Evet yazıklarolsun, ama kime?

Tufan TÜRENÇ
Haberin Devamı

Tansu Hanım'a mı, yoksa onun hesap vermesi gerektiğini söyleyenlere mi, halkın hakkının aranmasını isteyenlere mi yazıklar olsun?

Bu kadar karanlık bir dönemin kahramanı olarak ne bekliyordu Çiller?

Yoksa baş üstünde taşınmayı mı?

Her şeyi bir yana bırakın, başbakanlık yapmış bir insan bu kadar ağır suçlamalara muhatap oluyorsa, onun bir saniye bile siyaset sahnesinde kalmaması gerekir.

Hakkındaki soruşturmalar sonuçlanıncaya kadar köşesine çekilip bağımsız yargının vereceği kararları saygıyla bekler.

Tansu Hanım, politik yaşamı ile ilgili iddiaların hangisinin hesabını verdi ki kendisine yöneltilen suçlamalara bugün tepki gösteriyor?

Örneğin, namusuna emanet edilen örtülü ödenek paraları.

Azerbaycan'da darbe düzenleme girişimi.

İhalelere müdahale iddiaları, yolsuzluk dosyaları.

Devlet içinde çete kurdurma suçlamaları...

Çiller'in üzerine yapışan bu ve bunun gibi daha birçok ürkütücü iddianın hangisi temizlendi?

Hele mal varlığı...

O olayın zaten iler tutar tarafı yok.

* * *

Bir lider düşünün ki, kendi şakşakçıları dışında milyonlarca insan tarafından 24 saat yalancılıkla suçlanıyor.

Ama o lider, bundan en ufak bir rahatsızlık duymuyor.

Bir lider düşünün ki, önüne gelen ona hırsız damgası vuruyor.

Ancak o bunları duymuyor, hatta yanıt olarak, ‘‘Ben zirvedeki kar kadar temizim'' diyebiliyor.

Bir lider düşünün ki, başbakan olduktan sonra kişisel servetini defalarca katlama becerisini gösteriyor.

Bir lider düşünün ki, ‘‘Çocuklarımın geleceğini düşünmek zorundayım'' diyerek yabancı bir ülkede mal mülk ediniyor, şirketler kuruyor.

Bu duyulunca, ‘‘Bütün malımı mülkümü satıp parasını buraya getireceğim ve bir vakfa bağışlayacağım'' deyip halkını kandırıyor.

Servetinin kaynağı sorulduğu zaman, kalkıyor, dalga geçer gibi bu trilyonlarca lira değerindeki mala mülke annesinin yastık altından çıkan dövizleri sayesinde kavuştuğunu söylüyor.

Bir lider düşünün ki, kişisel iktidarını güçlendirmek ve devamlı olmasını sağlamak için devlet içinde özel birimler kurduruyor.

Bu birimler aracılığıyla başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere devlet kurumlarını denetimi altına almaya kalkışıyor.

Bir lider düşünün ki, ülkesinin Genelkurmay Savcılığı, casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında soruşturma başlatıyor.

* * *

Bir lider düşünün ki, bu kadar olaya rağmen yerinde oturabiliyor, partisinin başında kalabiliyor.

Kuşkusuz bu onun olduğu kadar, partisinin de ayıbıdır.

Bununla kalmıyor, bir de kürsülere çıkıp efelik taslıyor.

Etrafına toplanan şakşakçılara nutuklar atıyor:

‘‘Siyasete başlayan her kişi ipini yanına alır, diye bir söz vardır. Biz bu yola çıkarken ne kadar zorlukla karşılaşacağımızı biliyorduk.''

Çiller, eğer akıllı bir insan olsa siyasete başladığı zaman yanına ipini değil, onurunu alırdı.

Bunu yapsaydı bugünkü acıklı duruma düşmezdi.

Mide bulandıran çirkinliklerin içine girmezdi.

Kişisel çıkarlarını, ülke çıkarlarının önünde tutmazdı.

Halkın parasını, tek kuruşuna kadar titizlikle korurdu.

Her gün yalan söyleyerek halkını, hatta dünyayı kandırmaya çalışmazdı.

Koltuğunu korumak için rejimi tehlikeye sokan ve ülkenin temelden sarsılmasına neden olan bir siyasal ortaklık kurmazdı.

Bu dramatik noktaya gelmeden onuruyla istifa eder, ülkeye rahat bir nefes aldırırdı.

Onurlu insanların bu kadar şaibe altında yaşamaları olanaksızdır.

Yazarın Tüm Yazıları