Ekmeleddin Bey üç dil biliyor da ne oluyor?

09 Ağustos 2014

Haberin Devamı

Benim başı örtülü bacımı “ikinci sınıf vatandaş” göstermek isteyen elitlerin son numarası da bu. Karşısındakini eksikli hissettirmek için lafı punduna getirip “Kaç dil biliyorsunuz?” diye sorarlar.

Sen Türkçe’den başka dil bilmediğinden başını öne eğersin, ayağınla yeri eşelersin.

Aynı şeyi siyasette de yapıyorlar. O güzel “Sevgi İnsanı” ile adı tuhaf kişiyi kıyaslayıp, yabancı dil bilmek üzerinden galibi ilân ediyorlar.

Bu numarayı bana çektiklerinde, yani kaç dil diye sorduklarında “Altı” diye cevabı yapıştırıyorum.

“Oxford İngilizcesi, Marsilya Fransızcası, Prusya Almancası, Servantes İspanyolcası, Pavarotti İtalyancası ve Nataşa Rusçası..”

Karşımdaki aval aval baktığında bombayı patlatıyorum.

Haberin Devamı

“Konuşamıyorum yani”

Allah da bana böyle bir hazır cevaplık vermiş, her durumda golüm atarım yani. “Hah hah haa oldum.”

Kaldı ki o güzel “Sevgi İnsanı” hesabıma göre en az dört kelemi biliyor. Sağdan sola sayıyorum: One, Minute, Yes bir de No. Çok akıcı bir İngilizce ile tekerleme okuduğunu bilenler de var. Çocukken çok söylermiş.

Bence güzel bir tekerleme. Seçim kampanyasında niye kullanılmadı hep şaşarım.

One, Twoo, Three, Four..

Arabacı Kirkor..

Sevgi insanı olmazsa

Muhalefete kim kor?

Lisana yatkınlığı var mı? Bence var..

“One Minute” diye kükrediğinde kullandığı o iki sözcükten birincisini analiz edelim. “Ona” yazılışı “Van” okunuşu. Ve sen bunu hiç zorlanmadan “Bir” diye anlıyorsan dile yatkınsındır.

Kaldı ki NTV’nin Boynu Eğri Mehmet Paşası ağırlığındaki enkırmeni (Türkçe çemkirmeni kullan) Oğuz Haktanır beyefendiye “Dil bilmek şart mı? Spontane tercümanlık mı yapacağız?” derken “Spontane” sözcüğünü kullanmaktaki rahatlığı bunun kanıtıdır.

Fazladan kelime bildiğinin de kanıtıdır.

Bir lider için İngilizce şart değildir ama “pilav üstü kuru” neviinden gibi bir iki kalıbı bilmenin de zararı yoktur.

Haberin Devamı

Mesela kafan bozulur “One Minute” tersin.

Ekonomi sıkıntıdadır. Finansal kaynak yaratmak istediğinde “Hey George. Give me borç” dersin, piyasalar rahatlar.

Bir karar aldığında veya kararlılık göstermek istediğinde “Battı fishing yan going” dersin, herkes mesajı alır.

Millet bu dil meraklılarına gerçeği sandıkta öğretecek. Ben o güzel “Sevgi insanının” istenmeyen kılıyım. Hüllooopp!

Yazarın Tüm Yazıları