Eğlenceli bir gömme töreni

Geçmiş, ne kadar güzel olursa olsun, daima rahatsız edici anılarla maluldür. Bellek, savunma mekanizmasının sayesinde, bunların büyük kısmını unutur. Ama daha iyi ve kesin bir yol, geçmişin mümkünse törenle gömülmesidir. Yılbaşı da böyle eğlenceli bir gömme törenidir. İşte size bu gömme töreni için bazı öğütler.

Okula başlama, mezuniyet, bizdeki sünnet benzeri ergenliğin tanınması, evlenme ve daha bir sürü geçiş töreni her toplumda ve her zaman geçerli olagelmiş. Başka deyişle bu tür törenlerin tümü neredeyse insanlık kadar eski. Antropoloji öğrencisiyken geçiş törenlerinin evrenselliği hakkında uzun uzun düşünmüştüm. Doktrinde açıklama az sayılmaz. Yine de bence en önemli neden, insanoğlunun her zaman hayatta 'yeni ve temiz bir sayfa' açma isteği. Geçmiş, ne kadar güzel olursa olsun, daima rahatsız edici anılarla maluldür. Bellek, savunma mekanizmasının sayesinde, bunların büyük kısmını unutur. Ama daha iyi ve kesin bir yol, geçmişin resmen -ve mümkünse törenle- gömülmesidir. Yılbaşıları da böylesine eğlenceli bir gömme töreninden başka bir şey sayılmaz.

Bu pazar, yılbaşı öncesi küçük bir vaaz vermek istiyorum. Söze yılbaşını dışarıda geçirmek isteyenlerle ilgili bazı notlarla başlayayım. Ağırlamada genel geçer kurallardan biri, kitlesel olaylarda inceliklerin aranmamasıdır. Ne evsahibi bunları temin edebilir, ne de konuklar böyle gerçekçi olmayan bir talepte bulunmalı. İstenebileceğin en fazlası, eli yüzü düzgün, hatasız bir hizmet olmalı. Yani sıradışı işler konudışı sayılır.

HER TÜRLÜ EKSTRA KESEYE ZARAR VERİR

Yukarıdaki genel kural çerçevesinde kalan yılbaşı kutlamaları da genellikle yüzlerce, bazen binlerce kişi için organize edilir. Dolayısıyla burada standardın üzerinde yemek, içki ve servis beklenmemeli. Beklenti çıtanızı ne kadar yükseltirseniz, hayal kırıklığınız da o kadar derin olur. Öyleyse çukurlardan uzak kalın!

Özellikle ekstralar konusunda bir küçük uyarı daha yapayım. Yılbaşıları eğlence sektörünün yılda birkaç kez yakaladığı fırsatların başında gelir. O yüzden fiyatlar alabildiğine şişer. Alanın ve satanın karşılıklı rıza gösterdiği bir gerçekten söz ettiğimi unutmayın. Fiyatları normal zamanla karşılaştırmak ancak trajik bir kazıklanma duygusuna yol açar ki, o güzel gecenin hatırına bu duygudan uzak kalmakta büyük yarar var. Ancak, ekstraların her türlüsü de bu genel anlayışın dışında kalmadığı için, onların fiyatları da bu özel gecede alabildiğine şişirilmiştir. Daha rezervasyon yapılırken fiyat bilindiğinden hazmedilmesi zaman içinde mümkündür. Buna karşılık ekstraların yarattığı sürprizi, sipariş anıyla faturayı ödeme anı arasındaki kısa zaman aralığında hazmetmek aynı ölçüde kolay olmaz. Ekstralar midenize oturur, hatta bazen kalbinizi sıkıştırabilir. O zaman da, en azından, gecenin keyfi kaçar. Öyleyse bu gece her türlü ekstradan uzak durun!

PROGRAM VARSA YEMEK İKİNCİ PLANA DÜŞER

Programlı bir eğlence tercih edilmişse, en iyi yerlerde dahi yemek ve içki kalitesi ikinci plana atılır. Bunlar biraz da 'laf olsun, torba dolsun' anlayışıyla misafirlerin önüne getirilir. Program bizde daima ön plandadır. Fiyat ne kadar yüksek olursa olsun bu gerçek değişmez. Öyleyse böyle ortamlarda gastronomik taleplerde bulunmayın!

Eğlenmek bizde genellikle iki kişinin başbaşa becerebildiği bir iş değil. Hele uzun beraberliklerde başbaşa eğlenememe -ya da başka deyişle sıkılma- katsayısı giderek artar. Eğlenmek isteniyorsa, en iyi çare genişçe ve birbiriyle iyi anlaşan, ortak beğenilere sahip bir grup oluşturmaktır. Yıllardır birlikte olan çiftlere yılbaşı için yapılabilecek iyi tavsiyelerden biri de budur. Grubun ideal boyutu ise, herkesin birbiriyle en az iki çift laf edebileceği büyüklüktür. Fazlası kuru kalabalık sayılır. Öyle durumlarda makul sayıda bir grup oluşturarak program yapın!

