Gerçek katil kim?

HRANT Dink’i kaybettik. Bugün son yolculuğuna uğurluyoruz.

Allah rahmet etsin.

Cinayetin tetikçisini çabuk yakaladık.

Ya da, o yakalanmak istedi.

Olsun.

Çabuk yakalamış olduğumuzu söylemek, vicdanlarımızı rahatlatmaya iyi geliyor.

Ve buna o kadar çok ihtiyacımız var ki...

* * *

Tetikçi yakalandı.

Ama asıl önemli soru, gerçek katilin kim olduğu.

Polis iz peşinde.

Cinayeti aydınlatmaya çalışıyor.

İlk bulgular ortaya çıktı.

Buna göre, "Birbirlerini şiddete yönlendiren bir grup söz konusu" imiş.

Polisin ilk bulgularında katıldığım taraflar çok fazla.

Katılmadığım tek bir tarafı var.

O da grubun "büyüklüğü"...

Bu grup öyle sanıldığı kadar küçük değil.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’ndan başlayın, Hakkári’deki işsiz, güçsüz ve çaresiz vatandaşa kadar genişletin.

Hatta Cumhurbaşkanı’nı da ekleyin.

Katil hepimiziz!

Türkiye’yi yaşanabilir bir ülke olmaktan uzaklaştırmak için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz.

* * *

Polisin ilk bulgularıyla devam edelim.

Olayın arkasındaki grup, "kafa dengi arkadaşlardan" oluşuyormuş.

Devletin neresinde, hangi kurumunda benzer bir yapı yok?

Herhangi bir devlet kurumunda ehliyete, liyakate dayalı görevlendirmeleri unutalı ne kadar zaman oldu?

Görevini yerine getirmediği ya da getiremediği için istifa etmiş veya görevden alınmış herhangi bir devlet görevlisi hatırlıyor musunuz?

Benim, "Sen, ben, bizim oğlan" diye ifade ettiğim anlayışın hákim olmadığı tek tük bir iki kurum kalmışsa, merak etmeyin eli kulağındadır.

Onlara da sıra gelecektir.

* * *

Sevginin de, öfkenin de yeşerdiği iklim farklı...

Siz hálá bir türlü paylaşamadığınız iktidar mücadelesine kafa patlatın.

Oysa Türkiye’nin size göre "önemsiz" ve küçücük sorunları var.

Siz sorunlarınıza "özel" çözümler bulmaya devam edin.

Türkiye’nin "işsizlik" sorunu ise çözüm beklesin...

Kültürmüş, sanatmış, spormuş boşverin.

Ehliyeti, liyakati oralarda bile unutun.

"Sen, ben, bizim oğlan" anlayışını sürdürün.

Hem zaten bugüne kadar da hep böyle değil miydi?

Böyle gelmiş, böyle gider diyerek idare-i maslahat etmeye devam edin.

Ve bunun hiçbir bedeli olmasın!

Hrant Dink’in canıyla ödediği, hepimizin vebalidir.

Siz hálá vicdanlarımızı rahatlatacak yeni gerekçeler bulmaya ve söylemeye devam edin.

Buna o kadar çok ihtiyacımız var ki...
Yazarın Tüm Yazıları