Enis Berberoğlu: Hükümeti ‘aferin delisi’ yaptılar

Enis BERBEROĞLU

Gazetelerin günlük çıkması hepimiz için fevkalade hayırlı...

İyi ki yazılar uçuyor, derin fikirler unutuluyor...

Yoksa kafalar fena karışacak.

Mesela geçen yıl Mali Milat günü, ‘‘Ak Çarşamba’’ diye selamlanıyor, vergi yasası ‘‘Yüzyılın reformu’’ olarak takdim ediliyor...

Ama bir de bakıyorsunuz, Mali Milat'ın ertelenmesi, vergi yasasının delinmesi de aynı bayram havası estiriyor... Peş peşe hükümete destek mesajları veriliyor...

Kalem erbabı mütefekkirler arkadan itiyor da, hükümet nereye gittiğini biliyor mu, o ayrı konu.

Aslında vergi dediğiniz devletin haracı... Hükümetin parayı kimin cebinden alacağı ekonomiden çok siyasetin konusu. İlk parlamentolar krallar keyiflerine göre vergi koymasınlar diye kuruldu.

Geçen yıl aynı hükümet ‘‘Kayıt dışı ekonomiden vergi alacağım’’ diyor, alkış kıyamet... Şimdi, ‘‘Vazgeçtim, illa kümesteki tavukları fazla mesai yaptıracağım’’ diye buyuruyor, hazretler yine hallerinden çok memnun...

Siyasi rotasını yitirmiş hükümeti aferin delisi etmek neden...

Kaçan verginin yükünü üstlenmek için bu şehvet, heyecan neden...

Anlamak mümkün değil.

* * *

Belki sıkıldınız ama bu off-shore hesapları yakamızı bırakmayacağa benziyor. Hürriyet Ekonomi Servisi'nin vergi uzmanı yazarı Abdülkadir Kuşin dün aradı. Maliye eski Bakanı Zekeriya Temizel'i eleştirdi.

Kuşin'e göre, off-shore adı verilen hesaplardaki sıkıntı yine Maliye Bakanlığı'nın eseri:

- Geçen yıl Mali Milat sırasında off-shore hesapların beyanı kabul edilmedi. Yani yanlışlık yine Sayın Bakan'ın döneminde yaşandı. Şimdiki durumda bu hesaplar yine eskisi gibi beyana tabi. Ama duyduğumuz kadarıyla Bakanlık zaten off-shore hesaplara aracılık eden muhabir bankalar nezdinde bir araştırmayla kimin ne kadar parası olduğunu tespit etti.

Kuşin'i hazır yakalamışken, ‘‘sıfır vergili’’ kamu káğıtlarını sorduk, ilginç bir yanıt verdi:

- Evet böyle káğıtların olduğu doğru. Ama Refahyol'un verdiği sözü de unutmayın. Faizden stopajı yükseltip beyannameden vazgeçildiğini ilan ettiler. Sonra beyannameyi koruyup stopajı yükselttikleri ile kaldılar.

Abdülkadir Kuşin'in yorumu: Sistem bozukluğu yeni değil eski.

* * *

Bize ayrılan satırların sonunda biraz dertleşme gereği doğdu. Bu satırların yazarı uzun yıllarını ekonomi muhabiri ve sayfa yönetmeni olarak geçirdi. Her ne kadar hocaları arasında Tansu Çiller de bulunsa iyi-kötü ekonomi diploması var. Ama ne diplomasına, ne de tecrübesine güvenir... Her işin uzmanı olduğuna inanır, gidip sorar...

Yine de yetmiyormuş... Meslektaşlar bizi okuduğunda çok kızdığına... Biz onları okuduğumuzda hayretlere düştüğümüze göre...

Yetmiyormuş... Gazete dışında bir bordro daha gerekiyormuş.

Ancak o zaman ‘akil adamlar’ sınıfına atlanıyor.

Biz daha çok bekleriz.