Hain

Haberin Devamı

Eh, sıkıldım işte hain olmaktan... Çok uzun yıllardan beri hainlik ediyorum. Kendi hainlik kadromu boşaltıyorum. Herhalde, Truvalılar’a "kapıya bırakılan o tahta atı içeri almayın, o bir tuzak" diyen adamın da "hain" olmaktan sıkıldığı zamanlar olmuştur.

Biliyorsunuz değil mi, bu "hainleri" anlatan bir kitap var.

Bana da Yalçın Doğan söylemişti.

Tarih boyunca toplumlarını tehlikelere karşı uyardıkları için "hain" ilan edilmiş adamların hikayelerini bir kitapta toplamışlar.

Truvalılar’a "atı içeri almayın" diyen de onlardan biri.

Hain olmayan vatansever Truvalılar ne demişler, "Atı içeri alalım."

Ama sıkılıyor insan hain olmaktan.

Ben de sıkıldım.

"Atı içeri alın arkadaşlar."

Hem vatansever, ulussever, yurtsever olmak o kadar da zor bir şey değil.

Formülü basit.

"Her şey mümkün... Siz haklısınız."

Söylüyorum işte ben de, "her şey mümkün, siz haklısınız."

Kerkük’ü almak mı istiyorsunuz?

Buyrun alın...

Lütfen...

Hatta ulussever olacaksam diğerlerinden geri kalmak istemem.

Daha da gümbürdeterek söyleyebilirim.

"Kerkük’ü almayan haindir."

Hadi, gidin alın.

Yeter artık sizin kahraman, bizim hain olmamız.

Biz de biliriz esip gürlemeyi.

Batı mı?

Onlar emperyalisttir, bizi bölmek istiyorlar.

Tarih boyunca bize düşmandılar, şimdi de düşmanlar.

O emperyalistlerin hiçbirine güvenilmez.

Avrupa Birliği’nden çıkın.

Sadece Avrupa Birliği yetmez.

Onların bütün örgütlerinden de çekilin.

Bütün emperyalist ülkelerin ortak olduğu NATO üyeliğini bırakın.

Ordumuzla ilgili NATO’ya bilgi veren haindir.

Fesatın içindedir.

Çıkın NATO’dan

Bizim güneyimizde bir Kürt devleti kurmak isteyen Amerika’yla ilişkileri askıya alın.

Tek bir silahını bile kullanmayın Amerika’nın.

Amerika bizim düşmanımızdır, düşmanımızın elimizdeki silahların evsafını bilmesine izin vermeyin.

Bütün o bilgileri diğer düşmanlarımıza satar onlar.

Amerika’dan silah alan haindir.

Hele o IMF...

Neden emperyalistlerin örgütü bize yardım etmek istesin ki?

Onların tek amacı, buradaki fakir yurttaşlarımızı soymak, onları daha da fakirleştirmek.

IMF’den çıkın.

Çıkmayan haindir.

Batı’dan aldığınız bütün o borçları ödeyin ve terk edin IMF’yi.

Borçları ödemeyen haindir.

Ya da daha iyisi "ödemiyoruz" deyin.

Borçları ödemeyip çıkın IMF’den.

Hem farkında değil misiniz?

Parça parça satıyorlar vatanımızı?

Nedir o yabancı sermaye dedikleri?

Ne karşılığı geliyor o yirmi milyar dolar?

Türk çocuğunun alın teriyle, emeğiyle yapılmış bankalarımızı, fabrikalarımızı almaya geliyorlar.

Yabancı sermayeyi sokmayın ülkeye.

Verin paralarını geriye, alın bankalarımızı.

Almayan haindir.

Ya Kıbrıs?

Nedir o nankörlük?

Türk askerinin kanı var o adada.

Rumlarla birleşmek isteyenlere izin vermeyin, susturun onları.

Kıbrıs’ı Türkiye’ye bağlayın.

Doğu Akdeniz’deki güvenliğimiz Kıbrıs’taki askeri varlığımıza bağlıdır.

Bunu tehlikeye atamayız.

Kıbrıs’ı almayan haindir.

Ama Kıbrıs yetmez.

Ege kıyılarımızı kuşatan On İki Ada var.

Bir hançer gibi Anadolu’ya saplanmış o adaları, bizi masada yenerek aldılar.

Savaşamadık bile onlar için.

Ege’den taş atsan Yunan adasına düşüyor.

O adalar bizimdi ve şimdi de bizim olmalı.

Oradan bizi istedikleri gibi gözetliyorlar.

Buna izin veremeyiz.

Türkiye’nin Ege’ye açılmasına olanak tanımayan o adalar yeniden bizim olmalı.

Bunun için yapılacak fedakarlık her neyse yapmalıyız.

O adaları almayan haindir.

Fesadın içindedir.

Alın On İki Ada’yı.

Hele o Ermeni meselesi.

Amaç tarihi bir gerçeği ortaya çıkarmak falan değil, düpedüz bizden toprak koparmak istiyorlar.

Emperyalist ülkeler de onları destekliyor.

