Fatih Altaylı: Bu paraları ödemeyelim

Fatih ALTAYLI
Haberin Devamı

Cep telefonu olayı, olay olmaktan çıktı, tam bir rezalete dönüştü.

Hemen söyleyeyim, cep telefonunda ve vergilerinde tarife yok.

Tarifenin adı, geçirebildiğin kadar geçir. Ne tutturursan...

Önümde bir grup fatura var.

Faturaların ortak özelliği, bu telefonlarla hiç konuşma yapılmamış olması.

Yani ‘‘Kullanım ücreti’’ hanelerinde 0, yazıyla sıfır var.

İddiaya göre, hiç telfon etmemiş olsanız bile ödemeniz gereken tutar 10 milyon lira.

Ama bu sadece iddiaya göre. Gerçek öyle değil.

Gerçekte ödemeniz gereken miktar, size gelen faturanın insafına kalmış.

İnsaf olmadığına göre, fatura da allahlık...

İşte bu faturalardan biri.

D serisinde, 808322 nolu fatura. Kullanım ücreti toplamı sıfır. Ödenecek tutar, 25 milyon 304 bin lira. Çünkü burada TGM, EKP ücretleri bu faturada nedense 20 milyon 597 bin lira.

Oysa bir başka faturada TGM, EKP ücretleri toplamı 7 milyon 347 bin lira.

Ve bir başka faturada durum tamamen farklı.

Bu faturanın da serisi D, numarası 517420. Bu faturada da kullanım ücretleri sıfır. Yani hiç konuşma yok. Ve bu faturada TGM, EKP ücretleri 33 milyon 800 bin lira. Ödenecek tutar ise 47 milyon küsur.

Üç sıfır konuşmalı fatura.

Üç ayrı fiyat.

En düşüğü 10, en yükseği 47 milyon lira.

Arada 37 milyon lira gibi acayip bir fark var.

Ben bu işin içinden çıkamıyorum.

Çıkacak bir babayiğit olduğunu da zannetmiyorum.

Bence en iyisi, bu faturaların hiçbirini ödememek.

Bu pisliği ortaya bırakanlar, pisledikleri gibi temizlesinler.

Dünyada en kötü duygu ‘‘kazıklanmak’’ duygusudur.

Bir cep telefonu uğruna bu duyguyu yaşayamam.

Gelin bu faturaları ödemeyelim.

Biz ne yapacağımızı düşüneceğimize, onlar düşünsünler.

Liderden kurtulmanın tek yolu Çankaya

LİDERLER, Cumhurbaşkanı değişmesin istiyor, ama partili milletvekilleri bunu kabul etmiyor.

Çünkü ‘‘ölünceye kadar’’ lider olmak üzere partilerin başına geçenlerden kurtulmanın tek yolu, onları cumhurbaşkanı yapmak.

Demirel Cumhurbaşkanı olmasaydı, DYP'de hálá liderdi.

Şimdi diğer partiler de, aynı yolla genel başkanlarından kurtulma yolunu arıyorlar.

Herkes, ‘‘Benim genel başkanım gitse de bana yol açılsa’’ diyor. Tabii bunu en yüksek sesle dile getiren ANAP.

Partiyi kandil gibi eriten Mesut Yılmaz'dan kurtulmanın tek yolu, onu Çankaya'ya yollamak olarak göründüğü için ANAP'lılar, ‘‘Siz varken Demirel olmaz’’ diyerek Yılmaz'ı gaza getiriyorlar.

Yılmaz da bu işe teşne.

Yüce Divan dosyaları kapanacak, mutlak bir dokunulmazlık.

Üstelik cumhurbaşkanının somut bir işi de yok. Tam Yılmaz'a göre.

Bu yüzden ANAP'ta çatlak sesler var.

Öyle görünüyor ki, Demirel'in hayali suya düşüyor.

Demirel'in gitmesi iyi de, Yılmaz'ın cumhurbaşkanı olması doğru mu?

Türk halkının onay vermediği bir adam. 8 yılda partisini yarı yarıya küçültmüş.

Partisinin aldığı oy, yüzde 13.

Onun da yüzde 11'i Karadeniz oyu.

Yüzde 13'le cumhurbaşkanı da pek içe sindirilecek gibi değil.

En iyisi iki turlu olarak halka gitmek.

Ve hep birlikte eğlenmek.

Bu arada ankette Demirel'e hálá tek oy bile yok.

Faksları Meclis'e çekelim!

MECLİS'te kendilerine kıyak yapanlar, bana sövmeye devam ediyorlar. Onların sövgüsü bana iltifattır.

Devam etsinler...

Seçim meydanlarında, kendilerini kıyak emekli yapma vaadiyle oy topladıkları için vatandaş arkalarında.

Tabii kovalamak için.

Yakalarlarsa yandılar...

Beni Meclis'in onurunu zedelemekle suçlayan Yıldırım Akbulut, öfke saçmaya devam ediyor.

Bana öfke saçacağına, Meclis'teki arkadaşlarına, ‘‘Beyler ayıptır. Anayasa'ya aykırı bir yasayı 9. kez çıkarıp rezil olmayalım’’ dese daha iyi ederdi.

Eşine sorsa, o bile ‘‘Yıldırım bu iş olmaz’’ diyecek.

Yıldırım Akbulut, halkın sesini galiba duyamıyor.

Ben ona bir iyilik yapmaya karar verdim.

Meclis Başkanlığı'nın faksını veriyorum.

Sevgili okurlar, kıyak emeklilikle ilgili düşüncelerinizi Sayın Akbulut'un 0 312 420 51 65 numaralı faksına geçin.

Ancak bana yazdığınız gibi yazarsanız, dava edilirsiniz.

Çünkü bunların hoşgörüsü yoktur.

Kendilerini halktan üstün görürler.

O yüzden ya faks numaranız çıkmayacak şekilde çekin, ya da içinizden gelmese bile kibar olun.

Numarayı tekrarlıyorum: 0 312 420 51 65.

Haydi faks başına.

Kıyakçılık neymiş gösterin!

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Adalet Bakanları, rejim düşmanlarıyla baş başa yemek yemediği zaman.

Yazarın Tüm Yazıları