Fındık üreticisi, bu yapılanı mahşere kadar unutmaz

GENELKURMAY Başkanlığı konusundaki söylentiler, çirkin iftiralarla allanıp pullanarak fısıltı gazetesiyle kulaktan kulağa üfleniyor, internet aracılığıyla ülke genelinde on binlerce insana ulaştırılıyordu.

Doğal olarak kafalar karışıyor, sinirler geriliyordu.

Ülkenin huzurunun bozulması için kötü ruhlu, çağdışı kafalı birçok insan, şeytanın bile aklına gelmeyecek rezillikler sergiliyorlardı.

10-15 gün önce bir politikacıyla konuşurken kendisinden son derece emin bir havada aynen şunları söylemişti:

"Büyükanıt Paşa’nın atama kararnamesi Bakanlar Kurulu’ndan çıkmayacak; çünkü bazı bakanlar kararnameyi imzalamayacaklar."

İnanmadım, nedenlerini de politikacıya anlatmaya çalıştım:

"Hiçbir hükümet, Silahlı Kuvvetler’in yıllardan beri süren geleneğini bozmaya kalkmaz. Böyle bir gerginlik, bunu yapmaya kalkan hükümeti yıpratır. Bunu bir tek Özal denedi. Ama o günkü dengeler buna uygundu."

Nitekim bugün, o politikacının söylediklerinin tamamen uydurma bir senaryo olduğu ortaya çıktı.

* * *

AKP’nin erken kararname sürprizi, bana göre gereksiz bir son dakika girişimiydi.

Hükümet, Büyükanıt ile ilgili spekülasyonlar ilk başladığında bir açıklama yapsaydı ve Genelkurmay Başkanı’nın atanmasında geleneklere uyulacağını kamuoyuna kesin bir dille duyursaydı, erken kararname sürprizine gerek kalmazdı.

Şimdi bazı çevreler, hükümetin Silahlı Kuvvetler’den çekindiği için erken kararname formülünü uygulamak zorunda kaldığını yayacak.

Eğer sivil irade işini doğru dürüst yapsaydı, aylardan beri süregelen bu gereksiz gerginliği yaşamazdı Türkiye.

Neyse, geç de olsa uygulanan yöntem ülkenin yararına oldu.

* * *

Gelelim fındık olayına...

Bu da AKP iktidarının akıl almaz bir yanlışı.

Hükümet, milyonlarca insanın tek geçim kaynağı olan bir ürün konusunda nasıl böylesine duyarsız olabilir.

Fiskobirlik’i ele geçirmek için bu oyunların oynanmasına, fındık üreticisine bu acıları çektirmeye, onların ekmekleriyle oynamaya değer mi?

Fındık, Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden biri. Dünyanın en büyük üreticisi olan bir ülkede üreticiler böyle perişan hale getirilir mi?

Ekmeğine sahip çıkmak için sokaklara dökülen on binlerce insanı polisle, jandarmayla karşı karşıya getirmek, onları biber gazı sıkarak, coplayarak dağıtmak hangi aklın işi.

Bir Başbakan, insanlarına karşı böyle katı bir tutum içinde olabilir mi?

Fındık üreticisini üç beş spekülatörün insafına bırakmak, devlet adamlığıyla bağdaşır mı?

Kürsülerde "halkın başbakanı" olduğunu avaz avaz bağırmakla halkın başbakanı olunmuyor.

Halkın başbakanı, milyonlarca insanın emeğine saygılı olmak, onların hakkını kurda kuşa yedirmemekle olunuyor.

Bugün milyonlarca fındık üreticisi, perişanlığının sorumlusu olarak Başbakan ile onun başdanışmanını görüyor.

Başbakan ve başdanışmanı şuna emin olabilir: Bu yaptıklarını fındık üreticisi mümkünatı yok mahşere kadar unutmaz.
Yazarın Tüm Yazıları