Deprem travması

Şehitlerin yasını tutarken, Van depremiyle sarsıldık. Üst üste yaşanan felaketler, hepimizi derinden sarstı. Ancak acılar karşısında herkesin tutumu aynı olmadı. Kelebek’in yeni yazarı Dr. Başak Demiriz, olayların ardından annesinin içine kapandığını ve bu yüzden onu suçladığını söyleyen danışanına büyük travmalar sonrasında ortaya çıkabilen reaksiyonları anlattı.

Haberin Devamı

Danışan: Son günlerde ülkemizde olan olaylar annemin psikolojisini çok bozdu. Evden dışarı çıkmıyor, çok üzgün ve gergin. Bütün gün televizyonun karşısından ayrılmadan haberleri takip ediyor ve sürekli ağlıyor.

Dr. Başak Demiriz: Haberlere mi üzülüyor yoksa bir yakınını mı kaybetti?

Danışan: Çok şükür bu depremde bir yakınımızı kaybetmedik, haberlere üzülüyor. Marmara depreminde annem Yalova’da yazlığımızdaydı, şans eseri kurtuldu ama üç komşumuzu kaybettik, yazlığımız kullanılamayacak hale geldi. Sanırım o günleri tekrar yaşıyor.

Dr. Başak Demiriz: O deprem birçok kişi için büyük travmaydı, çok büyük kayıplar oldu ve psikolojik şikayetleri uzun yıllar devam etti. Anneniz nasıl atlattı?
Danışan: Atlattı sanıyordum ama atlatamamış galiba. Şimdi 65 yaşında ve yüksek tansiyon hastası. O bu kadar üzülünce ben de kendimi çok çaresiz hissediyorum. Ona nasıl yardım edeceğimi bilemiyorum. “Yeter artık kendini yıpratma bu kadar” diyorum, dikkatini başka şeylere çekmeye, hikayeler anlatıp güldürmeye çalışıyorum ama hiç faydası yok. Ben ona kızıyorum, o da bana.

Haberin Devamı

ANNEM, ONUN KADAR ÜZÜLMEDİĞİME İÇERLİYOR

Dr. Başak Demiriz: O size niye kızıyor?

Danışan: Onu anlayamadığımı söylüyor. Bence, açık açık söylemese de onun kadar üzülmediğime içerliyor. O zaman da vicdan azabı çekiyorum.
Dr. Başak Demiriz: Neden vicdan azabı çekiyorsunuz?

Danışan: Çünkü onunla başka konular konuşmaya çalışırken, kendimi dünyanın en duyarsız insanı gibi hissediyorum, suçluluk duyuyorum. Elbette ben de çok üzülüyorum her gün ülkemizde olanları duydukça ama annem gibi kendimi kaptırmak, her gün ağlamak istemiyorum. Hayat devam ediyor diye düşünüyorum.

Sizce annemin tutumu mu doğru benimki mi?

Dr. Başak Demiriz: Buna kimse karar veremez, çünkü travma karşısında yaşanan bir reaksiyon yoktur. Yani, yaşanan bir travmanın ardından nasıl davranılması gerektiği, ne kadar üzülmenin normal olacağı veya ne kadar ağlamanın yeteceği konusunda bir yorum yapmak çok yanlış olur. Kimisi travma yaratan olayın hemen ardından duygularını dışa vurabilir, kimisi de aylar belki de yıllar sonra reaksiyon gösterebilir. Bunun gibi, bazıları travmanın yarattığı etkilerden uzun yıllar kurtulamaz, bazıları çok daha çabuk ve kolay atlatır.

Danışan: Aslında ilk başlarda o da daha kolay atlatmış gibi gözüküyordu ama sonra içine kapandı.

Dr. Başak Demiriz: Travma sonrası ortaya çıkan reaksiyonlar zaman içinde değişime uğrayabilir. Travmanın hemen ardından, hayatta kalabilmek, ortaya çıkan her türlü zorlukla baş edebilmek için çok enerjikken, zaman geçtikçe daha depresif ve umutsuz olabilirsiniz.

Danışan: Sanıyorum annem de aynı öyle oldu. İlk aylar çok güçlüydü ve hepimizin moralini düzeltip, hayatımızın hiçbir şekilde bölünmesine izin vermeden canla başla çabaladı durdu. Sanki depremi yaşayan o değildi, uzun bir süre olayı konuşamadı bile, sanki şoktaydı. Sonraları yavaş yavaş değişmeye başladı, o enerjiden eser kalmadı. Her şeye çabucak ağlayan, depresif bir kadın oldu.

Haberin Devamı

ÜZÜNTÜ SÜRERSE UZMANDAN YARDIM ALIN

Dr. Başak Demiriz: Travmalar veya felaketlerin hemen sonrasında yaşanan şok veya inkar çok normaldir. İnsan bir süre olayın boyutunu, ağırlığını algılayamayabilir. Şok ve olayı yok saymak, aslında bizi koruyan ve ayakta kalabilmemizi sağlayan reaksiyonlardır. İlk şok atlatıldıktan sonra ise gerçek reaksiyonlar kendini göstermeye başlar ki biraz önce söylediğim gibi, travma sırasında ve sonrasında yaşananlar, şikayetlerin ortaya çıkışı, yoğunluğu, süresi, kişiden kişiye değişir.

Danışan: Kişiden kişiye değiştiğini bilmiyordum, kendimi de annemi de boşuna suçluyormuşum. Neye göre değişiyor?

Dr. Başak Demiriz: Bunu kestirmek zor olsa da bazı faktörlerin iyileşme sürecinde etkili olduğu biliniyor. Öncelikle, daha önce yaşanmış bir travma; yeni olaylarda daha kolay travmatize olmamıza neden olabiliyor, annenizin de yaşadığı gibi. Diğer faktörler: (1) Travma sırasında yaşanan kayıpların yoğunluğu, derecesi; bir yakınını kaybedenler veya evini, işini kaybedenlerin iyileşmesi daha fazla zaman alıyor. (2) Kişinin genel baş etme becerileri; hayatın genel zorluklarıyla veya stresiyle baş etme becerileri olan kişiler, travma ve felaketlerle de daha kolay baş edebiliyorlar. (3) Travma öncesinde var olan stres; hayatlarında zaten duygusal veya fiziksel anlamda sıkıntılar yaşayanlar, yeni streslere de çok daha yoğun reaksiyon gösteriyorlar ve iyileşebilmek için daha fazla zamana ihtiyaçları oluyor.

Danışan: Peki annem bunu hiç mi aşamayacak? Ne kadar daha böyle üzüntü yaşayacak?

Dr. Başak Demiriz: Onu bir süre daha gözlemeye devam edin. Eğer üzüntüsü gün geçtikçe artarsa, üzüntüler yoğun duygusal acıya dönüşürse, bu onun günlük yaşantısını, işlevselliğini, ilişkilerini olumsuz yönde etkilerse, sağlığı ile ilgili sıkıntıları, örneğin baş ağrıları, mide problemleri, göğüs ağrıları gibi şikayetleri fazlalaşırsa mutlaka profesyonel bir yardım almalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları