Gazeteciler ve hostesler

İki haftadır gösterimde olan Uçuş Planı (Flight Plan), uçaklarda görev yapan kabin görevlilerini ya da alışık olduğumuz adlarıyla hostesleri kızdırmış.

Mesleklerinin karalandığını öne süren hostesler, Jodie Foster’ın bu filmini protesto etme kararı almışlar. Uçuş Planı’na yapılanlar bununla da bitmiyor üstelik. Film, pek çok havayolunun, uzun uçuşlarda yolculara sunulan film listelerine hiçbir zaman girmeyecekmiş, yasaklılar listesine alınmış bile.

Evet, Uçuş Planı’nında mesleğini kötüye kullanan (filmi görmeye niyeti olanların keyiflerini kaçırmamak için daha fazla detay veremiyorum) hostesler olduğu doğru.

Ama, bu detaya takılarak, işi toplu protestolara kadar götürmeye de gerek yok herhalde.

Hosteslerin ve havayollarının bu tuhaf tavrını duyunca aklıma geçen yıl yaşanan bir olay geldi. Tempo, THY’nin hoşuna gitmeyen bir haber yapınca, THY ambargo kararı almış, kuruma alınan 62 adet Tempo’nun alımını bir süreliğine durdurmuştu. Tempo’ya ceza vermişti kendince.

Havaalanlarında fazla bulunmak, bazılarına iyi gelmiyor herhalde. Alınganlık ve aşırı tepki gösterme hali had safhaya çıkıyor.

Not: Harry Potter ve Ateş Kadehi’nde işini hiç de doğru dürüst yapmayan bir gazeteci var. Bizler filmi protesto ediyor muyuz!

Süpermen dönüyor

Batman başlar da, Süpermen dönmez mi? O da Superman Returns sayesinde dönüyor işte.

İlk fragmanı geçtiğimiz cuma günü uydudan yayınlanan filmin yönetmen koltuğunda, bir başka süper kahraman olan X-Men’e beyazperdede hayat veren Bryan Singer var.

Oscar’lı aktör Kevin Spacey, filmde kötü adam. Çelik adamımızı ise Brandon Routh canlandırıyor. Routh (aman dikkat, south gibi okunuyormuş!) tanıdık, bildik bir isim değil.

Ayrıca alışmışız mavi gözlü Süpermen’e, Routh kahverengi gözleriyle bir tuhaf duruyor. Geçen yıl kaybettiğimiz Christopher Reeve’in yerini tutması zor olacak.

Sevindirici detaya gelince; Süpermen’in babası Jor El rolünde yine Marlon Brando’yu izleyeceğiz.

Sağ olsun arşiv görüntüleri.

Lennon cinayeti film oluyor

Geçtiğimiz günlerde NBC televizyonunda, John Lennon’ı 25 yıl önce Manhattan’daki apartmanının önünde öldüren Mark Chapman’ın cinayeti nasıl işlediğini anlattığı ses kayıtlarını yayınlandı. Chapman 1991-92 yıllarında çekilen ve daha önce yayınlanmamış kayıtlarda ‘Hiçbir şey beni durduramazdı. Bir yanda dünyanın hayranlık duyduğu bir insan, diğer yanda ben, kişiliksiz, basit biri. John Lennon’ı öldürmekle kimliğimin ortaya çıkacağını düşündüğümü hatırlıyorum’ diyordu.

Evet. Kendisi her ne kadar New York’ta hapiste olsa da, Mark Chapman’ın kimliğini, kim olduğunu çok yakında dünya alem bilecek.

Chapman’ın cinayetten önceki günlerini konu alacak olan Chapter 27 adlı filmin çekimleri iki ay sonra başlıyor.

Lennon’ın katilini, Büyük İskender’de İskender’in sevgilisi rolünde, en son da Savaş Tanrısı filminde izlediğimiz Jared Leto canlandıracak.

Herbie: Tam Gaz’ın yıldızı Lindsay Lohan’ı da filmde Chapman’ın arkadaşı olarak izleyeceğiz.

Beyazperde yazısı

‘Sizinle yeterince ilgilenmediğimizi düşünüyorsanız, uçak indikten sonra müşteri hizmetlerine başvurmanızı öneririm.’ (Flight Plan-Uçuş Planı, Yön: Robert Schwentke, 2005)

Bunu biliyor muydunuz?

Artık senaryo yazarlarının da bir festivali var. Önümüzdeki yaz İngiltere’de düzenlenecek Senaryo Yazarları Festivali, pek çok yazarı bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları