‘Eşimin başkasından çocuğu olduğunu öğrendim’ yazısına gelen yorumlar

Geçen hafta yayınladığım “13 yıl yaşanan yalan dünya” başlıklı yazımda, 13 yıl boyunca eşinin bir başka kadından çocuğu olduğunu bilmeden yaşamış, bunu öğrendiğinde ise tahmin edeceğiniz gibi şoka girmiş bir hanımın öyküsünü sizlerle paylaşmıştım.

Yazımın girişine ise “Ben her şeye rağmen, okurum 29 yıllık yuvasını bozmasın diyorum” demiş ve sizin de fikirlerinizi öğrenmek istediğimi yazmıştım. Her zamanki gibi pek çok yorum gönderdiniz, teşekkür ederim. Ama ancak birbirinden farklı birkaçını yayınlayabiliyorum. Yerim dar, beni affedin ne olur...

Aynı şeyi kadın yapsaydı kocası affeder miydi?

Merhabalar, uzun zamandır Hürriyet gazetesi okuruyum. Sizin köşenizi de okumadan edemiyorum. Geçen cumartesi günü köşenizde ihanete uğramakla kalmamış, bir de üstüne eşinin o kadından çocuk yaptığını öğrenmiş bir hanımın mektubunu okuyunca çok sarsıldım. Ve ne yazık ki sizinle aynı düşüncede olmadığımı anladım.
“Mutsuz” rumuzlu bu hanımın kocasına şu soruyu sorması ve ona göre hareket etmesi lazım kanımca: “Aynı şeyi ben yapsaydım, seni başka bir adamla aldatsaydım ve ondan bir çocuğum olsaydı, bana nasıl davranırdın?”
Türk toplumunda erkekler her şeyi yapar, ona “elinin kiridir” derler. Ama kadın bir şey yaparsa ya kocası ya da ailesi tarafından öldürülür!
Bu hanım bundan böyle kocasıyla aynı evde yaşayabilecek mi? Olanları unutabilecek mi? O zaman kendi yaşantısı nasıl olacak? ışte asıl mesele bu.
Eşinin çok mutsuz ve pişman olduğunu, bu yüzden ondan ayrılmak istemediğini yazmış. ışte ben de bunu anlayamıyorum. Kocası onu hiçe sayarak kendi zevkinin peşine düşmüş, çocuklarını düşünmemiş. Peki şimdi bu kadar mutsuzluğu üstlenen bu hanımın da kocasını düşünmesi çok saçma değil mi?
Bence çocuklarına olayı yalansız, açık açık anlatırsa, gençler olgunlukla karşılayıp “Ayrıl anne” diyeceklerdir.
Rumuz: Ben de bir kadınım

Adatmak-aldatılmak üzerine...

Hata yapmak, pişman olmak, affetmek de insanoğlu içindir. Burada hanımefendi kararını kendi vermeli.
Önce kendi unutabilecek ve sırrını mezara götürebilecekse evliliğine devam etmeli. Ancak karşı tarafın ne düşündüğünü bilmiyoruz. Onlar da insan ve belki gün gelir, o çocuk kardeşleriyle tanışmak ister. Babanın vefatı sonrası miras nedeniyle haberdar olma mecburiyeti doğabilir. Bu gibi ihtimaller her zaman düşünülmeli. Ama bunlar kesinlikle yoksa, unutmak en iyi çözüm gibi gözüküyor.
Aksi halde, en uygun zaman kollanarak durum çocuklara da açıklanmalı ve tarafların tümünün bunu hazmetmesi için çaba gösterilmeli. Ondan sonra herkesin hayatına ne şekilde devam edeceği, ortak bir karar altında alınabilir.
Elbette her şeyin eskisi gibi olması beklenemez ama hastalık, kaza, ölüm gibi olayların yarattığı şok etkisiyle birçok yaşamın nasıl yön değiştireceği de önceden kestirilemez. Bunca yıllık eşine bu pişmanlık durumunda sırt çevirmesi uygun değil bence...
Rumuz: Osman E. D.

Sizi kazıklayan dükkandan alışveriş yapar mısınız?

Sevgili Güzin Hanım, yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum. Yorumlarınızı genellikle beğenirim. Yalnız bu ataerkil düzene göre yetiştirilmiş kadınlarımızın kendilerini kandırmalarına yardımcı olacak, aldatılmalarına, şiddet görmelerine, sadece “kutsal” diye addedilen “yuva” lafını bozmamak için onurlarının kırılması pahasına devam etmelerine cesaret verebilecek tarzda yazmayınız.
Eşlerin birbirlerine güveninin kalmadığı bir ortam yuva olamaz. Örneğin siz, sizi kazıkladıkları bir dükkândan bir daha alışveriş yapar mısınız? Lütfen açık söyleyin, eşiniz sizi aldatsa tahammül edebilir misiniz?
Bu dayanılabilecek bir şey değildir. Erkeklerin aldatması hoş görüldükçe bu toplumun çivisi çıkmaya mahkûmdur. Zira o erkekler kadınları yine birilerinin kocası, sevgilisi, bacısı olan kadınlarla aldatıyorlar.
Bir de bu açıdan bakın ve erkekleri kollamak, affedilmeleri yönünde telkinde bulunmak gibi algılanabilecek yazılardan ziyade, suçlu olduklarını, kolay kolay affedilemeyeceklerini kadınlara anlatmaya çalışın.
Uygun kelimeler kullanamadıysam özür dilerim. Ama demek istediğimi anlamışsınızdır umarım.
Rumuz: Arif C.

Böyle bir olayın üstünü örtüp sessiz kalmak mümkün mü?

Sevgili Güzin Abla, bu kadının muhakkak bir psikolojik destek alması gerektiğine inanıyorum. Aldatılmak kolay atlatılacak bir durum değildir.
Mehmet Sungur’un “Sen, Ben ve Aramızdaki Her şey” isimli kitabı, kendisine yardımcı olacaktır. Bu kitabı muhakkak alsın ve okusun. Eşine de okutsun.
Böyle bir olayı ayrıntılarıyla konuşmadan, sessiz kalıp üzerini örtmek çözüm değil. Kitapta hocanın da bahsettiği yöntemlerle karşılıklı konuşarak bu olayı geride bırakabileceklerine inanıyorum.
Rumuz: Zeliha C.
Yazarın Tüm Yazıları