SERVİS PERSONELİNE CÖMERT OLUN

Dışarıda eğlenmenin görünmez bir bedeli de, gecenin sonunda hesap ödenirken ortaya çıkar. Eğlenceyi ve yemekleri beğenmeseniz bile, servis personelini bahşişten mahrum etmeyin. Onların işi iyi bir eğlence düzenlemek veya iyi yemek pişirmek değil, size düzgün bir yemek ve içki servisi yapmaktan ibaret. Bunun için yılbaşını eşleri ve çocuklarıyla değil, sizinle geçirmekteler. Bu özverilerini, özel bir şikayet sözkonusu değilse, mutlaka ödüllendirin. Bunu yaparken de cömert olun. Cömertliğin asgari ölçüsü, hesap pusulasının yüzde onundan az olmayan bir para ödemektir. Daha fazlası ise -ki bu yüzde on beşi pek aşmaz- size verilen özel hizmetin ölçüsüne bağlıdır. Öyleyse servis personeline karşı cömert olun!

Böyle bir gece tasarlayanlara son önerim ise trafikle ilgili. Yılbaşı eğlencesinin en yaygın eğlenme aracının içki olduğu konusunda evrensel bir mutabakat mevcut. Alkolle başı hoş olmayanlar bile, özel bir durumdan bahsedilemezse, o gece limitlerinin üzerinde içki içer. Yılbaşı akşamı yola, 'içki kötülüklerin anasıysa, ben annemi seviyorum' sloganıyla çıkmayın. Başınızın hoş olması -Türkçe'deki alışılmış deyimiyle 'sarhoş'luk- size keyif verebilir. Buraya kadar kendinizle başbaşasınız ve istediğinizi yapabilirsiniz. Ancak, arabanın direksiyonuna oturanlar artık toplumsal hayatın içindedirler ve kendi heváları uğruna başkalarına zarar veremezler. Öyleyse, özgürlüklerin doğal sınırlarını zorlamayalım!

EVDEYSENİZ İŞİ SON DAKİKAYA BIRAKMAYIN

Şimdi gelelim, tek başına değilse bile ailesi ve/veya dostlarıyla evde yılbaşını geçirmeyi planlayanlara...

En çok üzerinde duracağım ve altını gökkuşağının bütün renkleriyle çizmek istediğim husus, hiçbir işin son dakikaya bırakılmaması. Her ne yapılacaksa, hepsi en az birkaç saat önceden bitirilmiş olmalı. Mesela yılbaşı yemeği olarak fırında hindi veya kuzu fırın çevirmesi yapabilirsiniz. Ama sözgelimi puf böreği, çok daha basit bir yiyecek olmasına rağmen, böyle bir günde menüye dahil edilemez. Çünkü puf böreği önceden pişip bir kenarda bekletilemez. Son dakikada yapılması gerekir. Şık giyinmiş, güzel kokular sürmüş bir hanımın tavada yanan zeytinyağı kokuları içinde börek yapıp sofraya getirmesini istemek, kadın hakları bir yana insan haklarına aykırı sayılır. Unutmayın ki, kadınlar evlenmekle kocasının veya ailenin kölesine dönüşmüyor. Öyleyse en azından böyle bir akşamda benzer durumlardan ve taleplerden uzak durun!

ALIŞILMADIK AŞ YA KARIN AĞRITIR YA BAŞ

Menüden devam edecek olursak, yılbaşı menüsünü bir yemek curcunası haline getirmememek gerekir. Çünkü bu kadar çeşit alışılagelmiş bir uygulama olmadığı için başta keyif, sonda ise eziyet verir. Atasözünü hatırlayın: Alışılmadık aş, ya karın ağrıtır ya da baş! Önerim makul sayıda, ama şık ve hoş yemekler hazırlanması. Fazlası zaittir. Üstelik bu yemeklerin tümünün ille de evde hazırlanmış olması gerekmez. Zamanı kendinize ayırın. Yemeklerin bir kısmını ya önceden hazırlayın veya hazırlatın ya da iyi bir yerden hazır olarak satın alın. Bazen iyi bir şarküteri veya peynir tabağı mükemmel bir yemek yerine geçer.

Biraz önce satır arasında söz ettim ama bir kere daha altını çizerek söyleyeyim: Evde olmak, partal giyinmek veya pijamayla sofraya oturmak anlamına gelmez. Yıkanın, traş olun, makyaj yapın, gardrobunuzdaki en şık elbiseleri giyin, takın takıştırın. Bunlar hem kendinize hem de karşınızdakilere saygının en basit göstergesidir. Bütün görgü kurallarının altında yatan temel yasa da bundan başka bir şey değildir.

Umarım bu pazarki vaazımı beğenmişsinizdir. Bu vesileyle hepinize eğlenceli bir geçmiş yılı gömme töreni ve çok mutlu bir yeni yıl dilerim.
Yazarın Tüm Yazıları