Doğan Hızlan: Müzik deyince Tarkan

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Ünlü caz şarkıcısı Dianne Reeves, Uluslararası Ankara Müzik Festivali'ne geldi. Her zaman olduğu gibi bir de basın toplantısı düzenlendi.

Kimdir Dianne Reeves:

1956 yılında Detroit'de doğmuş. Olağanüstü hoşlukta bir kontralto sese sahipmiş. 3.5 oktavlık sesi ile müzik dünyasının ilgisini çekmiş.

17 yaşında Clark Terry tarafından keşfedilmiş. Colorado Senfoni Orkestrası ile birlikte çalışmış. Colorado Üniversitesi'nde okumuş.

Reeves, basın toplantısında bir soruya cevaben Türk müziğini bilmediğini ama merak ettiğini söylemiş.

Soru şu: Türk müziğini biliyor musunuz?

Belirsiz, bilgisiz bir soru.

Türk müziği herkes için ayrı bir anlam ve tür ifade ediyor. Kimine göre Türk müziği denince, Türk sanat müziği anlaşılır, kimi bu soruyu Türk popunu düşünerek sorar, kimi de çok sesli Türk müziğini kasteder.

Ne var ki biz, sorularımızı 'dinleyen söyleyenden árif olmalı' gibi garip bir sözün gölgesinde sorarız.

Soruyu soranın türünü belirlemesi gerekirdi.

Merak etmeyin, soru sahibinin müzik türünü aşağıdaki satırlarda öğreneceksiniz.

Tarkan'ı veya Sertab Erener'i tanıyor musunuz?

Reeves'in cevabı, hayır.

* * *

ÖNCELERİ Türkiye'yi ziyaret eden yabancılara klasikleşmiş bir soru yöneltirdik: Şiş kebabını, rakiyi beğendiniz mi?

Kültürel ilerleme sonucunda, sorumuz sanat mertebesine yükseldi.

Şiş kebap ve rakının yerini müzik aldı. Modernleşmede dev bir adım.

Tarkan'ı veya Sertab Erener'i bizler çok tanıdığımız için, bütün dünyanın da bildiğini sanıyoruz. Dinlediğimiz her sanatçıyı, herkes dinliyor zannediyoruz.

Sağolsun medyamız da, Türkiye sınırları dışındaki bize dair olayları abarttığı, habbeyi kubbe yaptığı için, artık ulusal yalanlarımıza uluslararası inandırıcılık aşısı yapıyoruz.

Gelin görün ki, bir batılı sanatçı geldiğinde ayaklarımız suya eriyor, o zaman ayılıyoruz.

Neden iki ad soruldu sanatçıya, bunca ünlü caz sanatçımız, klasik müzik icracılarımız varken, neden iki adın kısır döngüsünde boğuluyoruz.

Ben, söz konusu sanatçılarımızı Dianne Reeves tanımadı diye değerleri konusunda bir düşünce belirtmiyorum. Zaten anlamadığım tür bir müzik.

Ancak 'Paris'i sallayan' Tarkan'ın sesi ötelere ulaşamıyor.

Unutmayın ki bir Fazıl Say, Fransa'da ve Amerika'da CD dolduruyor.

Çıkıp kimse de, onu tanıyor musunuz, diye sormuyor.

İki diskotekte çalınınca havalara uçuyoruz.

Cümle de hazır: Paris, Tarkan dinliyor.

* * *

ÖYLESİNE ezilmiş bir yanımız var ki, başarı olmasa da başarıyı biz yaratıyoruz.

Yalancının mumu yatsıya kadar, yalancının başarısı Reeves'e kadar.

Ulusal ünlerle uluslararası ün normlarını karıştırdıkça hep bu tür gülünçlüklerin kurbanı olacağız.

Yazarın Tüm Yazıları