Güneydoğu Kürt sorunu

İSTER siyasi, ister idari, ister iktisadi, ister askeri, ister Avrupa Birliği, ister Amerika, ister Irak, İran ve Suriye ile ilişkiler açılarından olsun Güneydoğu-Kürt meselesi, Türkiye’nin çözümü veya yönetimi en zor ve pahalı sorunudur.

Bu sorunun adı "Güneydoğu-Kürt Meselesi"dir. Eğer Türkiye’nin Kürtleri, Türkiye’nin her yerinde aşağı yukarı aynı oranda bulunsaydı, o zaman ortada sadece bir Kürt meselesi olurdu.

Güneydoğu, sadece geri kalmış fakir bir bölge olsaydı, o zaman meselenin adı "Güneydoğu" olurdu. Güneydoğu, hem Anadolu’nun sosyal ve iktisadi bakımdan en az gelişmiş bölgesidir, hem de bu bölgede etnik kökeni Kürt olan vatandaşlar, ya yer yer çoğunluktadır ya da en önemli azınlığı teşkil eder.

Sadece Türkiye’de yaşayan değil, başta Irak ve diğer komşu ülkelerde yaşayan Kürtler arasında, bağımsız bir Kürdistan devleti kurma fikri giderek taraftar toplamaktadır. Bu fikri başta Amerika olmak üzere bütün Batılı ülkeleri de desteklemektedir.

Bağımsız Kürdistan fikri, "her ulus, kendini yönetme hakkına sahiptir" ilkesine uygun olduğu kadar, emperyalist devletlerin "böl ve yönet" ilkesine de uygundur. Türkiye’nin dostu olmayı hiçbir zaman içine sindiremeyen Yunanistan ve diğer ülkeler için de, Türkiye’nin Güneydoğu-Kürt sorununu kaşımak, Türkiye’yi müşkül duruma sokmak için bulunmaz bir fırsattır.

* * *

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerinin başında, bu ülkenin "vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütün" olduğu gelir. Çünkü bu vatan, 80 yıl önce bölünmüş topraklar birleştirilerek meydana getirilmiştir. Türk milleti de, çok milletli Osmanlı Devleti’nin kavimleri "birleştirilerek" yaratılmıştır.

Dolayısıyla, TC’yi kuranlar, vatanın ve milletin bölünüp parçalanması ihtimalinin mevcut olduğunu biliyordu. Bunu da TC için bir tehlike olarak görüyordu. O sebeple, "Ne mutlu Türküm diyene" ve "bu devlet, vatanıyla ve milletiyle bölünmez bir bütündür" söylemlerini, genç cumhuriyetin kuruluş ilkeleri yapmıştır. Bunlar, rastgele söylenmiş parlak sözler değildir.

* * *

Günümüzde vatanın ve milletin, niçin bölünmez bir bütün olması gerektiği yüksek sesle sorgulanmaktadır. Sorgulayanlar ilk başlarda sadece Kürtlerdi. Şimdi bunların arasına çok sayıda Türk de katılmıştır. Nasıl Güneydoğu’da Kürtler arasında "TC" simgesi adeta "işgalci düşman devlet" anlamına kullanılıyorsa, Anadolu’nun diğer bölgelerinde de "Güneydoğu-Kürt" simgeleri "nankör-hain" anlamına gelmektedir.

Bu ülkede yaşayan herkesin "ayrılma" fikrini iyice düşünmesi şarttır. Ayrılma süreci ve sonucu, etnik temizlik gibi hiç istenmeyen insanlık facialarına yol açabilir. Bu facialara dünün "Her solcu Türk, Kürt’ün dostudur" yerine, günümüzün "Her İslamcı Türk, Kürt’ün dostudur" paradigmasını geçirmek engel olamaz.

Son Söz: Karar ağacı, sondan başa doğru inşa edilir.
Yazarın Tüm Yazıları