Çocuğunuza bağlı mı yoksa bağımlı mısınız

Hayatınızdaki her şeyi çocuğunuzla dip dibe yapıyorsanız, ilişkinizde bir sorun var demektir.

Yaşantınızda çocuğunuza bağlı mı, bağımlı mısınız? Sorunlu bir çocuk yetiştirmek istemiyorsanız, bağımlılığınızı bağlılığa çevirmeyi öğrenmeniz gerekiyor.

Danışmanlığını yaptığım ve her pazar TRT 1’de ekrana gelen "Yaşam Sohbetleri" programında Prof. Dr. Bengi Semerci, geçtiğimiz günlerde ünlü tiyatro oyuncusu Serap Aksoy’u konuk etti. Serap Aksoy, 2 buçuk yıl önce siyasetçi olan eşi Aydın Güven Gürkan’ı, ardından köpeği Oğul’u kaybetti. Kayıplar karşısında yaşadıklarını konuşmak için Aksoy’u çağırmıştık.

Serap Aksoy, kayıp acısını neden daha fazla yaşadığını anlatırken sarsıldım. Aksoy, bağımlı bir kişiliği olduğunu, bir türlü bağımlılığını bağlılığa çeviremediğini, bu nedenle hem eşini hem de köpeğini kaybettiğinde büyük acı çektiğini söyledi. Anne olamadığı için bağlandığı, annelik duygusunu yaşadığını söylediği Oğul’un ölümüyle acısının büyüdüğünü, yas sürecinde antidepresanlardan medet umduğunu anlattı.

Onu dinlerken annemle ve Nehir’le olan ilişkim bir film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti. Aynı bağımlılık bende de var. Zaman zaman hayatımın ev ile iş arasında sıkışıp kalmasından şikayet ediyorum. "10 yıl içinde kaç kez sinemaya gittiniz?" diye sorsam, çoğunuz sayısının çokluğundan hatırlamazsınız bile. Ben bu soruya "Topu topu üç-beş kez" yanıtını verebiliyorum. Bir türlü zaman yaratıp gidemiyorum. "İnsan iki saatlik bir zaman yaratamaz mı?" diyorsunuz, haklısınız. Peki, itiraf ediyorum... Aslında kendim isteyerek gitmiyorum. Nehir’i evde bırakıp çıktığımda suçluluk duyuyorum.

Suçluluk duyuyorum

İşe gittiğimde bu suçluluk duygusu oluşmuyor, çünkü çalışma mecburiyetim var. Ama iş dışında bir yere gitmem gerektiğinde beni resmen sıtma tutuyor. Kendi kendimi yiyeceğime gitmemeyi tercih ediyorum.

Ne yazık ki, aynı durum Nehir’de de oluştu. Nehir, iki yıldır başka bir evde kalmıyor. Bu yaz dayısına gönderdim, 1 saat sonra ağlayarak geri döndü. Sinir oldum! Tam anlamıyla dip dibe bir hayat yaşıyoruz. Kızımla aramdaki ilişkinin tam tanımı; BAĞIMLILIK.

İster çocuk-anne, ister sevgili-eş ilişkisi olsun işin içinde bağımlılık varsa, o ilişki sağlıksız bir ilişkidir. Çocuk sahibi arkadaşlarımın çoğu bu konuda çok rahatlar ve ben onlara gıpta ediyorum. Haftada bir gün kız kıza dışarı çıkıp gece yarısından sonra eve dönüyorlar. Evde çocukları olmasına rağmen bunu sorun yapmıyorlar. Doğru olan zaten bu. Çünkü bağımlı çocuklar özellikle gelecekte büyük problem yaşıyor. Kızlar evlense bile annesini arıyor, erkek çocuklar ise ana kuzusu olmaktan kurtulamıyor.

Teşhisi kendiniz koyun

Anne olarak çocuğunuzla ilişkinize dönüp baktığınızda siz ne görüyorsunuz? Bağımlı mı yoksa bağlı mısınız? Öncelikle bunun tespitini yapın. Eğer bir bağımlıysanız, bir uzman yardımı alın. Yoksa acı çekersiniz. Bağlıysanız zaten sorun yok. Tebrikler, siz ideal anne-çocuk ilişkisi yaşıyorsunuz.

Çocuğuyla bağımlı bir ilişki yaşayanlar, bağımlılıktan kurtulduklarında hayatları kolaylaşıyor. Çünkü bir süre sonra evin içinde sizi gölge gibi izleyen, her şeyi birlikte yapmak isteyen bir çocuk yüzünden nefes alamadığınızı hissediyorsunuz.

Çocuğunuzu emanet edeceğiniz biri varsa, onu bırakıp gitmek istediğiniz yere gitmelisiniz. Gittim diye vicdan yapmayın. Zaman akıp gidiyor, bugün yapmak istediklerinizi beş yıl sonra yapmak istemediğinizde pişmanlık duymayın. Sonra çocuğunuzu "Ben senin yüzünden hayatımı istediğim gibi yaşayamadım" diye suçlamayın. Çünkü bağımlılık durumunu yaratan taraf çoğunlukla anneler oluyor. Yani her şey sizde başlayıp, sizde bitiyor. Çocuğunuzu bir sevgili gibi kabul edin. Dip dibe ne kadar sağlıklı bir ilişki sürdürebilir ki? Arada bir ayrılık her iki tarafa da iyi gelir.

Bağımlılık davranışları

Anne, çocuğun yaşı ne olursa olsun aynı yatağı paylaşır.

Taraflar tek başına dışarı çıkmak istemezler.

Eşlere yeteri kadar zaman ayırmazlar.

Arkadaşlarla görüşmeler sadece işle sınırlı kalır.

Sosyal hayat yok denecek kadar aza iner.

Her şeyi birlikte yapmayı tercih ederler.

Anne, çocuğunu bıraktığında vicdan azabı duyar.

Anne, çocuğu yalnız bıraktığı zamanı telafi için sürekli hediyeler alır.
Yazarın Tüm Yazıları