Dağıtmadan

Bengi Yıldız’ın Bodrum kaçamağından bana ne?

Deniz ve mehtap, şarap ve kadın, kimsenin tekelinde değil.

Vaktiyle Çetin Altan’ın viskisini eleştirmek ne kadar saçma idiyse, Bengi Bey’in Bodrum tatilini eleştirmek de şimdi o kadar saçma.

Helal olsun Bengi Bey’e.

Bir daha yapsın.

Bir daha, bir daha, bir daha.

Bu millet çapkın ve hovarda erkekleri sever.

***

Lakin, ona şunu sorabilirsiniz.

-?Dün 3 asker daha şehit oldu. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Şunu da sorabilirsiniz:

-?Özerklikten kasıt nedir?

Ve devamla:

-?Alternatif Cuma neyin nesidir?

Siyasetle iştigal ettiği için bunları elbet sorabilirsiniz... Sorun.

Ama işi Bodrum’a indirgerseniz Kürtçe Şarkı Yasağı’ndan daha da fazla ayıp etmiş olursunuz.

***

Biz, esas konuyu kenara bırakıp ayrıntılara dalmayı çok severiz.

Ana Muhalefet liderine bakın.

Konuşulacak bunca laf varken, o hâlâ Deniz Feneri’nde kalmış. Savcıların değiştirilmesi, şu ara yargı’nın en önemli meselesi midir, yoksa esas arızadaki

-sadece- bir ayrıntı mıdır?

Deniz?Feneri Davası’nı küçümsüyor değilim, yanlış anlamayın. Ama ülke ateş çemberinden geçerken, üstelik bulunduğumuz coğrafya acayip bir yerlere doğru sürüklenirken, Deniz Feneri’ni en öne çıkarıp özel bir Basın Toplantısı yapmak, bence pek hafif kalmıştır. Şike soruşturmasının bile yanında eriyip gitmiştir. Fenerbahçe’nin başına gelenler, Deniz Feneri’ni kimbilir kaça katlamıştır.

***

Burada biz de ana konuyu dağıtmayalım. Bengi Yıldız’a dönelim.

Helal olsun koçum.

Bodrum senin en doğal hakkındır.

Bir daha yap.

Zaten deniz ve mehtap sordular seni, neredesin?

Tekrar git Bodrum’a... On kere, yüz kere git.

Ama sıla’ya döndüğünde ne olur benim askerime sataşma, polisime bulaşma.