumun kültür yapısını canlandırma denemesidir. Bu amaçla kurulan, yeni çağdaş yurttaşı yetiştirmeye yardımcı, yurt yüzeyine yayılmış Kültür Merkezleri’ydi. Büyük Fransız romancısı ve Kültür Bakanı Andre Malraux’nun Charles de Gaulle döneminde kurduğu Kültür Evleri’nin öncüsü ve esin kaynağı oldukları söylenebilir.

Halkevleri, halkla sıcak iletişim kuracak, halk değerlerinden de kaynaklanacak kültür merkezleri olarak düşünülmüştü. Her yurttaşın ilgi alanına göre katılımını sağlamak, başlıca hedefti. Kuruluş gereği 9 alanda çalışma yapmaktaydı: Dil-Edebiyat-Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil, Spor, Toplumsal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphane ve Yayın, Köycülük, Müzecilik ve Sergileme.

Halkevlerinin açılışında, bu kuruluşun amacını, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk şöyle açıklamaktaydı: "Gençlik, gelişen, yetiştiren bir çalışmanın içinde yaratılmalıdır. Millet, şuurlu, birbirini anlayan, seven, ideale bağlı bir halk kitlesi halinde teşkilatlandırılmalıdır. En kuvvetli ders vasıtalarına, muallim ordularına malik olmak káfi değildir. Halkı yetiştirmek, halkı kitle haline getirmek için ayrıca milli halk mesaisinin tanzimini ihmal etmemeliyiz."

FESAT GİRİŞİMİ

Demokrat Parti, halkevlerini kapatmak yerine, onları kendi parti çıkarına kullanabilirdi. Bu bile kabul edilebilirdi. Halk sömürüsü kaleminde sineğin yağını çıkartan Demokrat Parti, bu olanağı düşünmeksizin halkevlerini kapattı. Kapatılmasının gerçek nedeni, Atatürk’ün konuşmasında bulunmaktadır. Halkevlerinin kapatılması, Cumhuriyet’e karşı yapılan en korkunç fesat girişimlerinden biridir. Belki de en önemlisi! Halkın çağdaş Cumhuriyet vatandaşı olma projesi engellenmiştir. Bunda da yabancı ilhamı var mıydı acaba?
Yazarın Tüm Yazıları