Erdal Sağlam: Yabancı sermayede tarihi rekor

Erdal SAĞLAM
Haberin Devamı

Ulaştırma Bakanlığı'nın 3. GSM satışı, eriştiği 2 milyar 525 milyon dolarlık fiyatla piyasaları şaşkına çevirdi. Bu fiyata çıkan başka konsorsiyum olmadığı için satılamayan 4. GSM için bundan sonra ne yapılacağı da dahil, GSM satışları bundan sonra da tartışma konusu olmaya devam edecek.

Bu satışın üzerinde durulmayan bir başka özelliği ise, ‘‘Türkiye'ye, tarihinin en yüksek yabancı sermaye girişini sağlayacak bir satış’’ olması...

İhalenin hemen ardından konuştuğumuz İş Bankası yetkilileri, kurulacak şirkette Telekom İtalia'nın payının yüzde 49 olacağını söylediler. Kendilerine düşen yüzde 51'lik payın bir bölümünü başka yerli şirketlere satabileceklerini söylerken, Telekom İtalia'nın da kendi payından satış yapabileceğini ancak bunun yabancı sermayeli şirket olacağını kaydettiler.

Dolayısıyla; bu GSM'in satışıyla birlikte Hazine'nin kasasına girecek olan 2 milyar 525 milyon doların 1 milyar 237 milyon doları yabancı sermaye olacak. Yanısıra, 429 milyon dolar tutacak olan yüzde 17'lik KDV'nin 210 milyon dolarlık kısmı da, yine yabancı sermaye girişinden sağlanacak.

Yani; 3. GSM satışıyla Türkiye girecek olan yabancı sermaye miktarı 1 milyar 447 milyon doları bulacak. Hem de sözleşme imzalandıktan sonra, 3 ay içerisinde bu paranın tümü girmiş olacak. Sözleşme hazırlanıp, Danıştay'dan onay alınacağı için Haziran ayında bu sürecin tamamlanması, dolayısıyla yılın üçüncü çeyreğinde paranın tümünün gelmesi bekleniyor.

1 milyar 447 milyon dolar rakamı, tarihin en yüksek yabancı sermaye rakamı.

1992'DEKİ REKOR

Şimdiye kadar gerçekleşen rakamlara bakıyoruz da, en fazla yabancı sermayenin geldiği yıl, 1 milyar 242 milyon dolarla 1992 yılı olmuş. Bu giriş bütün yıl boyunca sağlanmış, üstüne üstlük 2 bin 330 firma kanalıyla gerçekleşmiş.

Tek bir şirket ve tek bir proje ile 1 milyar 447 milyon dolarlık yabancı sermaye girişi, kelimenin tam anlamıyla ‘‘Yabancı sermaye rekoru’’ olacak.

Şimdi Ankara'da, bu girişin, bundan sonra ‘‘Yoğun yabancı sermaye girişini ateşleyecek bir giriş olup olmayacağı’’ tartışılıyor.

Macaristan ve Çekoslovakya deneyimleri incelenmeye başladı. Bu ülkelerin dışa açılma ile birlikte IMF programı uyguladıkları, bu programların da ya kuru sabitlemeye ya da bizdeki gibi kur çıpasına dayandığı biliniyor. IMF programının birinci yılının ardından bu ülkelere çok büyük bir yabancı sermaye girişi olduğu, bu ülkelerin Merkez Bankalarının tahminlerinin çok üstünde büyüyen likiditeyi sterilize etmek için büyük çabalar gösterdiği hatırlanıyor.

GSM satışı, yabancı sermaye girişinin yanısıra, uygulanan ekonomik programa büyük ivme kazandırmaya aday bir satış özelliği taşıyor.

Öyle tahmin ediyoruz ki; IMF'in bundan sonraki ilk Türkiye ziyaretinde, yani yapılacak değerlendirmede, şimdiye kadar ki program uygulamalarının yanısıra, bu tür yeni olumlu gelişmeler karşısında ne yapılacağı da tartışılacak.

Yeter ki politikacılar üzerine düşeni yapsın; bu programın başarı şansı giderek yükseliyor. Hedeflerin üzerinde bir iyileşme, bizce artık hayal değil...

Yazarın Tüm Yazıları