Ha Kenan’ın zeybeği ha Necati’nin semahı

Haberin Devamı

Kurtlar Vadisi’ni hiçbir maddi karşılık beklemeden Şaşmaz kardeşlere devreden dizinin yapımcısı ve yönetmeni Osman Sınav, ilginç açıklamalarda bulundu. Dün Kelebek’te yayınlanan Necati Şaşmaz’ın da yer aldığı zikir fotoğraflarının, 100.Yıl Kültür Merkezi yerine Karşıyaka Mezarlık Camisi’nde yapıldığının ortaya çıkmasından bir gün önce görüştüğümüz Sınav, Şaşmaz Kardeşler’in tarikatta ilgisi olmadığını savundu. Osman Sınav, ‘Kültürel bir faaliyet’ dediği Necati Şaşmaz’ın semah gösterisine de ilginç bir benzetme yaptı: ‘Ha Kenan’ın zeybeği, ha Necati’nin semahı. Benim için bir fark yok...’

- Kurtlar Vadisi’ndeki yapımcı ve yönetmen kimliğinizi neden bıraktınız?

Bu bir ticari karar. Şirket olarak içsel bir kararımız. Ben bugüne kadar dört tane yönetmen, çok senarist, star ve oyuncu yetiştirdim. Şimdi de yapımcı yetiştirdim. Raci Şaşmaz, Deliyürek’ten ve Kurtlar Vadisi’nin başından bu yana benim ekibimin içinde olan biri. Ve ben onu, projenin içine başından beri öyle bir aldım ki, ileride yapımcılığı sürdürebilsin diye yapımcılıkla ilgili konuları da paylaştım. Başarılı oldu da. Şimdi benim başka bir hayalim var. O, bu dizinin yapımcılığını sürdürecek. Ben bu kararı üç ay önce verdim. Ama bu kararımı sizde çıkan haberden üç gün önce ekibe toplu halde açıkladım. Kardeş bir şirket kurulacak. Kurtlar Vadisi ve Ekmek Teknesi o şirketten devam edecek. Ancak bana ihtiyaç duyulduğunda her zaman onlara destek olacağım. Çünkü ben film çekmek istiyorum. Bunun için de zamana ihtiyacım var.

- Aldığınız bu kararın size maddi bir girdisi oldu mu?

Hayır.

- Yani iki diziyi de hibe ettiniz?

Evet. Gerçek ve asıl zenginlik hayaldir. Benim hayalimdir. O yüzden ben bu dizide yokum. Hayal benim zenginliğimdir. Ben hayal satıyorum. Yeni hayaller yaratmam gerek. Bunun için de zamana ihtiyacım var. Ben bugüne kadar ne yaptımsa, kurduğum hayallerle yaptım. Tüm gerçeklerimi hayalden çıkardım. Yani benim gerçeğim, hayallerimdir. Daha büyük projelere gireceğim. Arkadaşlarıma devrettiğim bu iki dizi için kurulan yeni şirkete de, bu yüzden ‘Kardeş’ şirket diyorum. Çünkü onlar benim dostlarım. Benim dostluklarım böyle olur...

- Reyting yapan, iyi kazanan iki tane diziyi sadece film yapmak amacıyla Raci Şaşmaz’a devretmeniz açıkçası sık rastlanır bir davranış değil. İnsana tuhaf geliyor?

Ben istediğim an bunu yapabilirim. 20 yıldır bu işin içindeyim. 10 yıldır da haftalık dizi yapıyorum. Her yaptığım dizi de bir numara oluyor. Ben yarın başka bir şeye başlarım, yine bir numara yaparım. Çünkü profesyonelim. Bunun için çok çalışıyorum, çok dikkat ediyorum, çok araştırıyorum. Yani ‘ben bir şey bulmuşum aman para kazanmaya devam edeyim’ gibi bir derdim yok.

STANDARDIN DIŞINDAYIM

- Tarikat iddialarına ne diyorsunuz?

Tarikat diye bir şey yok ki. Zamanın Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek şunu söylüyor, diyor ki: ‘Ben o dönemler bakandım. Ahmet Yesevi’yi anma törenleri yaptım.’ Yani zamanın Kültür Bakanı bu gösterinin açılış konuşmasını yapmış. Bir başka İçişleri Bakanı da yine orada protokolde bulunmuş. Kültürel bir faaliyet yapılmış ve orada semah gösterisi sunulmuş. 1991 yılı itibariyle devletin arşivinde bunlar var. Necati Şaşmaz’ın babası da o dönemler Kültür Bakanlığı danışmanı. Bu bizim kültürümüzde varolan bir şey. Ben olsam ne yaparım biliyor musunuz, Necati Şaşmaz popüler mi, star mı olmuş, alırım onu Taksim Meydanı’nında bir semah gösterisi daha düzenlerim, 500 bin insanı da toplarım. Yani bu yasa dışı bir şey değil ki.

