Halk gücünü göstersin

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Oylamanın yapılacağı günün öğle saatlerinde konuşmuştuk Yaşar Okuyan'la. Bazı DYP'lilerin kırmızı oy vereceğini iddia etmişti.

‘‘Tansu Hanım'ın atıp tuttuğuna bakma. Bu bir taktiktir. Bazı DYP'liler kırmızı oy kullanacak.’’

‘‘Nereden biliyorsun? Yani Tansu Hanım rol mü yapıyor?’’

‘‘Evet. Benim duyduğuma göre el altından bazı milletvekillerine kırmızı oy kullanmaları için talimat veriyor.’’

‘‘Bunu da yapar mı?’’

‘‘Yapar yapar... Görürsün, bal gibi yapar.’’

Görüşmeler tamamlanınca oylamaya geçildi.

Tansu Hanım genel başkanlara tanınan haktan yararlanarak ilk oy kullananlardan biri oldu.

O her zamanki gülücükleriyle zıplaya zıplaya kürsüye geldi. Elindeki beyaz oyu göstere göstere zarfa koydu ve kupaya attı.

Tansu Hanım'ın sözünde durup beyaz oy kullandığını bütün Türkiye TV ekranlarında gördü.

Bu şovu yaptıktan sonra yine zıplaya zıplaya kürsüden indi ve Genel Kurul salonunu terk etti.

Arkasından da tembihli milletvekilleri gelip bir güzel kırmızı oylarını kullandılar.

Sonuçta gerekli olan 330 oy çıkmadı ve Meclis büyük bir yara aldı.

Ama kimin umurunda?

Tansu Hanım'ın istediği oldu ya...

* * *

Şimdi meydanlarda esip yağacak.

‘‘İşte gördünüz. Sözümüzün eri olduğumuzu gösterdik. Meclis'te dokunulmazlıklar için beyaz oy kullandık. Bizim hiçbir şeyden korkumuz yok. Zirvedeki kar kadar temiziz.’’

İyi, güzel de bunu kim yutar?

Tansu Hanım ne söylerse söylesin hesap meydanda.

Beyaz oyların 300'de kalması için 30-35 DYP milletvekilinin kırmızı oy kullanmış olması gerekiyor.

Bunu Meclis'teki kapıcılar bile biliyor.

Bir politikacı kendi çıkarı uğruna rejimin her şeyi olan bir kurumun onuruyla nasıl oynayabilir?

O talimatla kırmızı oy kullanan DYP'li milletvekilleri kendi onurlarını çiğnemeyi nasıl göze alabilirler?

Oylamanın ertesi günü Yaşar Okuyan'la yine konuştuk. Çok üzgündü.

‘‘Ben söylemedim mi? Ne yalan söyleyeyim, ben 300 oy bile beklemiyordum.’’

‘‘Sizden fire yok mu?’’

‘‘İddia ediyorum en fazla üçtür. Beş-on tane de öteki partilerden ve bağımsızlardan vardır. Gerisi Tansu Hanım'ın talimatını yerine getiren DYP'lilerdir.’’

* * *

Yaşar Okuyan'a sordum:

‘‘Peki şimdi ne olacak?’’

‘‘İş önce size, sonra da bize düşüyor. Kolları sıvayacağız. Biz halkın tepkisini sivil örgütlerle birlikte Meclis'e taşıyacağız, siz de bunları duyuracaksınız.’’

Desenize iş yine başa düştü.

RP'li Salih Kapusuz ile Meclis Başkanvekili Kamer Genç'i kızdırma pahasına biz bu görevi seve seve yaparız.

Salih Kapusuz ile RP'lilere söyleyecek sözümüz yok. Onların yolları ve düşünceleri belli.

Ama Kamer Genç'e bir çift sözümüz var.

Kamer Beyefendi Hürriyet'e kızıp basın için boyundan büyük suçlamalar yapacağına, aynı duyarlılığı çatısı altında bulunduğu kutsal yapı için göstersin.

Bunu, Çiller'in suçlarını örtmek için değil, kendi onuru için yapsın.

Yazarın Tüm Yazıları