Gizemli Requiem ve Mozart’ın hazin sonu

MOZART’ın son yapıtı Requiem’i dinlerken bir hüzün kaplıyor insanın içini.

Dáhi besteci ne yazık ki bu yapıtı tamamlayamadan yaşamdan kopup gitmişti.

Daha 35 yaşındaydı...

Arkasında insanlığın 250 yıldır hayranlıkla dinlediği yüzlerce yapıt bırakmıştı.

Requiem’in Mozart’ın yaşamıyla kesişen gizemli bir öyküsü var.

Requiem dinsel bir "ağıt". Türkçe’ye "ölüm duası" olarak da çevriliyor.

1791 yılında kimliğini gizli tutan bir adam geliyor Mozart’a.

Ünlü besteci o sırada "Sihirli Flüt Operası"na çalışıyor.

Adam, Mozart’a imzasız bir mektup veriyor. Mektupta ünlü besteciden bir Requiem bestelemesi isteniyor.

Uzun görüşmelerden sonra Mozart, Requiem’i bestelemeyi kabul ediyor.

Ancak o sıralarda bestecinin sağlığı hızla bozulmaya başlıyor.

Rahatsızlıkları, dáhi bestecinin ruhsal durumunu da etkiliyor ve onu derin bir karamsarlığa sürüklüyor.

* * *

Müzisyen Yazar Aydın Büke’nin Dünya Yayınları’ndan çıkan "Mozart-Bir Yaşam Öyküsü" adlı kitabı, bestecinin kapsamlı bir yaşam öyküsünü içeriyor.

Büke’nin kitabından aktaracağımız şu satırlar, Mozart’ın sürüklendiği ruh halini açık bir şekilde gösteriyor.

Mozart, bir dostuna yazdığı mektupta şöyle diyor:

"Kimliği belirsiz kişinin hayali gözümün önünden gitmiyor. Sürekli olarak bana eseri bir an önce bitirmemi söyleyişini görüyorum. Durmadan çalışıyorum, en azından beste yapmak, dinlenmek daha huzurlu. İçimde artık zamanın dolduğuna dair bir his var. Ölümüm yakın. Yeteneğime sevinecek zamanım olmadan sonuna geldim. Yaşam çok güzeldi, mesleğimin başlangıcı ümit vericiydi ama insan kaderine hükmedemiyor. Ölüm şarkım orada duruyor, onu tamamlamadan bırakmamam gerek."

Bu satırlar, Mozart’ın bu gizemli siparişin kendi ölümü için istendiği duygusuna kapıldığını ve buna inandığını gösteriyor.

Ölüme yaklaştığını hisseden Mozart ne yazık ki yanılmıyor.

Kayıtlara göre 6 Aralık 1791 günü, çok kısa ama yüzlerce beste yaratan ömrü sona eriyor.

* * *

Requiem’in öyküsü şöyle sona eriyor.

Ölüm duasını Mozart’a ısmarlayan kişi, Kont Walsegg adlı bir soylu.

Kont bu siparişi, genç yaşta ölen karısının anısı için veriyor.

Ama bu yapıt aynı zamanda dáhi bestecinin de ölüm duası oluyor.

Mozart’ın son bölümünü tamamlayamadığı bu gizemli yapıtı, öğrencisi Süssmayr bitiriyor.

Süssmayr’ın bu karmaşık ve zor besteyi kolayca bitirmesinin nedeni, Mozart’ın yapıtın nasıl bitirileceğini ölüm döşeğinde öğrencisine anlatması.

Yapıt tamamlandıktan sonra Kont Walsegg’e teslim ediliyor.

İşte Requiem’in Mozart’la bütünleşen hüzünlü öyküsü böyle...

Perşembe akşamı Requiem’i Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan ve Kültür Bakanlığı Çoksesli Korosu ile 4 solistten dinledik.

Bu muhteşem konseri yöneten ünlü Şef Gürer Aykal’dı.

Yazıyı bitirmeden kısaca Mozart’ın hazin cenaze töreninden de bahsedelim.

Wolfgang Amadeus Mozart’ın öldüğü gün hava çok soğuktu ve şiddetli bir kar fırtınası vardı.

St. Stephan Kilisesi’ndeki törenden sonra cenazeyi mezarlığa götüren arabayı kaybeden yakınları ve arkadaşları geride kalmışlardı.

Mozart’ın sahipsiz kalan cenazesi St. Marx Mezarlığı’nda bir çukura gömüldü.

Yoğun kar kısa zamanda mezarın üstünü kaplayıverdi ve Mozart’ın nereye gömüldüğü anlaşılamadı.

Mezarının nerede olduğu bilinmemektedir.
Yazarın Tüm Yazıları