Bir komployla karşı karşıyayız.

Başta Fransa olmak üzere Ermeni olaylarına "soykırım" diyen bütün ülkelerle ilişkilerimizi kesmeliyiz.

Burada hem toprağımız, hem ulusal onurumuz söz konusu.

İki parça eşya satıp para kazanmak, birkaç parça tüketim malı alıp İstanbul sosyetesini sevindirmek için ulusal onurumuzu çiğnetecek miyiz?

Bir ulus onuru için yaşar.

Bütün o ülkelerle yarından tezi yok diplomatik ilişkilerimizi kesmeliyiz.

Kesmeyen haindir.

Kesilmesi için mücadele etmeyen de haindir.

Ya Güneydoğumuz?

Bu nasıl bir aymazlıktır ya Rabbim?

Oradaki belediye başkanlarının kimlerle ilişkisi olduğunu, hangi partiye bağlı bulunduklarını görmüyor musunuz?

Amaçlarını anlamıyor musunuz?

Demokrasi demek ülkenin bölünmesine göz yummak demek midir?

Güneydoğu için derhal özel bir yasa çıkartıp, o bölgedeki bütün belediye başkanlarının devlet tarafından atanmasını sağlamalıyız.

Ülkenin güvenliği demokrasiden önce gelir.

Demokrasi diyen, seçim diyen haindir.

Kuzey Irak’ta, burnumuzun dibinde bir Kürt devleti kuruluyor.

Emperyalist güçler kurduruyor bunu.

Şimdi Kuzey Irak’ı almanın ve bu fesadı bozmanın tam zamanıdır.

Her dakika aleyhimize işliyor.

Amerikan askerin orada bulunuyor diye buna göz mü yumacağız?

Gerekirse Amerikalılarla çatışırız.

Amerikan uçaklarının şehirlerimizi bombalamasından korkacak değiliz.

Atacakları füzelerden mi korkacağız?

Biz, İstiklal Savaşı’nda düvel-i muazzamayı yendik.

Korku uyuşturur bir ulusu.

Bizi uyuşturmalarına izin vermeyin.

Kuzey Irak’ı işgal edin.

İşgal etmeyen haindir.

Ah tanrım, ne güzelmiş ulussever olmak.

Ne hoşmuş vatanseverlik.

Bir ab-ı hayatmış.

Ayrıca böyle yazıları yazmak da ne kolaymış.

Yıllarca sadece hainlik değil, aynı zamanda salaklık da yapmışım.

Yaz işte böyle...

Böyle bir yazı on beş dakikada yazılıyor işte.

Döktür gitsin.

Sıkılmıştım zaten hain olmaktan, pek iyi geldi bu yurtseverlik.

Hele o din meselesi.

Göz göre göre şeriatı getiriyorlar.

Kendilerine "aydın" diyen o adamlar demokrasi peçesini takmışlar, şeriatın yol işçisi gibi çalışıyorlar, şeriatın yolunu açıyorlar.

Şeriata geçit vermeyeceğiz.

Halkı kandırabilirler, onların oyunu alabilirler.

Halk kandırıldı diye ülkeyi şeriata mı teslim edelim?

Bir dahaki seçimlerde yeniden iktidara gelirlerse ne olacak?

Bunu düşünen var mı?

Seçim yapacağız diye atalarımızın kanlarıyla sulanmış bu cumhuriyeti şeriata mı teslim edeceğiz?

Daha ne bekliyorsunuz?

Parlamentoda hutbe mi okusunlar?

Seçimleri yasaklayın.

On seneliğine seçim yaptırmayın, bu on yılda halkı bilinçlendirin.

Şeriat tehlikesi geçtikten sonra seçimler yapılır.

Seçimleri yasaklamayan haindir.

Bizim bu ülke için beklentilerimiz açıktır.

Kuzey Irak’ın, Kerkük’ün, Kıbrıs’ın, On İki Ada’nın alınmasını, Avrupa Birliği’nden, IMF’den, NATO’dan çıkılmasını, Ermeni meselesinde bizi desteklemeyen bütün ülkelerle diplomatik ilişkilerin kesilmesini, belediye başkanlarının devlet tarafından atanmasını, seçimlerin ertelenmesini, dış borçların yok farz edilmesini, yabancı sermaye girişinin yasaklanmasını istiyoruz.

Ülkenin güvenliği ve onuru bunlara bağlıdır.

Bunları yapmayan haindir.

Bunlar yapılmasın diyen de haindir.

Fesadın içindedir.

Ben de vatanseverim.

Sıkılmıştım hain olmaktan.

Truvalılar’a "O atı içeri almayın" diyen hain de sıkılmıştı herhalde ihanetten.

İnsan sıkılıyor çünkü.

Şimdi Kerkük’ü almayan "hainler" düşünsün biraz da...

Gidip de o Kerkük’ü almazlarsa, Amerikan uçaklarından korkarlarsa, "hain" yaftasını onların boynuna ellerimizle asacağız.

Hadi gidip alın erkük’ü şimdi.

Hadi, durmayın...

Yazarın Tüm Yazıları