Çolpan İlhan’ın oğlu Kerem Alışık

Torpil söylentileri, dedikodular, haksızlıklar... Meğer yanıbaşımızda neler yaşanmış 41. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de bizim haberimiz yokmuş.

Ardından iki ay geçti, bu festivalden söz etmek de nereden çıktı diye düşünebilirsiniz. Ben de yeni duydum. Hem de ilk ağızdan. O kadar şaşırdım ki, yazmazsam olmazdı.

Geçen hafta vizyona giren Hoşgeldin Hayat filminin başrol oyuncusu Kerem Alışık’la konuşurken ortaya çıktı her şey. Filmin Antalya’da aldığı adaylıklardan söz ederken, konu dönüp dolaşıp, En İyi Erkek Oyuncu dalındaki adaylıklara geldi. Kerem, Kenan İmirzalıoğlu’nun adaylar arasında olmamasının büyük haksızlık olduğunu söyledi. Ve sonra da kendisiyle ilgili de ilginç bir iddia ortaya attı.

Antalya’da aday adayları arasına alınmamasının tek nedeni annesi Çolpan İlhan’ın jüride olmasıymış. Üstelik bu onun varsayımı değil, bu konuşmalar jüri üyeleri arasında geçmiş ve bir ara Çolpan İlhan jüriden çekilmeyi bile düşünmüş. Ama jüriden ayrılma isteği bile ‘şaibe olur, düzen bozulur’ gerekçesiyle kabul edilmemiş. Belki aday gösterilecek, belki de gösterilmeyecekti, ama sırf ‘torpil geçildi’ dedikoduların önüne geçmek için Kerem Alışık değerlendirmeye bile alınmamış anlayacağınız.

Antalya’daki jüri sistemi başından beri eleştiriliyor. Tüm bunların çok geç olmadan, hatta gelecek yılki festival için hazırlıklar yapılmaya başlamadan masaya yatırılıp, konuşulması, tartışılması gerek. Ya gelecek yıllarda Yağmur Ünal bir filmde rol alır, rol aldığı film festivale katılır, jüride de Cihan Ünal ya da Türkan Şoray yer alırsa... Ya da aynı durum Mahir Günşıray, Orhan Günşıray için söz konusu olursa. Kerem Alışık’ın yeni film projeleri var, Çolpan İlhan’ı Antalya’da göremeyecek miyiz artık? Çok geç olmadan jüri sorununa bir çözüm bulmak gerekiyor, öyle değil mi?

Bunu biliyor muydunuz?

Ahmet Uluçay’ın Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak adlı filmi 45. Selanik Film Festivali’nde mansiyona değer görüldü.

Bay Pitt ve Bayan Jolie

Harika... Süper... Nefes kesici.

Mr. and Mrs. Smith’ten söz ediyorum. Dünyanın en güzel kadını ve en çekici erkeğinin başrolü paylaştığı filmden.

Duymuşsunuzdur, birbiriyle evli iki azılı katilin hikayesini anlatan filmin başrolerinde Brad Pitt ve Angelina Jolie var.

Bay ve Bayan Smith projesi çeşitli nedenlerle sürekli ertelenmiş, filmde rol alması düşünülen Nicole Kidman’la anlaşma sağlanamayınca Bayan Smith rolü Angelina Jolie’ye gitmişti.

Neyse ki filmin çekimleri başladı ve ilk fragman geçen gün yayınladı. Yönetmen Doug Liman aksiyon yüklü ve keyifli bir filme imza atmış. Kısacık fragmanda gördüğüm silahlar, bir savaş filmini baştan sona seyrettiğimde bile görmediğim kadar çeşitli ve karmaşık. Pitt ve Jolie, kariyerlerinin zirvesindeyken rol aldıkları bu filmde muhteşemler.

Ben sadece filmin eskiden ortaokullarda okutulan İngilizce kitaplarından fırlamış gibi duran ismine alışamadım. Mr. and Mrs. Smith. Mr. and Mrs. Brown’ı hatırlatıyor nedense...

Öteki Tarih

Türsak Vakfı’
nın bu sene 7’ncisini gerçekleştirdiği Uluslararası Sinema-Tarih Buluşması bu Cuma başlıyor. Bir hafta sürecek olan festivalin ana teması ‘Öteki Tarih’ olarak belirlenmiş.

Festivalin en çarpıcı bölümlerinden biri, bir dönem ülkelerinde yasaklanmış ve Türkiye’de ilk kez gösterilecek filmleri bünyesinde barındırması. ‘Tarihe Karışmış Bir Ülkeden Sinemasal Belgeler’ bölümünde, sansürden dolayı uzun yıllar seyirci ile buluşamamş filmler var. Bugün artık var olmayan Demokratik Alman Cumhuriyeti sinemasının sekiz örneğinden en ilgi çekici olanları Paul ve Paula Efsanesi, Bir Yaz Tasviri, Tavşan Benim ve 19 Yaşındayım.

How I Killed a Saint
ve In Rwanda We Say’in de kaçırılmaması gerekiyor.

Beyaz perdeden inciler...

‘İlişki sözüne bayılıyorum, her türlü günahı örtbas ediyor.’ (Aşk Her Yerde, Love Actually, Yön: Richard Curtis, 2003)
Yazarın Tüm Yazıları