Cinsel sorunlarınızı gizlemeyin, çözün

Çoğu erkek ‘sözünü dahi etmese’ bile, uzmanlara göre cinsellik, ‘tabu olamayacak kadar doğal, ancak basite indirgenemeyecek kadar karmaşık ve önemli bir konu’. Türk Androloji Derneği de, erkekleri bu konuda azıcık cesaretlendirmek ve toplumsal farkındalığı güçlendirmek amacıyla, “mazerete son” sloganlı bir kampanya başlattı.

Haberin Devamı

ERKEKLER cinsel sorunlarını konuşmaktan çekinirler. Ciddi anlamda cinsel fonksiyon kaybı yaşasalar da durumu doktorlarından bile gizlerler. Ne var ki, Prof Dr. Halim Hattat’a göre, “Cinsellik tabu olamayacak kadar doğal, ancak basite indirgenemeyecek kadar karmaşık ve önemli bir konu”dur ve “Cinselliğinize katkıda bulunan biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin tümünü anlamanız, önce kendinizi daha sonra eşinizi tanımanız, cinsel sorunlarla karşılaştığınızda hangi adımları atmanız gerektiğini bilmeniz, bu sorunları aşarken doğru iletişim kurallarından yararlanmanız gerekir”.
40 yaş üstünde sorun yüzde 70
Kısacası, erkekler cinselliği konuşmayı hele hele cinsel sorunları için yardım almayı hala “ayıp” sayıyor. Ayıp saydıkları için de bazen gerçekten saçma mazeretler üretip gülünç durumlara düşebiliyor. Türk Androloji Derneği, erkekleri bu konuda azıcık cesaretlendirmek ve toplumsal farkındalığı güçlendirmek amacıyla, “mazerete son” sloganlı bir kampanya başlattı. Dernek başkanı Prof Dr. Önder Yaman’a göre, “Günümüzde çoğu erkek hayatının belirli bir döneminde, özellikle stres altındayken veya ciddi bir hastalık geçirdiği zamanlarda cinsel sorunlar yaşıyor”. 40 yaş üstü erkeklerde sorun yaşayanların oranı neredeyse %70’leri buluyor. İşin kötüsü, sorunu olanların %86’sı bu konuyu kimselere danışmıyor, utanıp, sıkılıyor ve boynunu büküp haline razı oluyor!  Kampanya, hakkında bilgilenmek isteyenler için bir de web sayfası açılmış “www.mazereteson.com.”. Benim önerim şu: Erkek cinselliğinin sağlığın bütünlüğü açısından büyük önemi var. Cinsel sağlığınıza yönelik tehditleri veya ortaya çıkan sorunları görmezden gelmeyin. Sorununuz ne olursa olsun mutlaka bir üroloji uzmanla konuşun, danışın, paylaşın ve çözüm arayın.

Haberin Devamı

(*)Erkek cinselliğinin düşmanları

-  ANDROJEN hormonların yetersizliği (testosteron düşüklüğü).
-  Prolaktin hormonu fazlalığı.
-  Antidepresan ilaçlar.
-  Kalp-damar hastalığı ve kalp yetmezliği.
-  Böbrek yetmezliği.
-  Öfke ve endişe sorunları.
-  Yönetilemeyen stres hali.
-  Depresyon.
-  Cinsel yolla bulaşan bir hastalık kapma endişesi.
-  İlişki sorunları.
-  Hamilelik korkusu.
-  Yaşlanma süreci.

Haberin Devamı

(*) Prof. Dr. Halim Hattat/Erkekliğin Yol Haritası/Doğan Kitap

Andropozun  klinik  belirtileri(*)

-  CİNSEL fonksiyonda bozulma: Cinsel istek kaybı, cinsel güçte azalma ve diğerleri.
-  Vücut kompozisyonun değişmesi: Yağ dokusunda artma, kilo alma/bira göbeği, jinekomasti (meme büyümesi).
-  Kas gücü azalması: Genel performansta düşme.
-  Kemik yoğunluğunun azalması: Sırt ağrıları, boy kısalması, kolay kırıklar.
-  Zihinsel fonksiyonlarda gerileme: Hafızada zayıflama, depresif ruh hali (halsizlik, isteksizlik, içe kapanıklık), endişe durumu, uyku sorunları.
-  Metabolik değişiklikler: İnsülin direncinde artış, kötü kolesterolün (LDL) yükselmesi, iyi kolesterol (HDL) azalması.
-  Deri değişiklikleri: Cilt kuruması, kıllarda azalma, terleme, sıcak basmaları.

Haberin Devamı

İlaçlarınızı üzüm suyu ile içmeyin

-  ARAŞTIRMALAR ilaçların mutlaka ama mutlaka su ile yutulması, meyve suları, çay ve diğer içeceklerle ilaç yutmanın yanlış olduğunu gösteriyor. Özellikle greyfurt suyunun başta kolesterol ilacı olmak üzere pek çok ilacın etkinliğini arttırdığını, toksik etkilerini çoğaltabildiği biliniyor. Yeni çalışmalarda üzüm suyu ile birlikte alınan ilaçlar da ilaç emiliminin değişebildiği gösterildi.
Bunlara dikkat
-  Omega-6 desteklerini kullanmak büyük bir dikkat gerektiriyor. Çünkü omega-6 ailesinden linoleik asit” ve “araşidonik asit” iltihabi reaksiyonlara sebep olabiliyor. Aynı gruptan “gamma linoleik asit (GLA)” ise pek çok alanda sağlığa destek oluyor. GLA’nın en önemli kaynağı çuha çiçeği yağı. GLA vücutta yapılmadığı için besinlerle alınması gerekiyor. Omega-6 yağlarını rastgele kullanmamakta fayda var.
-  Pek çok çalışma kanser ve başka hastalıklardan korunmak amacıyla yüksek dozda E vitamini kullanmanın ciddi sağlık riskleri yaratabileceğini gösterdi. Özellikle günde 400 üniteden fazla E vitamini kullanmak tehlikeli sayılıyor.
-  Bir kalsiyum desteği kullanmadan önce doktora danışmanızda fayda var. Örneğin, kalsiyum düzeyi yüksek olanlar, fosfor düzeyi düşük bulunanlar ve tiroit bezi az çalışanlarda kalsiyum desteği zararlı sonuçlar verebiliyor. Kalsiyum desteklerinin bulantı, gaz, şişkinlik, ağız kuruluğu ve kabızlık yapabileceği de aklınızda olsun.
B-12 olmazsa olmaz
-  B-12 vitamini kan yapımından hücre çekirdeğinde DNA üretimine, sinir sisteminin bütünlüğünün korunmasında, karbonhidrat ve yağ metabolizmasına kadar pek çok alanda işe yarayan, yani “olmazsa olmaz” bir vitamin. Bu vitamin et, balık ve süt ürünlerinde bulunabiliyor. Yaşlı ya da vejetaryenlerin zaman zaman B-12 düzeylerini kontrol ettirmelerinde yarar var.
-  D vitamini eksikliği çok ciddi bir sorun. Günlük alınması gereken miktar ortalama 400 ünite (veya 10 mikrogram) civarında. Ancak uzun süreli ve yüksek dozda kullanım zehirlenmelere yol açabiliyor.
-  Resveratrol üzümde ve ayrıca yer fıstığı ve dutta bulunan bir doğal madde. Üzüm suyunda da bol miktarda var. Bu maddenin temel etkisi güçlü bir antioksidan olması. Bu nedenle kanserden korunma da faydalı olabileceği düşünülüyor.

Yazarın Tüm Yazıları