Gecelerin seyir defteri

PİNPON TOPLARININ ‘ÇARPTIĞI’ KADIN

Haberin Devamı

Geceye başlamadan önce biraz sanat...
Malum bugünlerde şehirde hem bienal var hem de yeni açılan bir sürü iyi sergi.
Onlardan biri de Galeri Zilberman’da sergilenen Adel Abidin’in videosu Ping Pong.
Videoda iki adam pinpon oynuyor.
Aralarındaki mücadele oldukça hırslı. Pinpon masasındaki ağın yerinde ise bir kadın var. Çırılçıplak bir kadın.
Boylu boyunca uzanmış. Hareketsiz yatıyor.
Vücudunun üzerinde topların çarpma izleri...
Zaten videoyu izledikçe görüyorsunuz. Pinpon topu çıplak vücuduna çarptıkça kadın acı çekiyor.
O acı çektikçe siz de irkiliyor, bir tuhaf oluyorsunuz.
Video bu şekilde devam ediyor. Herhangi bir sonucu yok. Sanatçı Abidin ise videoyla ilgili yorum yapmıyor. İzleyene bırakıyor her şeyi. Bu çağda izleyene bırakmak bir şeyi? Müthiş risk. Sonuca odaklıyız çünkü.
Düşünmek isteyen kim?

ŞİMDİ YEMEK

Haberin Devamı

Şişhane’deki Rook’ta daha önce yemek yememiştim.
Sadece birkaç partisine gelmiştim mekanın, o kadar.
Mekana erken damlayınca bu kez, levrek yedim bir adet.
Yemekte iddialı gibi görünmüyor burası. Ama söyleyeyim, gayet iyiydi. Bir de Rook’un İKSV Binası’nı gören arka tarafa konuşlarsanız, ekstra keyif...

BİRAZ DANS

Sıraselviler üzerindeki Lush Otel yeni bir butik otel değil. Ama o kadar çok yenilediler ki mekanın girişindeki barı, her seferinde yeniymiş gibi geliyor otel.
Geçen sezon Dada olan Lush’ın girişindeki bar, gizli avlusuyla aslında şehrin en seksi yerlerinden.
Benim gittiğim gece tesadüf, iyi bir parti de vardı içeride. Hayli kalabalıktı. Ama asıl olay Dada’nın avlusundan girilen Minimüzikhol havasındaki S14 adlı kulüp.
Buraya ayrıca gelmek, dans etmek ve geceyi sonlandırmak lazım. Yazdım bir kenara...

OYUN DELİSİ ZOMBİLER

Akışta dur durak yok. Bir başka parti, bir başka mekan. Ve tanımadığın yeni yüzler...
Point Otel Barbaros’un altındaki The Game’deyim. Yetişkinlerin oyun salonunda yani.
Kimisi ciddi ciddi oyun oynuyor, kendinden geçmiş. Kimisi pistte dans ediyor zombi kostümleriyle.
Çünkü zombi partisi var içeride aynı zamanda.
Zombi maskesi takmış insanların en güzel yanı şu: Karşındaki kazara bir yerden tanıdıksa ve gelip “merhaba nasılsın?” diye konuşursa direkt “pardon, siz kimsiniz?” deme lüksüne/şiddetine fazlasıyla sahipsin.
Çünkü bazen hakikaten yoruyor insanı o “merhaba canım”lar, “iyiyim nasıl gidiyor”lar...

Haberin Devamı

SUÇLULUK DUYGUSU

Gecenin son demi. Alkolden karın kazınması faslı. Arkadaşların günaha davet ediyor, “Hadi bir şeyler yiyelim!”
Yapacak bir şey yok, teslim oluyorsun. Oluyorum.
Bir gece Lucca’nın karşısındaki Nusr-et’te koca bir burger.
Bir başka gece ise Bambi’cilerin alt markası Anıt’ta dürüm döner.
Ertesi gün o etler mideden gitmek bilmiyor tabii. “Neden yedim gece gece?” diyorsun, ama çok geç.
Kalıcı hasar. Suçluluk duygusu. Pespaye hissetme hali...

AZICIK UYKU

Ben her yerde uyuyabilirim.
Bıraksan bir gece kulübünün ortasında da.
Hiç umurumda olmaz.
10 dakika kestirir, sonra hiçbir şey olmamış gibi hayata devam edebilirim. Keşke barlarda “uyku lounge”ları olsa...
Ve işte gecenin seyir defterinde son nokta, uyku.
Hareket biter, taksiyle eve dönerken taksinin içinde uyuyakalınır.
Taksici seni uyandırır, “Abi, söylediğin semte geldik” diye.  Söylemiş miydim?
Vay be. En azından söylemişim.
Bu da bir başarı.

Yazarın Tüm Yazıları