Çocuk gözüyle Güneydoğu

ÇOK net anımsıyor. Hala gözlerinin önünde.

Babasını birkaç görevli çevreliyor. Adamın göğsüne, kasıklarına, karnına inen her darbe, sanki beş, altı yaşındaki o çocuğun yüzünde patlıyor. Babası yere düşünce, neresine gelirse gelsin, sıra tekmelere geliyor.

Haberin Devamı

Babasının ağzından, burnundan gelen kanlar, toprağa karışıyor. Babası kamyonete bindirilmek üzere, yerlerde sürüklenirken, içlerinden biri kan izlerini silmek için, çizmesiyle toprağı eziyor.

Gözleri yuvalarından fırlamış, o ana kadar dehşet içinde bu vahşeti izleyen çocuk, aniden  görevlilerin önüne atılıyor, babasını kurtaracak. Bir tokat da, ona. Yetmiyor, bir tekme de, ona.

Çocuk bu kez babasından kalan kanla topaklaşmış toprak parçalarına uzanmak istiyor. Ona, hiç olmazsa, babasından kanlı toprak parçaları kalsın. Ellerini uzattığı anda, parmakları eziliyor gibi. Sonrasında hiç bir şey anımsamıyor, bayılmış.

Bir başka köyde, bir başka çocuk, çok net anımsıyor. Hala gözlerinin önünde.

Evin büyük oğlu aranıyor. Evde bulunuyor. Ağabeyini evden tekme, tokat çıkartıyorlar. Bir daire oluşuyor. Bir yumrukla karşıya savrulan ağabeyi, bir sopayla yere yuvarlanıyor. Aldığı tekmeyle yerde kıvranırken, annesi oğlunu kurtarmak için önlerine fırlıyor. Anne yediği tokatla yere kapaklanırken, ağzı, burnu kan içinde. Çocuk başını çeviriyor.

Bir araba gürültüsüyle yeniden dönüyor, bakıyor, ağabeyi yok. Annesi yerde baygın yatıyor.

DURDU KAVAK TERFİ ETTİ


Bir başka çocuk, bir başka çocuk.

12 Eylül 1980 sonrasında Güneydoğu’da yaşananlar kitap haline getiriliyor. Çocuk Gözüyle Güneydoğu.

Kitabın ismi belli değil, henüz basılmış da değil. Önümüzdeki günlere piyasaya çıkacak. İçindekiler o dönemi yaşayan çocukların anlattığı feci sahnelerle dolu. Onlar o tarihte çocuk, bugün hepsi 35-45 yaşlarında.

Bir süre önce, aynı dönemde benzer vahşetin yaşandığı Diyarbakır Cezaevi gündeme geliyor. Diyarbakır Başsavcısı Durdu Kavak Milli Savunma Bakanlığına yazı yazarak, 12 Eylül boyunca Diyarbakır Cezaevinde görev yapmış olanların isimlerini ve şimdiki adreslerini istiyor. Onların ifadelerini almak üzere.

Milli Savunma Bakanlığından kısıtlı bir liste geliyor. Durdu Kavak yeni bir yazı yazarak, tam listeyi istiyor. Dün Başsavcı Kavak’la konuşuyorum:

“İkinci liste henüz gelmedi. Şu ana kadar bazı mağdurların ifadesini aldık. Bir de, bakanlıktan adı verilen İbrahim Şahin’in. Şahin iddiaları reddediyor”.

Bu arada yargıç ve savcıların yerlerini değiştiren bir kararname yayınlanıyor.

Durdu Kavak Diyarbakır’dan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına atanıyor. Terfi niteliğinde.

Durdu Kavak İzmir’e atanıyor, ancak soruşturma devam edecek.

Haberin Devamı

AKP ile MHP helalleşmesi çok zor

Haberin Devamı

SEÇİMDEN sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin iki yazılı açıklaması var. İkinci açıklamayı önceki gün partisinin yeni Başkanlık Divanı oluşması üzerine yapıyor.

İlkinde olduğu gibi, ikincisinde de, Bahçeli Başbakan Erdoğan’ı ağır ifadelerle eleştiriyor. Seçim meydanlarındaki karşılıklı atışmaların devamı gibi.

Balkon konuşmasında Erdoğan geçmişi silmek üzere, “helalleşme zamanı” olduğunu söylüyor. Buna karşılık, Bahçeli’nin her iki açıklaması da, MHP’nin AKP ile herhangi bir uzlaşmaya yanaşmayacağı izlenimini güçlendiriyor.

Bunun siyasal sonucu var. Büyük olasılıkla, anayasa çalışmalarıyla bağlantılı olarak MHP, AKP’ye katkıda bulunmayacak.
Kaldı ki, bu açıklamalardan sonra, AKP hâlâ MHP’nin kapısını çalar mı, o da ayrı.

Haberin Devamı

Kuşatma başlıyor

DENİZ Baykal CHP’de kendine bağlı kişileri ayaklandırmak için elinden geleni yapıyor.

Baykal’ın bilinen taktiği. Genel başkanın çevresini kuşatmak ve onu öyle bunaltmak ki, sonunda seçimli kurultaya götürmek.

Bu taktiği yıllar önce SHP’de Erdal İnönü’ye karşı uyguluyor. O yıllarda SHP’de ve CHP’de neredeyse yılda iki kez kurultay toplanıyor. Her kurultayda yola “Parti Meclisi yenilenmeli” diye çıkılıyor. Arada bir “genel başkan seçimi de olsun” lafları da duyuluyor. Şimdiki gibi.

Kuşatma adım adım gerçekleşiyor, her yeni Parti Meclisi biraz daha Baykal’cı nitelik kazanıyor. Sonunda genel başkan yaka silkiyor, ama yeni kurultayların sonu gelmek bilmiyor.

Kurultayın toplanması için 650 kurultay delegesinin imzası gerekiyor. İmza toplama noter huzurunda, eli kulağında.

650 imza toplanır mı? Toplanırsa, yazıklar olsun.

Yazarın Tüm Yazıları