Emin Çölaşan: Miss. Merwe speaking!

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Kanada'da yaşayan Türk toplumunun 1994 yılında beri çıkan güzel bir gazetesi var. Adı ‘‘Bizim Anadolu’’. Bu gazetenin son sayısında Engin Aşkın'ın çok ilginç bir haberi vardı. Başlığı şöyle:

‘‘Kavakçı: Türk Hükümeti ve Generaller Faşisttir.’’

Demek ki Türkiye'de ortalıktan kaybolan Merwe, yurtdışında konuşmaya devam ediyordu. Şimdi bu haberi Bizim Anadolu Gazetesi'nden aktarıyorum:

‘‘Son iki aydır Kanada kitle iletişim araçlarında sergilenen Merve Kavakçı yandaşlığı, Toronto Star Gazetesi'ndeki son örnekle tek yanlı ve saptırıcı bir propagandaya dönüştüğünü ortaya koydu.

Türban olayını Türkiye'deki laik güçlerin ve laik Türk ordusunun ‘‘fanatik hoşgörüsüzlüğü’’ olarak değerlendiren Kanada basını, türbanın gerisinde Türk devletini ele geçirmek isteyen şeriat komplolarının varlığını sürekli olarak inkár ediyor.

Toronto Star Gazetesi'nde 12 Haziran'da çıkan 8 sütunluk İstanbul çıkışlı bir yazıda, türbancı eylemin simgesi olan Merve Kavakçı ile söyleşi yapan Sandro Contenta adlı muhabir, Kavakçı'nın Türk ordusunu ve hükümetini kastederek ‘‘Bunlar faşisttir. Bunlar herkesin robot gibi olmasını ister’’ dediğini açıkladı.

Merve Kavakçı, Kanadalı muhabire şunları söylüyor: ‘‘Onların belki de çoğundan daha iyi eğitimliyim. Çok iyi giyinip kuşanmasını bilirim. Onlardan daha iyi bir insanım. Ama işin bu çizgiye geleceğini hiç düşünmezdim.’’

Daha önce New York Times'ın Türkiye muhabiri Stephen Kinzer'e söylediklerini Kanadalı muhabire de tekrarlayarak ‘‘Türban karşıtlarının cadı avına giriştiğini, olayın bir siyasal linç olduğunu ve Türkiye'de ortaçağ dönemi yaşandığını’’ söyleyen Kavakçı, yaşamından kaygı duyduğu ve geceleri başka evlerde geçirdiği iddiasında bulundu.

Türkiye'deki tıp öğrenimini türban baskısıyla yarıda bırakıp Amerika'ya gitmek zorunda kaldığını iddia etti.’’

***

Bak sen şu sözleri söyleyen Amerikalı Miss. Merwe'ye!.. Türkiye'deki yalanlarını oraya da sıralıyor. Başarılı olamadığı için kovulduğu tıp fakültesinden sanki türban yüzünden kovulmuş gibi gösteriyor.

Bu yalanı Türkiye'de belgelendi ama yurtdışında kendini acındırmak ve yandaş toplamak amacıyla aynı hikáyeyi oralara pompalıyor.

Ayrıca Türkiye'de hükümet ve ordu için söyleyemediği sözleri de Kanada gazetesine söylüyor:

‘‘Bunlar faşisttir. Herkesin robot gibi olmasını ister.’’

Şimdi bu sözleri ortaya çıkınca mutlaka inkára yeltenecek. Bunlar kasetlerdeki sözlerini bile inkár edip ‘‘Montaj yapılmış’’ diyenlerdir! Miss. Merwe şimdi ‘‘Ben öyle söylemedim, muhabir sözlerimi saptırmış’’ diyecek... Çünkü bu sözler tamamen hakarettir ve onun yargılanmasını gerektirir.

Bu hanımdan söz etmişken, acaba kendileri şimdi nerede? Keyifleri nasıl? İnşallah sıhhat ve afiyette olup Necmüddin hocadan feyz almaya devam etmektedirler!..

Ve inşallah Amerika'ya ettikleri sadakat yemini doğrultusunda hizmetlerini aksatmadan sürdürmektedirler.

Allah selamet versin. Amiiiin!

JET-PA FUTBOLCULARI

Antalyaspor Kulübü İkinci Başkanı Erdoğan Tekin geldi. Kulüpten hisse satın alan Jet-Pa ile eski futbolcu Tansu Çolak, paraları ödememişler. Şu anda kulübe toplam 175 milyar lira borçları varmış! Tekin bunların tüm belgelerini gösterdi.

Jet-Pa isimli bu kuruluş özellikle Almanya'da vatandaşlarımızdan yüz milyonlarca mark para topladı. Paralar ortada yok. Nereye gittiği belli değil. Almanya'da soruşturma sürüyor. Türkiye'de Maliye Bakanlığı duruma el koydu, vergi incelemesi başlattı ama sonuç yok.

Aynı Jet-Pa, geçtiğimiz nisan ayında Siirt gibi bazı illerimizde DYP listesine milletvekili adayları koydurdu. Bunlardan bir bölümü seçildi. Bu amaca ulaşabilmek için Jet-Pa tarafından Çiller ailesine destek veren Öncü Gazetesi ile BTV kanalına trilyonlarca lira ‘‘reklam parası’’ ödendi.

Jet-Pa aynı zamanda futbolcu alışverişine girdi! Vatandaştan yüksek faizle topladığı yüz milyonlarca mark parayı futbol kulüplerine ve futbolculara yatırıp oralarda eritmeye başladı.

Ancak parası kalmadığından, örneğin Antalyaspor'un 175 milyar lirasını bile ödeyemedi ve şimdi icraya verildi.

***

Jet-Pa adını en son futbolcu Alpay'ın Beşiktaş'tan Fenerbahçe'ye transferinde duymaya başladık. Bir futbolcunun transferinde milyonlarca dolar dönüyor ve iki kulübün arasına Jet-Pa giriyor!

Alpay şimdi Jet-Pa'nın malı olmuş! Jet-Pa aracılık yapıyormuş, karşılığında Fenerbahçe'den forma reklamı ile stattan dükkán alacakmış!

Bir rezalet yaşıyoruz.

Türkiye'nin iki büyük kulübü, halkın parasını yüksek faiz ve otomobil fabrikası kurma vaatleriyle hortumlayan, verdiği sözlerden birini bile yerine getiremeyen, paraları geri ödeyemeyen bir şirketi kullanıp futbolcu alışverişi yapıyorlar.

Utanç verici bir olaydır. Yakıştı mı? Bu kulüpleri yöneten kişilerin hiçbir ilkesi, inancı yok mu? Demek ki yarın bunların karşısına biraz daha çok para kazandırma koşuluyla mafya babaları, en büyük dolandırıcılar, diğer vurguncular çıksa, onlara da boyun eğecekler!

Eğer futbolcu alıp satacaksan, masaya oturup anlaşırsın. Ne işi var, Jet-Pa gibi adı binbir şaibeye karışmış şirketlerin bu iki kulüp arasında?

Türkiye'de işler bu yüzden hep ters gidiyor... Çünkü hiç aklınıza gelmeyen kişi ve kuruluşlar, nerede üçkáğıtçı, nerede sahtekár varsa onlara dolaylı ve dolaysız bir biçimde arka çıkıyor.

Fenerbahçe ve Beşiktaş yönetimlerini kınıyorum. Milyonlarca insana örnek olması gereken spor kulüpleri, para hırsıyla Jet-Pa gibilere çanak tutarsa, kimden ne bekleyelim?



Yazarın Tüm Yazıları