Fatih Heykeli ve Mehmet Aksoy

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Fatih Sultan Mehmed heykeli yarışma şartnamesinin bazı maddelerine, uluslararası ün sahibi, yapıtları yurtdışında özellikle Almanya’da meydanları süsleyen Mehmet Aksoy’un bazı itirazlarını aktaracağım.

İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de katıldığı projede; Fatih’in heykelinin Kadıköy Mendireği’nde konuşlandırılacağı belirtiliyor.

Eserlerin 1 Temmuz 2005 tarihi mesai bitimine kadar da Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi Müdürlüğü’ne teslim edilmesi gerekiyor.

Teknik Şartname ana başlığının altında şu yazı yer almaktadır:

Sanatçılardan Maket Projeyle Birlikte Aşağıda Belirtilen Belgelerin İstenmesine Karar Verilmiştir.

Mehmet Aksoy’
a gönderilen Bayram Bilge Tokel imzalı İstanbul Fatih Sultan Mehmed Anıtı Çağrısı yazısı, 6 Mayıs 2005 tarihini taşıyor.

Mehmet Aksoy’un bakanlığa gönderdiği mektuptan bazı bölümleri okuyunca, sanırım bakanlık da teslim tarihini uzatmayı, jüriyi açıklamayı düşünebilir.

* * *

ÜNLÜ heykelciye göre; heykelin yerini sanatçı seçmelidir, ya da bunun için de ayrı bir fikir yarışması düzenlenmelidir.

Yarışmacının, yarışmayı açan kurumun taahhütleri belli olmalıdır. Burada belirsizdir.

Öngörülen toplam bütçe ve ödüller nedir?

Jürinin kimlerden oluştuğu açıkça belirtilmelidir; çünkü jürinin kalitesi yarışmanın kalitesini belirler.

Jürinin belli olması konusunda ben de Aksoy’u destekliyorum; gerçekten de katılımcı, yapacağı, yaratacağı eserin kimler tarafından değerlendireceğini bilmelidir. Biraz açıkça söylemekte yarar var; sanatçı belki yapacağı çalışmanın onlara uygun olmadığına karar verebilir; bunu bir önyargı saymamalı.

Ayrıca, böyle bir yarışma için en az altı-yedi ay verilmelidir.

Süre konusunda diğer heykel sanatçılarının da zamanın uzatılması önerisine katılacaklarını umuyorum.

Aksoy’un bakanlığa gönderdiği Açık Mektup’ta teknik bilgiler yer alıyor. Ben onlardan söz etmeyeceğim.

Mektubun sonunu şöyle noktalıyor:

‘Sanat benim için; onunla var olduğum çok ciddi bir yaşama biçimidir!

Yarışmaya katılmayacağımı bildiriyorum.’

* * *

BAKANLIĞI, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nü, Mehmet Aksoy’un önerileri doğrultusunda bir kez daha düşünmeye çağırıyorum.

Özellikle iki konuda:

Birincisi jürinin açıklanması, ikincisi de sürenin uzatılması.

Mehmet Aksoy gibi bir heykelcinin, Fatih heykeli yarışmasına katılmamasından üzüntü duyuyorum.

Hoş bir karşılaşma

İSTANBUL
Ortaköy’de bulunan TRT’nin stüdyo katındaki bir salonda Enis Batur, Kültür Dairesi Başkanı Ömer Erdem ve ben oturuyoruz.

Kapıdan içeri darbuka sanatçısı Hüseyin İleri girdi, üçümüz de ayağa kalktık. Hoş geldiniz, dedik. Hepimiz onu, televizyonlardan tanıyor, dinliyor ve seviyorduk.

O gün köşemde; festivalin açılışına, Leylá Gencer’in sağlığı bozuk olduğundan katılamayacağını yazmıştım.

Hüseyin İleri’nin ilk sorusu şu oldu:

‘Leylá Hanım çok mu hasta?..’

Bir sanatçının, bir sanatçıya duyduğu saygı ve sevginin ifadesiydi bu soru.

Hüseyin İleri, Mustafa Sandal’ın da dedesi. Hüseyin İleri’ye uzun yıllar boyu sağlıklar, iyi icralar diliyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları