Çiller'in şekeri

Hadi ULUENGİN
Haberin Devamı

Söz uçar yazı kalır ve Halep oradaysa arşiv buradadır, feleğin çemberinden geçmişliğim var ve biraz insan sarrafıyım ya, ben Çiller'e hiç prim vermedim.

Allah henüz yürü ya kulum dememişti ve kendisi daha Demirel hükümetinde sıradan bir kabine üyesiydi, sonradan başbakan olacak olan devlet bakanının ciddiyetsizliğini ve yüzeyselliğini eleştiren sert bir makale kaleme aldım.

Özal vefat etti, bir karamboldur gitti ve Tansu Çiller DYP lideri oldu, sırf köylü partisinin imaj yenilemek arzusu açısından buna kısmen hoş baktım.

‘‘Radyomu istiyorum’’ ve ‘‘Bask modeli tartışılsın’’ cümlelerini dile getirdiği için de, çok şüpheyle bile olsa, bir süre gözlemlemeyi tercih ettim.

Sonra makam uçağında, dört aylık başbakanla dört saatlik yolculuk yaptım.

Kabinde görüşmek fırsatını bulduğum Çiller tüm şüphelerimi haklı çıkarttı.

Ayıptır söylemesi, genel bilgi dağarcığı müthiş ölçüde tıntındı ve yeni DYP önderi, psikolojiye biraz vakıf olanların hemen teşhisini koyabileceği ‘‘kifayetsiz muhterislik’’ hastalığından muzdaripti. O zaman notu tam verdim.

Başkente indim ve hala pupadan esmeye devam eden medyatik rüzgara rağmen, ayağımın tozuyla ‘‘Hoş ve Boş’’ adlı makaleyi yazdım. Yakıştırma tuttu.

O tarihten itibaren de, Gümrük Birliği siyaseti hariç, demokratlığına asla inanmadığım ve riyakarlığından korktuğum Çiller'e bodoslamadan karşı durdum.

Onaylamadığım REFAHYOL koalisyonu kurulduğunda ise RP'yi hükümet olduğu için değil, DYP lideriyle gerdeğe girerek tongaya bastığı için eleştirdim.

Söz uçar yazı kalır ve Halep oradaysa arşiv buradadır, herkesin çalakalem Çiller'i övdüğü dönemlerde bile ben Yeniköy yalısı sakinine prim vermedim.

* * *

ANCAK, ABD vatandaşlığı veya CİA casusluğu, ajan provokatörlüğü Bursa'daki sağır sultana bile malum Maocu faşistler aracılığıyla piyasaya sürülen ve aklı selim sahibi herkesin bıyık altından güleceği zırvalara da prim vermedim.

Neden vereyim ki ?

Ben aslı astarı olamayacak bu tür deli saçmalarını ciddiye alırsam, orada mutlaka aklanacak olan Çiller'in mağdur görüntü sunmasına hizmet etmiş olurum.

Halbuki benim hiç böyle bir niyetim yok.

Kaldı ki, ben demokrat ve özgürlükçüyüm. TBMM'den yaka paça atılmış DEP'ten, üstüne kol kanat gerilmiş Susurluk'a; her sedası yalan kokan demeçlerden, iflasa sürüklenen dış politikaya kadar benim elimde bin bir adet koz var.

Şimdiye kadar yaptığım gibi Tansu Çiller'i somut temellerde eleştiririm.

Ben dürüstüm ve Çiller'e olan muhalefetim dürüst argümanlarla güç kazanır.

* * *

ÖTE yandan, demokratlığına ve özgürlükçülüğüne inandığım bazı kimselerin bugün Çiller'le flörte geçtikleri izlenimini vermeleri beni rahatsız ediyor.

Onların bu yaklaşımı, tıpkı ters kutuptaki Maocu provokasyona alet olanlar gibi, DYP liderinin siyaset ve ahlak suçlarından aklanmasına zemin hazırlıyor.

Oysa, REFAHYOL hükümetini düşürme operasyonu Tansu Çiller'i şeklen mağdur kılsa da, demokratlar ve özgürlükçüler yalnız bu operasyonu eleştirebilirler.

İşleme ilke olarak karşı çıkmak ayrı bir şeydir, olayda obje oluşturduğu gerekçesiyle Çiller'e yaklaşmak ise apayrı bir şeydir. İkincisi onaylanamaz.

Demokratlar ve özgürlükçüler ilke savunurlar ama, demokrasi ve özgürlükten hiç nasiplenmemiş sabık başbakanla kendileri arasına da kesin mesafe koyarlar.

O'nun demokrasi ve özgürlük cürümlerine ise haydi haydi mim koyarlar.

Açıkçası, demokratlar ve özgürlükçüler Tansu Çiller'in şimdi yalatmaya çalıştığı akide şekerine kanmazlar. Anlarlar ki, bunun altında ağu vardır.

Feleğin çemberinden geçmiş ve az biraz insan sarrafı olan demokratlar ve özgürlükçüler bilirler ki, Çiller'in şekeri demokrasiyi ve özgürlüğü zehirler.

Yazarın Tüm Yazıları