Enis Berberoğlu: Yıl 1993, rekabetin dört ekseni

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İran'ın 1990'lı yıllarda Türkiye'de yükselen siyasi İslam'ın silahlı eylemlerine neden destek verdiğini anlamak için sadece bugünü bilmek yetmez, 10 yıl önceki koşulları düşünmek zorunludur...

1990 Ağustos ayında patlak veren Körfez krizi ve takip eden savaş, merhum Turgut Özal'ın sekiz yıllık İran-Irak harbinde izlediği ‘‘aktif tarafsızlık’’ politikası sayesinde rayına giren ilişkileri olumsuz yönde etkiledi. Körfez savaşı sürecinde ABD ve Batılı müttefiklerin safında yer alan Türkiye'nin Irak'ın güçsüz konumundan faydalanacağı korkusu İran'la mevcut hassas dengeyi bozdu.

ABD'nin Kuzey Irak'taki Kürtleri korumak üzere Türkiye toprakları üzerinden düzenlediği operasyonlar İran açısından iki anlama yoruldu:

1) Türkiye, Özal'ın ‘‘bir koy, üç al’’ hedefiyle yer aldığı ittifak sayesinde Irak'tan toprak kazanma umudu taşıyordu. 2) ABD, İran açısından son derece kritik bir bölgede askeri varlığını açıkça ilan ediyordu.

* * *

Sovyetler Birliği'nin çöküşü, Türkiye ve İran arasında 1980'li yıllarda, yani Soğuk Savaş'ın son döneminde varılan zoraki anlaşmayı da anlamsız kıldı. İran'ı Türkiye ve Pakistan'la birlikte yeniden Ekonomik İşbirliği Örgütü (ECO) üyesi olmaya iten Sovyet tehdidi ortadan kalktı. Üstelik Sovyet coğrafyasında yeniden keşfedilen Türk ve Müslüman nüfus, İran açısından yeni bir rekabet kulvarı açtı...

Dahası Azerbaycan'da yükselen milliyetçilik akımı on milyonlarca Azeri nüfusu bulunan bu ülkede bölünme paranoyasına neden oldu.

* * *

İşte bu koşullar altında ve Uğur Mumcu suikastına rastlayan günlerde, kapağında Türkiye'yi yakından tanıyan iki ismin yer aldığı bir kitap çıktı... ‘‘Turkey's New Geopolitics’’ (Türkiye'nin Yeni Jeopolitiği) ismini taşıyan bu kitabın yazarları Graham Fuller ve Ian Lesser'di. Rand Yayınları'ndan çıkan bu eserde Paul Henze de yazarlara yardımcı olmuştu.

Kitabın Türkiye ve İran ilişkilerini konu alan bölümünde yazarlar, iki ülkenin doğrudan çatışmaya girme niyeti taşımadığını vurgulamakla birlikte özellikle Irak'ın geleceği konusunda inisiyatifi rakibe bırakmama kararlılığının altını çizdi.

* * *

Eski CIA görevlilerinin kitabında Türkiye-İran ilişkilerinin geleceği konusunda iyimser senaryolar yer almadı. Çünkü 1993 yılı itibarıyla en azından dört ayrı eksende Türkiye-İran rekabeti öngörüldü:

1) Kürtlerin durumu (Türkiye-Kuzey Irak, İran-PKK ilişkisi).

2) İran'ın bölgeye devrim ihracı stratejisi.

3) Orta Asya'da nüfuz yarışı.

4) Azeri milliyetçiliğinin yükselmesi.

* * *

Türkiye'deki terör eylemleri konusunda İran'a dönük suçlamaları değerlendirirken bu eksenleri unutmayın. Üstüne bir de petrol boru hattı rekabetini ekleyin. Sonra tıpkı fay hatları gibi hangisi canlı, hangisinde artık pek tehlike yok karar verin. İran'la ilgili tahminlerinizi bu çerçevede yapın, zaten dünya da aynı yolu izliyor.

Yazarın Tüm Yazıları