Ernst futbolu

Aradan yıllar geçti.. Bir Dinamo Kiev çıktı, “2000 yılının futbolunu oynuyor” dendi onlar için 1985’lerde.. Şimdi bakıyoruz uzay çağı falan var ama ortada en fazla “Playstatiton futbolu” oynayan ekipler var, Barça gibi..
Neyse, sözü çok uzatmadan dünkü maça geçeyim.. Ankaragücü karşısında neresinden bakarsam bakayım, karşıma Ernst adında bir adam çıktı.. Bu kadar güçlü esen rüzgardan bile etkilenmeyen Alman, takımını rakip kaleye taşıdı önce... Sonra da her boşluğa girip rakibin moralini bozdu..
Gencecik İsmail
Ben Nihat gibi yıldızlar için giderim maça.. Eşime dostuma önce Nihat’ın formasını alırım.. İspanya Ligi’ni kasıp kavurmuş bir yıldızı seyretmek için para biriktiririm.. Onun birkaç haftalık formsuzluğuna da, 45 dakikalık kötü futboluna da katlanırım.. Ama Ernst için öyle bir lüksüm olmamalı.. Ernst hep dim dik durmalı dünkü gibi.. Yağmurda, rüzgarda yıkılmayan bir heykel gibi.. Öyle duracaklarsa gelsinler Ernst’ler, Fink’ler Beşiktaş’a ve bu ülkeye.. Yoksa ne gerek var ki, yığınla aynı adamdan almaya.. Alman alacaksan ya Ernst gibisini alacaksın ya da biraz daha futbolla haşır neşir bir ülkeye uzanacaksın..
35 metreden attığı gol İsmail’i rahatlattı biraz.. Gencecik çocuk daha.. Ama hala transferin baskısı altında oynuyor.. Ernst’ten sonra sahanın en iyisiydi.. Zaten diğerleri iyiye arası sıra yaklaştılar, Beşiktaş da o dakikalarda ara sıra gole yaklaşır gibi oldu.
Mustafa Denizli benim gibi bir futbol taraftarıdır aslında.. Nihat’ları, Yusuf’ları, Tello’ları sever.. Ernst’leri, Fink’leri seyretmeyi sevmez.. Ama bu ülkenin en zeki teknik adamlarından biridir.. Yeri geldiğinden tarzını sevmediği adamları kullanarak, şampiyonluk kazanabilecek kadar hem de!
Ankaragücü diri bir takım, ama o kadar.. En azından dün gece o kadardı.. Çok koşup rakibi bozdular. Buna çok motive olduklarından kendi oyun planlarını devreye sokamadılar. Hakem Özkahya da iyi bir gece geçirdi..