Gündemde ne var?

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

CHP ileri gelenlerinin son günlerde kullandıkları bir ifade dikkatinizi çekti mi bilmiyoruz:

‘‘Türkiye'de biri medyanın, öteki siyasetçinin, üçüncüsü de halkın olmak üzere üç gündem var’’ diyorlar.

Söz doğru... Zaten siyasetçinin ve gazetecinin akıllısı, kendi gündemini değil, halkınkini esas alır.

O halde, halen kimin gündeminde ne var?

Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Deniz Baykal'ın bugünlerde söyledikleri özetle şu:

Demirel, bugünkü Hürriyet'te de okuyacağınız gibi, ‘‘Türkiye'de rejimi istikrara kavuşturmak için ya siyasi partilerin ittifak kurmalarına izin verilmeli yahut da halkın, cumhurbaşkanını doğrudan seçmesi sağlanmalı’’ diyor.

Şimdi ‘‘halk’’ sıfatıyla lütfen yanıt verin: Siz Parlamenter Sistem yerine Sayın Demirel'in önerdiği -belki de özlediği- Başkanlık Sistemi, daha doğrusu bir seçilmiş padişah mı istiyorsunuz, yoksa iyi işleyen bir hukuk devletinde huzurlu, özgür ve müreffeh bir yaşam sürdürmek mi?

İkincisinin sağlanması sadece seçilmiş padişah yahut partiler arası ittifak sayesinde gerçekleşir diyemiyorsanız, sistemi değiştirmek niye?

Baykal'ın şimdiki gündemi ‘‘seçim ve bunalım’’dan ibaret görünüyor.

Halk olarak söyleyin: Sizin de istediğiniz seçim ve bunalım mı?

Peki halkın gündemi ne?

Halkın gündemi, devletin halka karşı dürüst olmaması, halkın hukukunu çiğnemesi hatta yalan söylemesi.

Onun ilginç bir örneği dün İstanbul 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde herkesin karşısına çıktı:

Abdi İpekçi suikastının suç ortaklarından biri olduğu iddiasıyla Oral Çelik hakkında açılan davaya dün devam edildi. Dünkü duruşma önemliydi. Çünkü aynı olayın suç ortaklarından Yalçın Özbey bir süre önce Emniyet Genel Müdürlüğü'nden bir yetkiliye yurtdışında verdiği ifadede, bu olayın tüm ayrıntılarını (herhalde Oral Çelik'in rolünü de) anlatmıştı. Bu sırada Milli İstihbarat Teşkilatı'ndan iki yetkili de orada bulunmuştu. Mahkeme bu önemli ifadeyi Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istemiş ancak hepimizin emniyetinden sorumlu bu makam, olayı saptırarak mahkemeye başka bir dosya göndermişti. Bunun üzerine mahkeme asıl dosyayı bir kere daha istemişti.

Dün Emniyet Genel Müdürlüğü ‘‘Yalçın Özbey'le yapılan görüşme bantlarının 1 yıl bekletilip ‘imha' edildiğini’’ bildirdi. Yani devlet, düpedüz kanıtları yok ettim diyordu.

İşte halkın gündeminde böyle rezaletler var. Düşünün ki Abdi İpekçi davası hem İpekçi’nin kişiliği, hem de müdahil avukat Turgut Kazan'ın cerbezesi yüzünden kamuoyuna yansıyabiliyor. Öteki yüzbinlerce örneği duymaya bile imkan olmuyor.

Sevgili büyüklerimiz ikbal ve iktidar kavgasından bir an kafalarını halka çevirip, bir kere de onun gündemindekileri çözseler fena mı olur?













Yazarın Tüm Yazıları