E-Türkiye...

AFYON'da önceki gün gerçekleşen deprem sonrasında yaşananlara bakınca tek şey söylenebilir: Devletin ortak hafızasının voltranı oluşamıyor.

Bir kesim yardımların eksikliğinden, gecikmesinden, diğer kesim fazlalığından söz ediyor.

Kızılay Genel Başkanı, pazar günü kiralayacak TIR bulamadıkları için çadır ve seyyar mutfağın zamanında ulaşamadığını söylüyor.

Vatandaş, yıkılan binaların yapımı sırasında neden denetlenmediğinin hesabını Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye soruyor.

Hükümet, yardımların olması gerektiğinden fazla gittiğini açıklıyor.

Valilik, katalitik soba gönderilmesi için iki gündür çağrıda bulunuyor.

BİLGİ OTOYOLU

Bütün bu kargaşa ise tam anlamıyla devletin ortak hafızasının devreye bir türlü girememesinden kaynaklanıyor.

Oysa elde bir ortak hafıza projesi bulunuyor: ‘‘E-Türkiye...’’

Diğer adıyla ‘‘Elektronik Devlet’’...

Yani bütün mevzuatın, çalışmaların, yazışmaların, yapılacak yardımların ne şekilde gideceğinin ve nereye, kimin hangi aşamada müdahale edeceğinin yöntemlerinin belirlendiği sistem.

Kısaca, devletin elektronik ortamda standart hale getirilmesi...

Bu yeni bir uygulama da değil. İlk adımı 1990'ların başında ABD'deClinton ve Al Gore tarafından atılı.

‘‘Bilgi Otoyolu’’ ismi verilen projenin hedefi, kamunun yeniden yapılandırılmasının yanı sıra mevzuatı da standart bir hale getirmekti.

Büyük başarı sağlandı. Devletin ortak hafızası, bilgisayar ortamında daha süratli ve işbirliği içinde çalışmaya başladı.

Japonlar Aralık 1999'da 5 yıl içinde tamamlanmak üzere benzer projeyi başlattı. Adına da Milenyum Projesi dedi.

E-AVRUPA

Aynı tarihte Avrupa Birliği de harekete geçti.

Aslında AB benzer bir proje üzerinde 1994'ten bu yana çalışıyordu. Aralık 1999'da AB uygulamaya koydu ve adına da ‘‘e-Avrupa’’ dedi.

Projenin hedefini ‘‘Herkese kolay ve ucuz bilgi sağlama’’ diye açıkladı.

AB, bunun için ‘‘Bilgi Toplumu Bakanlığı’’nın kurulması kararı aldı.

İki yıl önce de projeye AB üyesi ülkelerin yanı sıra aday ülkeleri de kattı. Türkiye 2000 Haziran'ında projeye katıldı.

Aday ülkeleri kapsayan proje sonuna konulan artı işareti ile tanımlandı; e-Avrupa+

Bir yandan e-Türkiye çalışması sürerken, AB ile mevzuatta ve bilgisayar dilinde birlik sağlayacak proje için imza konuldu.

‘‘Projeyi kim yürütecek’’ çekişmesi iki yıl sürdü.

Sonunda TÜBİTAK ağır bastı ve e-Avrupa+ projesinin koordinatörlüğünü üstlendi. Bilim ve Teknoloji Kurulu'nda karar alınmış olmasına rağmen TÜBİTAK'ın koordinatörlüğü Başbakanlık tarafından henüz onaylanmadı.

Başbakanlık, haklı olarak e-Türkiye ile e-Avrupa'nın bütünlük içinde gitmesi gerektiğini gerekçe olarak ortaya koydu.

Türkiye'de çekişme sürerken, Avrupa'da birçok ülke projeyi hayata geçirmeye başladı.

VOLTRAN OLUŞAMADI

Eğer proje hayata geçmiş olsaydı, bugünkü kargaşa yaşanmayacaktı.

Hangi evin yıkıldığının tespitinden, içinde yaşayan kişilerin kan gruplarına, o evin hangi müteahhit tarafından yapıldığına, ilçe için gerekli gıda ve malzemeye, pazar günü TIR'ların nereden bulunabileceğine kadar kadar bütün bilgilere bir düğmeye basıldığında anında ulaşılacaktı.

Yani, voltran oluşacaktı.

Projelerin birinci derece sorumlusu olmadığından dün Meclis Bilgi ve Bilgi Teknolojileri Komisyonu'nda konu yine tartışılmakla kaldı.
Yazarın Tüm Yazıları