Diyetler neden başarısız

Kilo fazlalığı, genetik yapı ile çevresel etkileşimler sonucu ortaya çıkan ciddi, karmaşık ve kronik bir sorundur.

Haberin Devamı

Basit olarak vücutta olması gerekenden daha fazla yağ dokusunun bulunduğunu ifade eder. Yağ fazlalığı üç-beş kiloyu geçince sadece kozmetik bir sorun olmaktan çıkar, bir sağlık problemi hatta obezite düzeyine ulaştığında hastalık haline gelir.
Vücut yağının artması, çok sayıda faktörün birbirini etkilemesiyle oluşur ama temelde “moleküler” bir problemdir.
İster genetik nedenlerden, ister tıbbi sorunlardan, isterse yaşam şekli hataları ya da psikolojik problemlerden kaynaklansın arkasında daima moleküler bir temel vardır. Bu molekülleri bazen biz üretiriz, bazen de mevcut bir molekülü yaşam şekli hatalarımız, psikolojik sorunlarımız veya tıbbi problemlerimizle artırır, azaltırız.
Bu bilginin bir anlamı da şudur:
Kilo sorunu moleküler temelleri olan bir problemdir ve diyetler probleme yol açan moleküler sorunu çözmediği sürece başarılı olamazlar.

Haberin Devamı

İŞTE O MOLEKÜLLER

Bir örnek vermek gerekirse; insülin direnci genetik eğilimlerden kaynaklanan bir sorundur ve burada kilo almaya yol açan neden insülin adı verilen bir molekülün kanda fazla miktarda birikmesi (hiperinsürinemi) ve buna bağlı olarak da insüline karşı yanıtsızlık halinin (insülin rezistansı) gelişmesidir.
Tıbbi kökenli kilo alma nedenlerinden hipotiroidide tiroksin isimli hormonun (molekülün) azalması, Cushing hastalığında ise kortizol isimli hormonun (molekülün) artması kilo almanın nedenidir.
Psikolojik kökenli kilo problemlerinin de moleküler bir temeli vardır.
Örneğin depresyona bağlı kilo sorunlarında beyinde “serotonin” adı verilen yerel hormonun (molekülün) azalması, tatlı ve unlu gıdalara yönelmeye neticede de kilo almaya yol açar.

SORUN NE?

Peki, ne oluyor da moleküler dengemiz bozuluyor? Ne oldu da moleküler değişimler “kilo tsunamisi”ne, yani “obezite salgını”na yol açtı?
Bana göre üç temel değişim var bu sorunun arkasında: 1, hayat tarzımız değişti. İki, çevremiz, çevresel şartlar değişti. Üç, biz değiştik, davranışlarımız değişti.
Kısacası kilo fazlalılığının geri planında genetik, yaş, cinsiyet, ırksal kökenler, yetersiz fiziksel aktivite, yanlış beslenme alışkanlıkları, metabolik hastalıklar, ilaçlar, eğitim eksikliği, menopoz/andropoz, uyku sorunları, ruhsal problemler gibi pek çok neden olsa da temel sorun yukarıda saydığımız üç ana değişiklikten biridir.

NE YAPMALI?

Haberin Devamı

Bu bilgilerden çıkarılması gereken sonuç şu: Kilo sorunu yalnızca diyetlerle kalıcı ve gerçekçi biçimde çözülemez. Çözüm için problemin moleküler temellerini araştırıp bulmak ve onu tedavi etmek şarttır.
Tabii ki bu tedaviye beslenme yanlışlarını düzeltmeyi, beslenmeyi
moleküler sorunu çözme yönünde değiştirmeyi ve aktivite eksikliğini
gidermeyi de eklemek gerekir.

BEL ÇEVRESİ

UNUTMAYIN

Kadın Erkek Tanım

>80 >94 Kilolu
>88 >102 Obez

VÜCUT YAĞI VE SAĞLIK RİSKLERİ

Erkek Kadın Riskler

%27   %20  Risk taşımıyor
%27-32 %20-25 Düşük  risk
%32-37 %25-30 Orta risk
%37 %30 Yüksek risk

BEDEN KİTLE ENDEKSİ

KESİP SAKLAYIN

Vücut ağırlığı (kg) / Boy uzunluğunun karesi (m2)

Haberin Devamı

Beden Kitle Endeksi Tanım
<18.5 Zayıf
18.5-24.9 Normal
25-29.9 Kilolu
30-39.9 Obez
>40 Aşırı obez

Yazarın Tüm Yazıları