Davos, harman yeri gibiydi, çuvalını alan

DÜNYA Ekonomik Forumu’nun (World Economic Forum-WEF) Türk özel sektörü tarafından düzenlenen "360 Derece" başlıklı "Türk Gala Gecesi"nin gerçekleştiği salona Taha Akyol, Mehmet Ali Birand, CNN Türk Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Boratav ve Mey İçki’nin CEO’su Galip Yorgancıoğlu’yla birlikte girdik.

Sıkı güvenlik kontrolünden geçip içeri girdiğimizde ilk karşılaştığım isim Fiba Holding’in patronu ve National Bank of Greece’e (NBG) sattığı Finansbank’ta halen yüzde 10 hissesiyle Yönetim Kurulu Başkanlığını da yürüten Hüsnü Özyeğin oldu:

"Davos’a rahmetli Turgut Özal’la birlikte gelirdim. 20 yıldır hiç uğramamıştım. Bu yıl katılmak benim için çok yararlı oldu. Davos toplantıları bambaşka noktaya gelmiş."

Hüsnü Özyeğin’i en çok heyecanlandıran olaylardan biri, ABD’nin ünlü Harvard Üniversitesi’nin Başkanıyla ikili görüşme fırsatı yakalaması olmuş: "Harvard mezunu olmama rağmen randevu alabilmem imkansız gibiydi. Davos’ta bu fırsatı buldum. Türkiye’de üniversite kurma çalışmalarım olduğu için görüşme benim için çok önemliydi."

Fransızlar’ın düzenlediği paralel "Gala Gecesi"nin olduğu alandan geçip, "Türk Gecesi"nin gerçekleştiği salona geçtik. Biraz sonra Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz geldi. Yaz tatillerinde köyüne gidip harman kaldırmayı çok seven Durmuş Yılmaz, Davos toplantılarını kendine özgü benzetmeyle yorumladı:

"Burası harman yeri gibiydi. Çuvalını alan geldi. Katılanların hepsi çuvalına kendi çapında birşeyler doldurup döndü."

Durmuş Yılmaz’ın etrafında toplanmışken, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümetin Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıma ısrarı da konuşuldu. Doğuş Holding’in Merkez Bankası kökenli CEO’su Hüsnü Akhan haklı itirazını yaptı: "Merkez Bankası’nı taşımakla İstanbul finans merkezi olur mu?"

Merkez Bankası’nın Ankara’da kalması konusundaki tavrını baştan beri net ortaya koymuş olan Durmuş Yılmaz, sadece "İstanbul’un finans merkezine dönüşebilmesi için elimizden geleni yaparız" mesajıyla yetindi...

Baştan beri ortaya çıkan mesajlardan da anlaşıldığı gibi bu yıl Davos toplantılarına global dalgalanma damgasını vurdu...

Bakalım Davos’taki "harman yeri"nde doldurulup, dünyanın dört bir yanına dağılan çuvalların içinden global dalganın önünü kesebilecek, zararı en aza indirebilecek çözümler çıkabilecek mi?

Başbakan, ’özel sektör Davos’ta en iyisini yapar’ mesajı vermiş

DANIŞMANI Cüneyd Zapsu aracılığıyla "Davos’taki Türk Gecesi"ne katılma sözü veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı bir özel sektör temsilcisi aradı:

"Sayın Başbakanım Davos’ta düzenlediğimiz gece Türkiye’nin tanıtımı için çok önemli. Sizin katılımınız geceyi daha dikkat çekici hale getirecekti."

Erdoğan,
sürpriz karar değişikliği konusunun detayına girmeden moral vermeyi yeğledi: "Bakanlarımız orada olacak. Ayrıca özel sektörümüzün ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğine ve tanıtacağına şüphem yok."

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler saat 20.30’da başlayan gecede 23.00’e kadar kalıp, yabancı konuklarla iligilendiler.

Hatta Mehmet Şimşek, paralel salondaki "Fransa Gecesi"ne eşiyle birlikte uğrayıp geri döndü. "Global dalgalanma"yı bir an için unutmak istercesine keyifle dans eden yabancı konukları pistin kenarından saat 24.00’e kadar izledi...

Salondan saat 01.00’e doğru Mey İçki’nin CEO’su Galip Yorgancıoğlu’yla birlikte ayrılırken yabancı konuklar hálá keyifle dans ediyordu.

Özetle Türk özel sektörü dayanışma içinde Davos’ta üzerine düşeni yaptı...