- Aslında zincirin kırılması, ilk halkasının kopması, Çakır’ın öldürülmesiyle başladı.

Ama bunu daha önce de söyledim. ‘Daha çok Çakır’lar gidecek. Bu anlamda Baron da ölebilir, Aslan Bey de ölebilir, Polat da ölebilir. Ama bu hikaye devam eder’ dedim. Etti mi, etti. Reyting düştü mü, düşmedi. Diyorum ki benim starım hikayedir.

- Elbette verirsiniz. Bunu kimse engelleyemez. Ama iki dizinin de yaratıcısı, babası olarak hiçbir karşılık beklemeden bırakmanız alışılmışın dışında, inandırıcı değil.

Ben zaten Türkiye standardının dışında bir insanım. Bu kararı vermemin asıl nedeni Türkiye standardının dışına çıkmak. Bunu yürekten söylüyorum.

- Yani Şaşmaz kardeşlerin ya da iddia edildiği gibi Kadirilerin şeyhinin baskısı olmadan, özgür iradenizle bu diziyi bıraktığınızı söylüyorsunuz?

Evet bunu söylüyorum. Bunun gündeme gelen konuyla herhangi bir ilgisi yok. Bu, üç ay önce özgür irademle verdiğim bir karar. Arkadaşlardan rica ettim, dedim ki, ‘Bensiz bu işi götürün. Çünkü 200 kişi ekmek yiyor. Benim başka hayallerim var, onları yapamıyorum.’

BÜYÜMEK İSTEMİYORUM

- Bağınızı kesmeden başka hayallerinizi de gerçekleştiremez miydiniz? Bu çok mu zor?

Buna vaktim yok. Masamın üzerini temizlemem gerekiyor, sakin şekilde düşünmem ve yeni projelerime başlamam gerekiyor. Ekip kurulmuş, hatta kardeş bir şirket kuruluyor. Onlar bu işi götürebilecek durumda.

- Belki de fazla büyümek istemiyorsunuz?

Evet ben Osman Sınav adına çok büyümek istemiyorum. Başka şeyler üretmek istiyorum. Bu benim tercihimdir.

- Aslında merak edilen bu dizinin bir güç tarafından işgal edilip, edilmediği...

Ne alakası var. Başından beri bu insanlar bu işin içinde, merkezinde ve bu işin yaratıcısı. Ortada siyasi bir kimlik yok. Kültürel bir kimlik var. Kavramları karıştırmayalım lütfen...

- Zaten siz Şaşmaz kardeşlerin iddia edildiği gibi Kadiri Tarikatı’nın içinde olduğunu biliyordunuz, yanılıyor muyum?

Bakın, tarikat diye bir şey yok. Olan şey şu, bu ailenin tasavvuf kültürüyle ilişkisi var. Soyu, sopu, seceresi belli. Bunu ben de biliyorum. Burada yasak var mı? Ya da kanun dışı bir eylem? Bu konuda Namık Kemal Zeybek’in açıklaması da var. Yapılmış bir faaliyet. Bana göre çok daha fazlası yapılması gerek. Devamının getirilmesi, bugün yeniden yapılması lazım. Ayrıca bu devletin yaptığı resmi bir şey.

BU ATATÜRKÇÜ BİR DİZİDİR

Haberin Devamı

- Size göre bu iddiaların bir sebebi var mı?

Ben bu diziye başlarken şöyle bir tanıtım yaptım. Dedim ki, bu ülkenin milli gelirinin yarısına yakın bir para karanlık ve puslu, yani Kurtlar Vadisi’nden geçiyor, vergilendirilmiyor. Bu, ülkede yaşayan, vergisini veren her masum insana kesilmiş toplumsal bir haraçtır. Hikayenin ana konsepti bu. Bu haraç nasıl kesiliyor? Biz bunu anlatıyoruz. Yani şimdi bu söylemlerin, iddiaların, olayı başka bir mecraya çekmenin buna dair bir provokasyon olmadığını kim iddia edebilir?

- Yani bu tür söylemler diziyi bitirmek adına mı yapılıyor?

Evet...

- Devletçi bazı sembollerin yavaş yavaş yok edilmesi de var ama. Mesela Aslan Bey’in öldürülmesi?

Hayır efendim. Bundan daha Atatürkçü, daha devletçi bir dizi yok.

- Peki asıl kahramanlar, devletçi ve yasayı temsil eden mafyanın içindeki devlet ajanı Polat mı olmalı? Yani Çakır bu yüzden mi öldürüldü?

Evet asıl amacımız buydu. Çakır zaten ölecekti. Çakır bir araçtı, maşaydı. Polat’ın ateşi tutmak için kullandığı bir maşaydı. Ve Çakır bir gün görevini tamamlayınca ölecekti. Kılıçla yatan kılıçla ölür. Çakır gibi daha niceleri ölecek dedim. Ben burada hikayeden, dramatik yapıdan bahsediyorum. Artistten bahsetmiyorum. Efendim falan artist niye öldü? Yok ki böyle bir şey ya.

Oktay’ın duruşunu sevmedim

- Çakır’ın öldürülmesinin dışarıdan bir etkenle ilgisi var mı?

O
ktay Kaynarca’nın hikayesi 10 bölüm ya da 20 bölüm sonra bitecekken biraz erkene alınması benim kararımdır. Bunun dışarıdan bir etkenle ilgisi yoktur. Tek başıma benim kararımdır. Ve size yeminle söylüyorum, bu kararımı Oktay’la karşılıklı oturup konuştuk. Oktay’ı gönderdim. Senaryo odasına geçtim. Ve arkadaşlara ‘Çakır ölüyor’ dedim. Beş dakika sessizlik oldu, hepsi gözüme baktı. Dizinin başrol oyuncusunu küt diye ölüyor, emin misin dediler. Eminim dedim. Sebep de şuydu. Duruşu bana göre yanlıştı.

- Duruşu derken neden bahsediyorsunuz?

Oyuncu olarak, Kurtlar Vadisi’nin oyuncusu olarak durmadı.

- Dışarıdaki, yani gerçek hayattaki hali mi etkili oldu?

Dışarıdaki, içerideki duruşu. Bir duruşu vardı işte ve bu beni rahatsız etti. Duruşuyla, tavrıyla benim hikayemin önüne geçen oyuncu, benim işimde olmaz. Bu benim prensibimdir.

- Çakır öldürüldüğü güne kadar Alaattin Çakıcı sizi hiç aradı mı?

Hayır aramadı. Ama ne yazık ki medya dizinin Beşiktaş-Valencia maçını reytingde yedi puanla geçmesiyle hiç ilgilenmedi, Çakıcı’nın faksını büyüttü. Ben dedim ki, bu dizide hiç kimse, kimseyi temsil etmiyor. Bunların üzerine birisi çıkıyor ve açıklama yapıyor. Öldürülme sahnesiyle ilgili olarak Alaattin Çakıcı faks çekiyor. Ama Çakır o değil ki. Sonra bu faksı manşet yapıyorsunuz. Bugüne kadar benim yaptıklarım niye manşet yapılmadı ki. Ben bu ülkenin milli gelirinin yarısı başka bir yerden geçiyor diyorum. Ama bununla kimse ilgilenmiyor.

Zafer istifa etsin

Osman Sınav, Necati Şaşmaz’ın zikir fotoğraflarının basına yansımasından sonra Baron karakterini oynayan Zafer Ergin’in diziden ayrılacağını söylemesiyle ilgili olarak şunları söyledi: ‘Zafer Ergin meseleyi görememiş. Benim oyuncum bile provoke oluyor arkadaşlar. Ben Zafer Ergin’e şunu söyledim. Kaç yıldır Kültür Bakanlığı’nın elemanısın dedim. Seni rahatsız eden bu söylemler, Kültür Bakanlığı’nın bir faaliyeti. Bilmiyorum dedi. Bunu Aczmendi tarikatı gibi sunmanın alemi yok ki. Tam tersi, bunun karşısında olan insanlar bunlar. Yayınlanan fotoğraflarda da şu var. Onun törensel bir kıyafet olduğu çok net. Biz alışmışız sadece Mevlevi kıyafetlerle dönülür zannediyoruz. Hayır onun bin tane rengi var. Her şey birbirine karışmış. NATO toplantısında, dünyanın bütün önemli devlet başkanlarının önünde Mevlevi gösterisi yapıldı. Necati Şaşmaz da semah yapıyor. Kadirilik’le ilgisi yok...’ Sınav, Necati Şaşmaz’ın da yakın zamanda alkollü fotoğraflarıyla basına yansımasını da değerlendirdi: ‘Bunu konuştuk. O da zaten biliyor. Bu görüntüleri vermemesi gerektiğini, ona zarar vereceğini konuştuk, biliyor. Genç bir insan, o da eğlenecek. Ama mümkün olduğu kadar bu fotoğrafları vermemesi gerekiyor. Bu onun tercihidir...’

Yazarın Tüm Yazıları