Fransa’daki 7.2 milyar dolarlık vurgun, teknolojinin yenilgisi

MERKEZ Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’a, Fransız bankası Societe Generale’deki 7.2 milyar dolarlık "işlem vurgunu"na ilişkin yorumunu sordum:

- Bence bu olay dünya bankacılık sisteminde kullanılan teknolojiler için bir sınav gibi. Kullanılan teknoloji bu sınavda büyük yenilgi aldı.

- Fransa’daki olayla Türkiye’deki Uzanlar’ın İmar Bankası vurgunu arasında bir benzerlik var mı?

- İmar Bankası devlete karşı işlenmiş bir suç ve devlet zarar gördü. Societe Generale’de ise sermayedara karşı işlenmiş bir suç var. Yalnız Fransa’daki olayda ilk verilere göre bankaya 7.2 milyar dolarlık darbeyi vuran kişinin cebine özel olarak giren bir şey yok gibi görünüyor.

Durmuş Yılmaz, bu kısa sohbete son noktayı şu sözlerle koydu: "Demekki böyle vurgunlar sadece Türkiye ve benzeri ülkelerde değil, Fransa’da bile oluyormuş. Dünyadaki tüm bankaların ’güvenlik sistemleri’ üzerinde daha titiz çalışmalar yapması gerekiyor."

Yurtdışında öğrenciyken bana ’Deve parkınız var mı’ derlerdi

DAVOS’taki "Türk Gecesi"ne öncülük eden "Dört Arkadaş Konsorsiyumu"nun üyeleri Akbank Murahhas Azası Suzan Sabancı Dinçer, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk, Koç Holding Kurumsal İletişim ve Bilgi Grubu Başkanı Ali Koç ile Doğan Medya Grubu Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ oldukça heyecanlıydı.

Ferit Şahenk, "Şu anda burada Volkswagen’in tüm tepe yöneticileri var. Eskiden bize randevu bile vermezlerdi. Buradaki görüntü, Türkiye’nin gücünü gösteriyor" diye söze girip, öğrencilik günlerinden beynine çakılmış bir bakışı aktardı:

"Yurtdışında öğrenciyken okul arkadaşlarım ’Evinizin önünde deve parkınız var mı?’ diye sorardı. Hani zengin bir ailenin çocuğuyum ya, ’Olsa olsa bunların deve parkı vardır’ gibi düşünürlerdi. O günlerde çok sıkıntı çektik. Allah’a şükür Türkiye bugün bambaşka bir noktada."

Mehmet Ali Yalçındağ,
arada bir "Fransa Gecesi"ne katılıma göz atıp, Selçuk Kiper’in şirketi Synopsis’in organizasyonuyla gerçekleşen, yemek sunumunu Atilla Doğudan’a ait Do&Co’nun gerçekleştirdiği "Türk Gecesi"nin fark attığına dikkat çekti.

İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’den dünyaca ünlü "para sihirbazı" George Soros’a kadar tüm katılımcılarda Türkiye’ye dönük daha olumlu imaj oluştuysa, ne mutlu "Dört Arkadaş Konsorsiyumu"na...

Coca-Cola ile Greenpeace nasıl kol kola girebildi

ANADOLU Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan’la sohbet ederken temmuz ayında The Coca-Cola Company’nin CEO’luğunu üstlenecek Muhtar Kent, bir yabancı konukla yanımıza geldi ve tanıttı: "Greenpeace International’ın Başkanı Gerd Leipold."

UNDP Başkanı gibi Davos’taki "Türk Gecesi"nin yıldız isimlerinden olan Muhtar Kent, Greenpeace’le Coca-Cola’nın artık kol kola çalışabildiğine örnek verdi: "16 ay önce Greenpeace’le anlaşma imzaladık. Tüm dünyadaki soğutucularımızda asla çevreye zararlı gaz kullanılmayacak. O tarihten itibaren yenilediğimiz tüm soğutucu dolaplarımızda buna dikkat ediyoruz."

Kent,
ardından dünyada yaşanan anlayış değişikliğine dikkat çekti: "Artık devletler, özel sektör kuruluşları ve Greenpeace gibi sivil toplum örgütleri ortak projeler geliştirebiliyor, birlikte iş yapabiliyor. Bundan 4-5 yıl önce Coca-Cola’yla Greenpeace’in böyle işbirliği yapabilmesi mümkün müydü?"

Bir yanda Coca-Cola gibi kapitalizmin simgesi... Öte yanda dünyanın önde gelen doğa savaşçısı Greenpeace...

Kol kola girmeleri dünyamızı biraz olsun korusa yine yeter...
Yazarın Tüm Yazıları